*

  • ingilizcede time-space compression diye geçer. burada kastedilen iletişim teknolojilerinin sadece zamanı ve mekanı önemsiz haline getirmesi değildir; öyle olsa buna zaman-mekan küçülmesi (reduction) de denilebilirdi. burada bu eylem sırasında; zamanın ve mekanın etkilediği alanların deforme olması, kompres edilmesi yani sıkışıp kısılması söz konusudur.

    bu deformasyon; kapitalizmin yarattığı bir deformasyondur. yani iletişim teknolojileri olsun, küreselleşmenin kendisi olsun bir şekilde zamanı ve mekanı önemsiz hale getirirken bize küresel bir köy de yaratmıyorlar; bu sıkışmadan çatlaklar ve kırıklar da oluşuyor. örneğin esnek birikimin (flexible accumulation) post-fordizmde kendisini ortaya çıkarması aslında zaman mekan sıkışmasının bir sonucudur. bu sıkışma sonrasında sadece hızlı akan bir finansal rejim değil, kontrolsüz ve dengesiz bir finansal rejim de oluşmuştur. yani zaman-mekan kısılması bir geri tepi yaratmıştır.
  • jameson'da kültürel, harvey'de ekonomik içerikli tanımlarla kullanilan bir kavram zaman mekan sıkışması. jameson kavrami, çağdaş kapitalizmin insanlari kendilerine ve dişariya ilişkin bir tür "sürekli değişim" duygusuna güdülediğini varsayarken, harvey zaman mekan sıkışması'ni "mekanin zaman araciligiyla -daraltilmasini, küçülmesini vs. değil- yokedilmesini" gösteren bir durum olarak tanimliyor yanilmiyorsam. piyasanin mantiğindan hareketle üretilmiş bu pek muteber kavram önünde saygiyla eğilirken, mekan'a da hiper mekana da sıkışmaya da koyayim demek istiyorum ama modernite elimi ayağımı bağlıyor afedersiniz. gerçeklik düzeyinde çöp arabasinda sıkışmışız, zamanda mekanda sıkışsak kaç yazar da diyebilir içimdeki vulger kuşu.. brak, brak...
  • david harvey'nin kapitalist hayati ve onun ardindan yetisilmez hizini analiz etmek icin kullandigi kavram.

    harvey dedemizin kavraminin ozu marx'in mekanin zaman tarafindan katledilmesi* ile anlatmaya calistigiyla hemen hemen aynidir. buna gore kapitalizm var olmak icin mekansal her turlu sinir ve engeli asmak zorundadir. burda mekani mutlak olarak kontrol altina alip kapitalist mantiga uygun olarak yeniden sekillendiren kolonilestirme veya ilhak mantigi dusunulebilir. irak serbest piyasanin genislemesinde sorun mu cikariyor? gider saddami indirir piyasayi yerine dikersin, sorun gorece/gecici hallolur. ama her iki dedemize gore de bu son durak olsaydi 1880'lerde dunyanin hemen her parcasinin bir ulus-devletin veya imparatorlugun topragi haline gelmesi ve kapitalizmin cografi genislemesinin sonlanmasiyla kapitalizmin icinden cikilmaz bir krize dusmesi gerekirdi (rosa luxemburg'un kriz tartismasinda icine dusugu hata uc asagi bes yukari tam da bu noktadir ama o da baska bi entari konusu olsun).

    ama burda kapitalizmin cektigi uckagitin ayagi farkli. kapitalist genisleme kapitalist derinlesmeyle de mumkun.

    zaman mekan sikismasi'nin veya mekanin zaman tarafindan katli'nin anlatmaya calistigi nicelikselden ziyade niteliksel bir durum. kapitalizmin hareketlendirdigi iletisim ve tasima teknolojileri sayesinde mekanlar arasi hareketin daha hizli gerceklesmesi, marx'in kapital'de anlattigi para-meta-para dolasiminin daha da hizlanarak sermaye birikimini kolaylastirmasini mumkun kiliyor. tek derdi sermayenin birikimi ve dolasimi olan kapitalist sinif da boylece bir tasla kus surusu vurmus oluyor. bir meta ne kadar hizli uretilip, talebi bulunan piyasaya ne kadar hizli gider ve bilmem kac limitli kredi karti sayesinde ne kadar hizli satilip tekrar paraya donusturulurse, meta-para-meta dongusu de o kadar hizlanmis, sermaye o kadar hizli birikmeye hazir hale gelmis demektir.

