• francois lelord ile christophe andre'nin iletisim yayinlarindan 2000 yilinda cikmis kitabi. kitapta bazi kisilik ozellikleri incelenmis. ornegin, sizoid, paranoyak, borderline kisilik tipleri gibi. oncelikle gercek kisilerden alinmis orneklerle bu kisilik tipleri tanimlaniyor, daha sonra da zor kisilik tiplerine sahip insanlara nasil yaklasmamiz gerektigi konusunda tavsiyeler veriliyor. kisiligi cevresel kosullar ve dogustan gelen ozellikler belirler ve genellikle degistirilemez bir yapiya sahiptir. o nedenle, etrafimizdaki insanlarin ve kendimizin davranis nedenlerini anlamak, saglikli bir iletisim kurmak acisindan son derece onemlidir. kitap da hem kendimizi hem de yakin cevremizdeki insanlarin davranis nedenlerini anlamamizi kolaylastirarak, insanlarla daha saglikli iliskiler kurmamiza yardim eder niteliktedir.
  • etrafimizda hayatimizdan cikaramayacagimiz statude zor kisilik sahibi insanlar olabilir. anneniz, babaniz, patronunuz, esiniz.. o nedenle bir insan beni zorlarsa alir basimi kacar giderim bu diyarlardan mantigi her zaman islememektedir. bir kitap okudum tum hayatim degisti utopyasi* da realitede kendini gostermez elbet. ama insan hayatta mutlu olmak icin kicini kaldirmali, caba gostermeli, etrafinda donen olaylari anlamaya calismali, gerekirse cok zor olan kitap okuma eylemini bile gerceklestirebilmelidir evet. belki de o zaman hayat bayram olacaktir.
  • kişiliğiniz oturmamışken*, kisilikli insanlarla yasamak ve üstesinden gelmek*. burdan sayin maslowu saygiyla aniyoruz.
  • her şeyin kendi istedikleri gibi olmasını isteyen bu gibi insanlar hata yapmadıklarına inanırlar, ah bir başbakan olsaydım ne yolsuzluk ne hırsızlık hiç birşeyler kalmazdı bu ülkede derler amma yanı başlarındaki insanlar kendileri gibi olabilmek, ama bu arada onları da üzmemek ya da kızdırmamak için boyuna yalan söylerler onlara. bu gibi insanlarla yaşamak zordur ama zekanızı beyaz yalanlar için kullandığınızda çözüverirsiniz işi.
  • küçük yaşlarda bu durumla karşılaşınca alternatif bir yaşam tarzı bilinmediği için oldukça doğal gelir insana. hayat bu gibi gelir. sonra farkına varılır ki feci şekilde bir hakkı yenmişlik, adaletsizlik var ortada.

    iyi bir empati yeteneği, çelik gibi sinirler gerektirir. bu kişiliklerin yanında olan kişiler kendilerini bir süre sonra dengeleyici, ara bulucu, sakinleştirici,vs.. gibi hissedebilirler.
  • "onu farketmemem imkansız gibiydi.. ilk gün onu koridorda gördüğümde gri bir takım giymişti, üst taraf oldukça klasikti, ancak etkileyici bir mini etek, caroline'in güzel bacaklara sahip olduğunu herkese kanıtlıyordu. onunla konuştuğunuzda, dişi görünümüyle çelişen, kışkırtıcı olduğunun farkında olmayan bir iş kadını ve profesyonel bir havaya giriyordu.

    ilk toplantı boyunca bana oldukça uzun, biraz esrarengiz bakışlar atarak fazla söz almadı. tabii ki, toplantıdan sonra konuşmak amacıyla hemen yanına gittim. caroline beni can kulağıyla dinledi, esprilerime güldü, sıcak bakışlarıyla beni sarmaladı. inanamıyordum, bu durum gerçek olamayacak kadar güzeldi. zaten kuşkulanmakta haklı olduğumu hemen anladım: patronumuz alex yanımıza gelince aynı oyunlar tekrarlandı. sonraki günler yeterince düş kırıklığına uğradığım ve bir parça da kızdığımdan caroline'le hiç konuşmadım.

    bir akşamüstü, dişçime gitmek için çıkmaya hazırlanırken, caroline odama gelip oturdu. acelem vardı. ama o masum çocuk sesiyle onunla neden konuşmadığımı sordu. dişçiye gitmem gerektiğini ama belki ertesi gün konuşabileceğimizi açıkladım. bana, onu sevmediğim duygusuna kapıldığını söyledi. sesi kırıktı. insanı heyecanlandırdığını söylemeliyim, oturduğu yerden yaşlı gözleriyle terkedilmiş küçük bir kız gibi bana trajik bir havayla bakıyordu. caroline'e onu eve bırakmayı teklif ettim. böylece otomobilde konuşabilecektik. teşekkür etmek için, çocuksu bir sesle boynuma atladı, ancak bu çocuğun 1.75 boyunda çekici genç bir kadın olduğunu aklımdan çıkaramıyordum.

