a song for the lovers

• sarkinin sozleri soyledir ;
  
  i spend the night
  yeah looking for my insides in a hotel room
  waiting for you
  were gonna make it tonight
  yeah something in the air tells me the time is right so we better get on
  
  chorus
  dj,play a song for the lovers tonight
  please, play a song for the lovers tonight
  
  don't wanna wait
  lord ive been waiting all my life but im too late again
  i know but i was scared
  cant you see
  im moving like a train into some foreign land i aint
  got a ticket for this ride but i will
  
  oh, play a song for the lover tonight
  dj, play a song for the lover tonight
  dj, play a song for the lovers tonight
  please play a song for the lovers tonight
  
  cant stop looking back no no
  one more for the lovers
  o brother wont you lend a hand im alone in a room
  and im waiting for love
  i dont know when this dreams gonna stop
  but im telling you friend i dont want to get up
• az ve özdür bendeki yeri.hayatımın şarkısıdır.bu kadar
• ustuste dinlendigi takdirde bile kolay kolay insani sikmayan, dinlenitesini sozlerinden daha ziyade muzigiyle saglayan sanki enstrumantal bir parca izlenimi veren richard ashcroft turkusu.
  
  cok enteresandir, ilk kulagima calindiginda yeterince dikkatimi cekemediginden olsa gerek her zaman elimde olmasina ragmen nasip kismet hesabi 2 sene sonrasinda tekrar gundemime gelmi$tir. kendisini loopa alarak dinleyemedigim zamanlardaki eksikligini gidermeye cali$iyorum.
• dünyanın en hoş şarkısı dediğim, en sevdiğim ikinci şarkı.
• şöyle düğünüm olsun, böyle dans şarkım olsun gibi hayaller kuran biri değilim ama bu şarkıyı ilk duyduğumda kendimi dans pistinde hayal ettim ve onunla birlikte^* söylemeyi çok istedim.
  
  "diceey, play a song for the lovers tonight"
  
  http://www.youtube.com/watch?v=knnh8nszfu0
• richard ashcroft' un,
  dinlemekten asla bıkmayacağım biricik şarkısı..
  
  dinlerken, öyle bir sevgiliye uzanma isteği,
  sarıp sarmalanırken kollarında,
  gecede kaybolmak...
• videoklibi romantik filmlerin anti-tezi, şarkı ise richard ashcroft'un romantizmin sürgün tema'sına olan hayranlığıyla ilgilidir, dersek abartmış olmayız.
  
  --- spoiler ---
  "seni gördüğümde
  bir tren gibi
  yabancı bir ülkeye hareket ediyorum."
  --- spoiler ---
• tam unuttum derken kendini hatırlatan şarkı. sonra gün boyu dinledikten sonra kendiliğinden gider, özlersin, dinlemek isteyip ertelersin, tam unutmaya başlamışken hop geri gelir. sevgili richard;
  "don't wanna wait lord, ı've been waitin' all my life but ı'm too late again, ı know, but ı was scared can't you see, oh ı'm moving like a train into some foreign land ı ain't got a ticket for this ride but ı will"
  demeseymiş biz de bu kadar paralanmazmışız. onunla beraber can't stop looking back
• --- spoiler ---
  
  i don't want to wait lord, i've been waiting all my life but i'm too late again; i know but i was scared
  
  --- spoiler ---
  
  aynı anda nostaljik, umutlu, kırgın, yorgun, seksi, hareketli ve dingin hissettirebilen nadir şarkılardan. geçmişle muhasebe mi dersin, gelecekten beklenti mi dersin, otel odasında tek başınayken gelen nostaljik trip mi dersin, o iki kişilik yatağın insanda yarattığı enerji ve yükseliş üzerine, beklentilerin karşılıksız kalışıyla yaşanan ani düşüş mü dersin. yoksa sen o kadar yükselip alçalırken odanın içinde sen dahil en ufak bir hareketin olmaması, bunların hepsini vücudundaki kimyasallarla senin yapmış ve senin tecrübe ediyor olman mı. odaya belki bir yerlerde dans etmiş olarak dönmeyi düşünürken, dj'in senin istediğin şarkıyı çaldığını ve birlikte mükemmel biçimde, yükseldikçe yükselerek dans ettiğinizi hayal etmek mi dersin...
  
  o gün playlistte denk geldiyseniz (bugün olduğu gibi) koşul ve durumlardan bağımsız loop'la ağına düşürür. ^*
• i spend the life,
  yeah looking for my insights in my small room...
  
  diye başlayan şarkı... ve ben tam da şu anda aynı durumdayım...
  
  tam 7 yıl önce bir psikiyatri nöbeti için arkadaşımdan aldığım mp3 player'dan gece gece çıkmış olan şarkıydı...
  ve o gece demiştim negzel şarkıymış bu böyle... ve yine bu gece bir psikiyatri nöbetimde bana tekrar tekrar dinlettirdi kendini...
  biterken de aynı zerafeti, duruluğu, melankolisiyle bitti bu güzellik...
  
  i don't know when this dream's gonna stop,
  but i'm telling you friend i -urgently- want to get up...