*

  • aslinda olmu$ veya olacak olan diger gençlikten özde farkli olmadigi halde degi$en kültüre ayak uyduramami$ ya$lilar tarafindan dejenere olarak adlandirilan belli ya$lardaki insanlarin tümü
  • -hamburger çocugudur.
    -ailesinin karşısında sigara içer
    -bayramlardan aileyi ziyaret etmez
    -zaten aileyle bi alakası yoktur

    (diye nitelendirilir eski insanlar tarafından)
  • (bkz: child in time)
  • ticky...
  • her dönem elbette yeni yetişen neslin bir öncekine göre farklılıkları, değişik bir yetişme tarzı, değişik imkanları ve hayata değişik bakış açıları olacaktır, eminim olmuştur da.
    ama kendi büyüdüğüm ortama baktığımda son zamanlarda oldukça farklılıklara ve saçmalıklara rastlıyorum. aslında bu başlık eleştiriye, uzun ama boş olan atıp tutmalara çok müsait, benim yapmak istediğim bu olmasa da, bu olacak.

    televizyonda kanal değiştirip her gelen kanalda en fazla 10 saniye kaldığım bir akşam ufak bir detaya takılıp düşünmeye başladım, şu an yaptığım da bu zaten. kral tv'nin altından geçen yazıları okuyunca afalladım bir an. dolu olması gereken sevgi sözcüklerinin bu kadar boş şekilde kullanıldığını daha önce de çok görmüştüm ama bu sefer kabullenemedim.

    13-23 yaş grubundaki herkesin hayatının en büyük sorunu ve en önemli konusu olarak çarpık ilişkileri ve sevgisiz aşkı görmesi ne kadar ilginç aslında. gerçekten de bundan önceki nesiller de şu an beni rahatsız eden bu bakış açısına mı sahiptiler, ve eğer değillerse "bu" bu zamana özgü bir şey mi merak ediyorum.

    uğraşılması gereken onca sorun varken neden herkesin yozlaşmış aşk oyunlarıyla uğraştığını anlamıyorum. bunun nedeni medya değil, o da bu saçma sürecin bir esiri sadece. herkes birbirine "aşkım", "canım", "bitanem" diyor; aradan bir hafta geçiyor aynı kişi bu kez bir başkasına aynı sözleri söylüyor. durup ne düşündüğünü, kullandığı sıfatların ne anlama geldiğini bilmiyor bile. sonra öyle bir hale geliyor ki, oynadığı bu aptalca aşk oyunu onun için gerçek ve yaşadığı bu sahte sorunlar hayatın anlamı haline geliyor.

    sürekli "depresyonda" , anlamlı şeyleri anlamsız şeylere çeviren ve sonra onlar için de kendi anlamını da kaybedip, yüzeysel bir varlık haline gelen bir gençliğin tam ortasındayız. değer sahibi her konu çoktan unutulmuş veya aşağılanmış durumda, onların yerine konulanlar ise mide bulandırıcı.

    para ve maddi imkanlarla dolu bir ortamda büyüyenlerin, kaynaklarını bu kadar yanlış bir biçimde kullanılmasını aklım almıyor. arabasının üstünde yatarak poz vererek kız tavlamaya çalışan "zekiyim, çeviğim, ahlaksızım" diyen erkeklerin; "gencim, güzelim seni üzerim, ben sürekli marka giyerim ve tikky olmak ayrıcalıktır" diye gezen kızların her baktığım yerde çoğalmasına tahammül edemiyorum artık. gerçekten söyledikleri ve yaptıkları şeylerin farkına varmıyorlar mı yoksa artık bu o kadar kanıksanmış bir şey ki benim yanlış olarak gördüğüm şeyler doğru mu olmuş durumda bilemiyorum.

    aşk bu kadar sıradan, her gün bir başkasıyla yaşanabilen, birbirinden hiçbir farkı olmayan ve herkesle aynı şekilde yaşanan ancak bu sıradanlığına rağmen önemini her geçen gün arttıran şişirilmiş bir ölüm-kalım meselesi mi olmuş durumda? bu şişirilmiş duyguyu yine şişirilmiş boş insanların gözümün içine sokması rahatsız ediyor beni. çünkü ben de bazen bu saçma ve anlamsız oyunun bir parçası oluyorum. ve bir bilince sahip olduğumdan bu gerçek beni daha da rahatsız ediyor.

    zamane gençliği... umarım bu sadece bu döneme özgü bir şeydir ve geçici bir saplantı, bir kayıp kuşaktır. büyüklerimden gördüğüm zaman, çevremde şu anda yaşanandan çok farklı. bu da bana geleceğin de şimdikinden farklı olacağı gerçeğini gösteriyor, muhtemelen olumlu yönde, ya da...
  • artık çoğunu rockçı olduk biz diye simsiyah kıyafetlerle,aynı şaç modelleriyle - ki bunların çoğunda bu gençlerin yüzü gözü görünmez - synı argo konuşmalarla görebilirsiniz...
  • misket gazoz kapagı atari salonları susam sokagı commodore 64 ve segalardan uzak büyümüş olan genclik.
hesabın var mı? giriş yap