    kapitalist sinifin zamanin mekanin orasini burasini sikistirmasinin sebebi budur. kapitalizm zaman-mekani sikistiriyor peki sen niye gidiklaniyosun derseniz de surdan buyrun:

    bu noktada kanimca harvey elestirilebilir, kaldi ki cindi katz cok da guzel elestirmistir. ablamiz der ki, harvey'nin analizi cok ilginc bir bicimde sinifsal korlukler tasir. sermaye sahibi siniflar parayi, metayi osuruk gibi ordan oraya savuruyor savurmasina da alt siniflarin bir kisminin zamaninin mekaninin sikistigi filan yok der. neoliberal sehirlesme 3. dunyada bir cok insanin isine gittigi sureyi, yolda gecirdigi zamani uzatmistir, bu durumda zaman-mekan sikismasindan ziyade kuresel fakirde zaman mekan yayilmasi soz konusudur diye tatli tatli da elestirir harvey'i.

    kanimca ikisi de haklidir, ve bu durum zaman-mekan pratiklerinin sinifsal analizi konusunda bir cok calismaya ihtiyacimiz oldugunu gosterir.
  • kavram ve acilimlari uzerine bir hayli duru ve aciklayici bir metin'e su linkten ulasilabilir. (malesef ingilizce, fuck you kardes cok afedersin)

    (bkz: gavur yapmis)

    http://it.stlawu.edu/…bal/pagesspeed/timespace.html
  • kavramin kuramsal dayisi icin:

    (bkz: annihilation of space by time)
  • belediye otobüslerinde yaşanabilecek olay.istanbul'da işe gidiş veya geliş saatlerinde tıklım tıklım bir belediye otobüsünde bir de trafiğe yakalandıysanız hem zaman hem de mekan sıkışmasını birebir gözlemleyebilirsiniz.
  • belirli bir süre için bir mekana sıkışıp kalmak. hem de çok fena kalbinin sıkışması, ruhunun daralması. bazen iş yerinde olur mesela. sabahtan akşama kadar en çok sıkışıp kaldığımız yer orası, özellikle ofis çalışanları için. off anlatırken bile sıkıldım.
    sonuç, ofis ruh emicidir.

    http://www.youtube.com/watch?v=0hdmbyzgcyo
  • büyük savaş, buhran gibi büyük bir patlamaya yol açabilecek bir sıkışıklık.nedendir bilmiyorum post modernitenin ötesi anlamsızlık ve kaos içinde boğulan dünyada en önemli tepki büyük kitlesel göç ve irili ufaklı işgal bazlı savaşlardır. anlamsızlık ve savaşlar birbirini tetikleyen iki önemli unsur olarak karşımıza çıkıyorken biri diğerini zorunlu olarak kaçınılmaz kılıyor...

    zaman ve mekan sıkışması
    link

    son önemli olaylar
    sovyet-afgan savaşı sovyet-afgan savaşı

    ırakın işgali

    suriye savaşı

    petrol savaşları

    güncellenecek
  • david harvey in, postmodernliğin durumu kitabında belirtiği üzere, 1970’li yılların başlarından beri kullanılmaya başlayan uydu sistemleri, iletişimin birim maliyetini ve zamanını mesafeden bağımsız hale getirdi. uydu yoluyla iletişimde, 500 kilometre mesafeden kurulan iletişimle 5000 kilometre mesafeden kurulan iletişimin maliyeti aynı olmasından ve malların hava yoluyla taşınmasının maliyeti çarpıcı biçimde düşerken, konteynerleşme deniz ve kara yoluyla büyük miktarlarda yapılan taşımacılığın maliyetini düşürmüştür. bugün çokuluslu büyük bir şirketin dünyanın farklı noktalarında yer alan fabrikalarda finans,piyasa, girdi maliyetleri, kalite kontrolü ve emek süreci koşullarına ilişkin kararları eşzamanlı biçimde alarak işini yürütmesi artık mümkündür.
    büyük kitlelerin televizyona sahip olması, uydu iletişimi ile bir araya geldiğinde, herkesin farklı mekanlardan gelen bir imaj yağmurunu neredeyse anında yaşamasını olanaklı kılarak dünyanın mekanlarını bir televizyon ekranındaki imajlara indirgemektedir.
    yerlerin ve mekanların imajı, üretilmeye ve gelip geçiciliğe bütün öteki şeyler kadar açık hale gelir. kısacası, başlangıçtan beri kapitalizmin dinamiğinin tammerkezinde varolmuş olan mekanın zaman aracılığıyla yok edilmesi sürecinin yeni bir evresine tanık oluyoruz.
hesabın var mı? giriş yap