    sonuçta onu bir akşam yemeğine davet ettim. yeniden, söylediklerimi öylesine gülerek, büyülenmiş gibi dinledi ki, bana gelip bir kadeh bir şey içmesini önerdim. evde yeniden değişti. düşünceli bir şekilde, bu aralar tam olarak serbest olmadığını, erkeklerle olan ilişkilerinde hayal kırıklıkları yaşadığını anlattı. caroline, anlaşılmaz olmayı oynuyordu, ve sonuçta bir erkek arkadaşı olup olmadığını öğrenemedim. sonunda yorulduğumu hissettim ve onu evine götürdüm. yolda konuşmadık. ancak otomobilden inmeden önce, beni dudaklarımdan öperek tam bir şaşkınlığa uğrattı.

    ilişkimizin bütün ayrıntılarını anlatmıyorum!! haftalar boyunca ona kur yaptım. o ise çelişik tavırlar sergilemeyi sürdürdü. ben bu durumdan yorulduğum zaman gelip beni kışkırtıyordu. sonuçta bir gece beraber olduk. ama sevişmemizden sonra, daha yataktayken, evli bir erkeğin metresi olduğunu söyleyerek bana itiraflarda bulundu. onun ne kadar güçlü, iyi, gizemli bir erkek olduğunu dalgın bakışlarla, kendinden geçmiş bir şekilde anlatıyordu. bu kez ağzımın payını almıştım! ilişkiyi sürdürmemeye karar verdim. tek bir kelime etmeden onu evine bıraktım. ayrılırken işyeri dışında görüşmememizin iyi olacağını söyledim. daha sonraki günler beni çok arzuladı, ancak yeni gelen birisini baştan çıkarmaya çalıştığını farkettim.

    işyerinde bazıları onu takdir ederken, bazıları ondan nefret eder. müşterilere karşı çok kurnazdır. müşteriler caroline'in kendi beklentilerini anladığını sanırlar. toplantılarda çoğunlukla ortaya iyi fikirler atar. buna karşılık, usulüne uygun bir dosya hazırlamak söz konusu olunca sıkılır, önemsemez, işi başkasının üstüne yıkar. toplantılarda oldukça dramatik bir şekilde, herşeyi bütün kalbiyle arzuluyormuşçasına düşüncelerini sergiler. bir yoğurt için seçilecek bir kampanyayı gerçek bir trajediye çevirebilir. yeni gelenleri, hala ondan bıkmış olmayanları ikna etmeyi başarır.

    caroline'le ilişkilerim arkadaşlık düzeyinde sürüyor. sanırım onu istemediğimi, kendisinin de beni elde edemeyeceğini anladı. ara sıra bana gelerek, yeni ürün şefinin ne kadar iyi, dahi, olağanüstü olduğunu anlatır. on beş gün sonra yine gelir, aynı kişinin değersiz, aptalın teki, işe yaramaz biri olduğunu itiraf eder. caroline'le herşey sürekli bir "gerçek dışı"lık sergiler.

    iki yıldan beri birbirimizi tanıyoruz, ama bir şekilde, hiç bir zaman samimi olmadığını, benimle sürdürdüğü küçük konuşmalarda bile benim dikkatimi çekmek için rol yaptığını, asla doğal olmayı başaramadığını sanıyorum. belki de onun doğası böyle!"

    zor kişiliklerle yaşamak
    françois lelord
    christophe andré
  • (bkz: zordur)
  • çok iyi bir eser.
  • benim gibi en başta kendini ve sonra etrafındaki insanları anlayamamaktan muzdarip kişilere ilaç gibi gelen kitap. elbette kitapta anlatılan kişilik tipleri dünyadaki tüm insanları birebir anlatmıyor fakat verilen tavsiyelerin ve bakış açısının yol gösterici olduğu kesin. insanın kendisiyle ilgili de pek çok şeyi keşfetmesine yardımcı. üstelik eğlenceli de bir kitap. tavsiye edilir.
  • oldukça yararlı bir kitap. en azından benim etrafımdaki zor kişiliklere tahammül süremi uzatmıştı. (kendime tahammülümü de tabii ki)
hesabın var mı? giriş yap