• ne sahih hadis için ne de hasen hadis için aranan şartlar kendisinde bulunmayan hadislerdir. buna göre zayıf hadisin tanımı sahih ve hasen hadislerin tanımlarına bağlıdır. bu iki hadis için aranan beş şart (sahih hadis maddesine bakınız) tan biri kendisinde bulunmayan hadis zayıf kabul edilmektedir. bir hadisin zayıf olabilme sebebi birden fazla olduğundan zayıf hadis çeşitleri de çoktur. genelde muhaddisler hadisin zayıf olmasını iki şeye bağlarlar: 'senette kesinti', 'râvide kusur'.. hadisin senedinde kesinti bulunursa bu hadis 'munkatı' kabul edilerek zayıf kısmına girer. kesintinin senetteki yerine ve adedine göre, 'muallak' ve 'mudal' gibi munkatı hadislerin de muhtelif kısımları vardır. ravinin kusuru adaletle ilgili olursa hadis yine zayıf olur. bu durumda hadis 'münker', 'metruk' veya 'mevzu' gibi farklı isimler alabilir. ravinin kusuru zapt sahibi olmayışından kaynaklanıyorsa hadis yine zayıf olur. bu durumda söz konusu hadis, münker, 'muallel', 'muzdarip' gibi farklı kısımlara ayrılır. zayıf hadise bir misal olarak tirmizî’nin ebu hureyre kanalıyla rivayet ettiği "her kim (hayızlı veya değil) bir kadına arkadan yaklaşırsa veya kahine giderse muhammed’e indirileni inkar etmiş olur" hadisini gösterebiliriz. tirmizî, senedinde bulunan hakim el-esrem adlı râvîden dolayı hadisin zayıf olduğunu bildirir. nitekim anılan şahsı cerh-tadil uleması taz’ıf etmiş, onun zapt ehli olmadığını belirtmişlerdir.

    zayıf hadisin hükmü: zayıf hadisler zann-ı mercuh bildirirler. zahirde bu gibi rivayetlerin peygamber efendimize nispeti mercuhtur. bu bakımdan haram-helal/ahkam konusunda zayıf hadisle amel edilmez. ancak menâkıb ve fedâil-i amâl konusunda şu üç şartla birlikte zayıf hadisle amel etmeyi bir çok alim tecviz etmiştir. bu şartlar şunlardır: hadisin (mevzu, metruk ve münker gibi) za’fı şiddetli olmayacak, hadisin içeriği şeriatın genel ilkeleriyle örtüşecek ve kendisiyle amel edilirken hz. peygamberden kesin olarak sabit olduğu kanaati taşınmayıp ihtiyat payı bırakılacak... alimler zayıf hadisle amelin dışında bu gibi hadislerin rivayetinin ancak belli şartlar dahilinde gerçekleştirilebileceğini belirtmişlerdir. bu şartlara göre, ilgili hadisin akâide ve haram-helal gibi ahkama taalluk etmemesi gerekir. eğer bir zayıf hadis akâid veya haram-helal gibi ahkama müteallik ise onu rivayet etmek doğru değildir. bunun dışında vaaz, terğîb-terhîb ve kıssalara müteallik hadisleri, hz. peygambere ait olduğunu gösteren kesin ifadeler kullanmaksızın rivayet etmek caizdir. ancak bütün bunlar mevzu hadislerin dışındadır. eğer rivayet mevzu olursa bunu ancak mevzu olduğunu bildirmek için rivayet etmek caizdir, bunun dışında rivayet etmek caiz değildir. nitekim hz. peygamber efendimiz "yalan olduğunu bildiği şeyi rivayet eden de yalancılardan biridir" buyurmuştur.
  • hadis olmama ihtimali olduğu düşünülen hadislerdir. ama böyle bir şey söz konusu değildir. bilindiği üzere bir hadis, bir metinden ve o metne ait ravi zincirinden, yani hadisi nakledenlerden oluşan zincirden meydana gelir. zayıf hadislerde ise bu ravi zincirinde kopukluk, yani peygamberimiz (sav)'a kadar kaç isim varsa artık, onlardan biri ya da birkaçı eksik olabilir. ama bu kesinlikle böyle bit hadis yoktur demeye delil değildir.

    bir de şu açıdan düşünelim. kur'an'dan sonra en sağlam kaynak olan buhari adlı hadis kitabında zayıf hadisler yer almaktadır. şimdi bu hadislerden şüphe mi edeceğiz? kesinlikle hayır. zaten bu kitabın müellifi imam buhari'nin, hadis rivayet etmek için günlerce yol alıp yanına gittiği bir adamın, merkebini elindeki üzümle yanına çağırıp, daha sonra üzümü vermediğini görünce sorgusuz sualsiz geri döndüğü anlatılagelen meşhur bir menkıbedir. şimdi kardeşlerim bu derece hassas davranan insanların kitabında hadis olmayan sözlerin bulunması ne kadar mantığınıza yatıyor?
hesabın var mı? giriş yap