• tdk, türkçe sözlük: zalim olma durumu veya zalimce davranış.

    "benden korkuyorlardı, hatta bu korkuları... benden korkmuyorlardı da bana dolan kutsallıktan, etrafımda toplanan ruhlardan, evimin, şehrimin, topraklarımın tanrı ve ruhlarının inayetinden korkuyorlardı.

    bir süre sonra rahipler bana bulaşmak istemedi, o yüzden sorgucu olarak bir tek, bizzat iddor kalmıştı. o da benden korkuyordu, galiba, ama aynı zamanda benim büyük bir büyücü olduğuma inandığı halde bana istediğini yapabiliyor olduğu için bu cesaretinden dolayı kendisiyle gurur duyuyordu. ben onun zalimliğinin oyuncağı olarak onun gücünü ispatlıyordum."
    ursula k. le guin, sesler.
  • (bkz: zalım)
  • bir insanı küçülttüğümüz zaman zalimiz demektir.
  • (bkz: israil)
  • zalimlik öğrenilen bir şey...
    birilerinin sana yaptığını gün gelip sende başkasına yapar, böylece hayatta delirmeden durabilirsin.
  • saddamlık, kaddafiliktir.
  • ekşi sözlükte kimyasal silah kullanılmasını savunan bir entrynin çokça beğenilmesi bile zalimlik hakkında epeyce şey anlatıyor. zalimlikten geçtik, zalimliğin beğenilmesi aşamasına geldik. insanlik adina mühim bir ilerleme..

    evet zalimlik öğrenilen bir şey. zalimliği beğenmek de öyle. zalimliği önünüzde örnekler olmadan, görmeden tekrar edebilecek kadar tanımak mümkün değil. bir insanı zalimce kırmak, yaralamak ya da daha ötesi birini öldürmek, öldürdükten sonra ölüsüne bile zalimlik yapmaya devam etmek, cesedini yollarda sürüklemek, cesetten parçalar koparmak, yakmak, yıkmak hepsi öğrenilen şeyler.

    zalimliğin niteliği kimden ve nasıl öğrendiğinize bağlı bir yönüyle. şiddeti, içerdiği budalalık seviyesi, süresi, biraktiği izlerin niteliği büyük ölçüde nerede öğrendiğinize bağlı.

    ölüme, öldürmeye, yaralamaya hemen her zaman büyük bir tedirginlikle bakan, zorunlu olmadikça bir canlıya zarar vermeyi her zaman şüpheyle karşılayan, zalimliği her zaman kınayan, işgalcisini bile şefkate çağıran, zalimin zulmünü gizliye saklıya kovalayan bu anadolu kültür dünyasında; bir başkasının diğeri üzerindeki gücünü kanitlamaya giriştiği ve gücünü kullanmaya meylettiği her yerden zalimlik çıkar gelir. ve zalimliği öğrenmenin iki temel kanalı ve yolu var her zaman: devlet ve aile.

    nereden ve kimden öğrendiğinizi düşününüz...
  • bazen
    dili dönmeyenin, yalvaran gözlerine bakmamak,
    bazen
    gözü görmeyenin, çığlıklarına tıkanan kulak,
    bazen
    tutunmak için uzanan,
    bir eli kırmak.

    ve hatta bazen;
    bütün yaraları sağaltıp bir daha açmak...,
    yeniden,
    yeniden...
  • yardımseverlikle renk tonu farklılığı olan erdem.
    zor durumda kalan bir ailenin babasısınız. şaki geliyor ve en sevdiğiniz çocuğunuzu sizden alıyor. bir daha görememek üzere çok daha iyi bir hayat vermek için çocuğunuza, başka bir diyara götürüyor. tüm ihtiyaçları karşılanıp iyi bir eğitim veriliyor. dünya da cennet hayatı yaşatılıyor. baba ise bunlardan hiçbirini veremeyecek iken daha da kötüsü belki de açlık ve kötülük içinde yaşayacaktı çocuğunu.
    şaki burada yardımsever mi oluyor, zalim mi !
    zulmü kötü görmemek gerek. ya imtihandır ya hayırdır.
  • iftira, kılıçtan daha zalim silahtır, çünkü iftiranın açtığı yaralar hiç kapanmaz. henry fieıding
hesabın var mı? giriş yap