• sıkıntı ve rahatsızlık veren bir olayın tam göbeğinde yer almak, bu olayın kurbanı olmak anlamlarında kullanılan deyimimiz.

    ukteyi pirilti diye biri 29.02.2008 15:42 civarinda vermi$.
  • bilmediğin bir ülkede, bir şehirden başka bir şehire gitmek ve bunun farkına yolda varmak bu da yetmezmiş gibi tren görevlisinin başka şehre gitmek için yeterli olmayan biletine bakması, yetemeyen almanca ve ingilizce. (bkz: ich möchte liesing gehen), (bkz: durmuyo lan stop neydi stop) !
  • telefonla arayarak gelmek istediğini söyleyen bebekli bir arkadaşa göre hazırlığını yapan ev sahibinin, kapı çaldığı anda artı üç sürpriz kişi ile daha -üstelik ikisi tamamen yabancı, diğeri ile de 7-8 yıl önce en son görüşülmüş- karşılaşması durumunda yaşanan duygu. tatsız.

    misafir umduğunu değil bulduğunu yer bazı durumlarda kendini imha eden bir söylem. çünkü kimi zaman evde tek başına modunda olan bir kişinin mutfak ve buzdolabı görüntüsü, fazla yeme alışkanlığı da olmayınca savurganlıktan kaçınmak adına ancak ihtiyacı kadarını yansıtıyor. ve gene israf olmasın diye adam başı hesap edilerek alınacak alınıyor, pişirilecek pişiriliyor. geleceğini söyleyen bir kişi için de fırında bir tepsi dolusu kek ya da börek pişirilmiyor haliyle; kalanların yenmeyerek günlerce süründükten sonra çöpe gitmesi için. daha yaza özgü hafif şeylerle ikram planı yapılıyor. lütfen biraz empati kurun ve sürpriz mürpriz yapıp da ev sahibini kara kara düşündürtmeyin kuyruklu misafirlerle. net olunsa ve ev sahibi de kaç kişiyi ağırlayacağını bilmenin verdiği bir güvenle ona göre güzel güzel ikramlarını hazırlasa ne güzel olur eli ayağına dolaşmadan ve mahcubiyet hissine kapılmadan. sıkıntı.
  • çocuğumla beraber evdeyiz. ufaklık yatıyor, uyumadı daha. kedimiz var adı bekir ve ufaklık az biraz tırsıyor bekir'le yalnız kalmaktan. tuvalete girdim. kapısı açık. uzun sürer benimki. bekir de geldi kumuna yaptı. ses duyunca baktım cırcır olmuş. heryere bulaştırmasın diye oturduğum yerden (uzanabiliyorum oraya) kapı dışarı ettim ve kapıyı kapattım! (kapıya da uzanabiliyorum).
    ee şimdi bekir'den korkan ufaklık ve bekir dışarda kaldı. ufaklık bağırıyor "babaaa bekir geldiiii!!"
    ben de çıkamıyorum. bekir'i de alamıyorum tuvalete! sıçtık!
  • zor durumdaki kaldığımız zaman peygamber efendimizi yanımızda hayal edebiliriz. farz edelim ki o bizim yanımızda, başımızı okşuyor, elimizi tutuyor, bize destek oluyor. hem onun manevi desteğinin kaynağı aslında allah'ın desteğidir. yani onun vesilesiyle belkide allah'ın desteğini alabiliriz.
  • ıstakozun kabuğu küçük gelince değiştirmesi gibi, zor zamanlarda bizim de kabuk değiştirmemiz lazım. zor zamanlar insanı buna teşvik ederler. artık sana dar gelen bu kabuktan kurtul, çabala, burada rahatsız oluyorsun bunu gör artık, kendine yeni bir kabuk bul derler. yani çalış çabala, harekete geç, kendine daha büyük bir kabuk bulmak için çabala derler. kendini bu küçük kabuğa hapset, burada böylece kalmayı kabullen demezler. sen çalış çabala, mutlaka karşılığını alırsın derler...

    eğer bulunduğumuz küçük kabuktan memnunsak hep öyle kalırız, hiç ilerleme olmaz. o küçük kabuk bize dar gelsede sırf kabuk değiştirmeyelim diye bizi uyuşturmak, malayaniye çekmek, korkutmak isterler. çünkü iyi hale gelmemizi istemezler.

    https://m.youtube.com/watch?v=7vtpnwbbvmu
  • ecdadın, amla göt arasında da$ak denlü gısılmak diye tabir ettigi olay. *
  • zor durumda kalındığında, insanı anında kurtarabilecek bir şey var. o da, allah'ın her yerde hazır ve nazır olduğunun bilinci. bu bilinç ise bismillahirrahmanirrahim'e dayanıyor. müslümanlar genelde her hareketlerinin başlangıcında besmele çekerler. hatta rivayet edildiğine göre müslüman cehenneme bile besmele ile girince işler değişir ve cehennem onun için artık yakan bir yer olmaz.

    talâk suresi, 3.ayet:

    "onu beklemediği yerden rızıklandırır. kim allah’a tevekkül ederse, o kendisine yeter. şüphesiz allah, emrini yerine getirendir. allah, her şeye bir ölçü koymuştur."

    eğer besmele gerçekten o anda allah'ın hazır ve nazır olduğunun bilincinde olarak ve rahman ve rahim isimlerinin ifade ettiği manalara dayanarak söylenirse anında kurtuluşlar gerçekleşebilir. hatta hiç olmayacak, akla gelmeyecek kurtuluşlar. eğer tam manasıyla besmele çekilse, insanın şu dünyada yapamayacağı şey nerdeyse yok.

    her şeyin başı besmele. besmeleyi çekerken o yüksek bilinç anını yakalamak her şeyi değiştiriyor. yoksa muhabbet kuşları da besmele çekiyorlar, papağanlar da. önemli olan besmeleyi söylerken içinde bulunduğumuz an ve bilinç. evliyalar bulundukları yüksek halden dolayı her daim acz içinde oldukları için, onlar besmeleyi bu şekilde söyleyebilirler. diğer insanlar ise çok zor durumda kaldıkları zaman ortaya çıkan acz ile belki bu şekilde besmele söyleyebilirler. acz olmadan hiçbir şey olmuyor. doğrusunu allah bilir.

    (bkz: #130897006)
hesabın var mı? giriş yap