• filmin içe işleyen, gözleri ıslatan hikayesinin yanında alttan alta kennedy suikastı öncesi amerika hali de resmedilmektedir. nitekim olayların kennedy suikasta uğrayıp öleceği dallas gezisinden aynı bölgede gerçekleşmesi, fbi ın pislik katili, güneyli polisler, kadın suç uzmanı ilginç motifler olarak göze çarpar. son olarak mehmet açar o yıllarda filmle igili yazmış olduğu eleştiride, final sahnesiyle ilgili olarak, kevin costner'ın vurulmasıyla kennedy'in vurulmasını benzetip (vuranların görevi) tüm filmi (özellikle final sekansı) amerika'nın masumiyetini yitirişi üzerine olduğunu belirtmiş, genç bünyelere her zamanki gibi yeni ufuklar açmıştır...
  • yıllar önce küçük bi veletken izlemiştim bu filmi. annemler komşudaydı; ben ise üzerimde en sevimli pijamalarımla kurulmuş televizyonun karşısına oturup bu filmi izlemiştim. yaşımdan dolayı mıdır nedir philip ile (ya da buzz mı dersiniz) özdeşleşmiş olmalıyım ki butch gibi bi arkadaşım olsun istemiştim. o gün, film bitiminde ağlamıştım. bu akşam yine ağladım. hem de butch ın ' hayatımda iki kişiyi vurdum, biri annemi incitmişti diğeri ise seni' dediği sahnede alışılmış o dramatik müziklerin duyulmamasına rağmen. ellerinden öpüyorum clint amcanın. kevin costner ise çok büyük bi yamuğunu görmezsem bu saatten sonra, hani isterse bitmiş kariyeri daha da bitsin ve ne kadar aptal film çekerse çeksin, hep çocukluk kahramanın olarak kalacak sanırım.
  • ne zaman başroldeki kötü adam sanılan fakat gerçekte dünyalar iyisi adam olan cebinden birşey çıkartırken silah çıkartacağı düşünülerek vurulsa ben çok fena oluyorum.
    (bkz: eşkiya)
    (bkz: a perfect world)
  • yil olmus 2013. 20 sene gecmis filmin uzerinden ve ben bu filmi yeni izliyorum. ulan clint abinin filmlerini dirty harry den baslayarak bir diskografi edasiyla izleyen bir insan nasil bu filmi atlar. gec oldu ama guc olmadi. guc olan hakikaten goz yaslarini tutmak oldu. adini gorupte sorgusuz sualsiz filmlerini izleyebildigim tek insan clint eastwood. bi de tarantino var. kendine rol veren yonetmenlerin en basarilisini izleyebileceginiz bir film a perrfect world.
  • sonunda hungur hungur agladigim bi filmdir.
  • dün yine yine yine izledim.* bu yaşımda yine gözlerimi doldurdu. clint eastwood'un hem oyunculuğunu hem yönetmenliğinin hayranıyımdır. bu filmde yönetmenlik ve oyuncu yönetimi olarak tam bir çılgın atar kendisi. bir tane sırıtan oyuncu bulamazsınız. ufacık buzz bile şov yapar adeta.

    ama hepsi bir yana finale doğru plaktan çalan müzik, dans, ufaklığı çevirdiği sahne. tam anlamıyla başyapıt. özellikle costner'ın oyunculuğu, soğuk piskopat ifadeleri* inanılmaz. sahnenin devamından filmin sonuna kadar her kare ayrı bir şaheser.

    filmin sabah kalktıkları andan sonra başlayan ve sonuna kadar olan bölümünü her gün izlesem bıkmam.
  • kevin costner'ın tam 54 sigara içerek beni dumura uğrattığı filmdir. evet, üşenmedim saydım. iyi para almışlar sanırım sigaracılardan. benim bile içesim geldi.
  • --- spoiler ---

    filmin finaline doğru, yaşlı siyahi kadın ve butch'ın dansettiği sahnede çalan şarkının adı big fran's baby dir. şarkı clint abimizin kendi bestesidir.

    --- spoiler ---

    https://www.youtube.com/watch?v=8gjuvpgp3eq

    edit: fizy mi kaldı? şarkı linki youtube ile değiştirildi.
  • cocuk oyuncunun performansının muthis oldugu film.cikolatayla falan olcak is degil yani,asmıs velet.
  • costner'in uzun kaçışına bi '59 chevrolet kullanması nedeniyle konudan koptuğum ve '59'u seyre daldığım, yolda durakladıkları bir yerde çocuğa "en iyisi budur" diyerek çaldığı bir ford'la yola devam etmesiyle konuya geri döndüğüm film. bir zaman nette gezinirkene uğradığım bir klasik araba sitesinde costner'in bu filmde kullandığı 2 adet '59un toplam 18.000 dolara ve çift olarak satışa konduğunu görmüştüm. boğaza yumruk tıkan filmlerdendir.
hesabın var mı? giriş yap