• teknik olarak abiyi değil oyunu izliyorsunuz tabi. yani şimdi yaşınız küçük 7-8 falan. bilgisyardan ve oyunlardan pek bi bok anlamıyorsunuz, anlasanız bile abiden dolayı size sıra gelmiyor. siz de yanına usulcana sandalye çekip izlemeye koyuluyorsunuz. böyle zor yerlerde heyecanlanmalar, gerektiği vakit co-pilotluk yapıp abiyi oyundaki olası tehlikelere karşı uyarmalar.. sağdan adam geliyor dikkat et tarzında efendime söyliyim.. işte böyle yani..
  • bazen o oyunu oynamaktan daha çok zevk verir. saatlerce bilgisayar başından kalkmayan abi kardeşine oyunun nasıl oynanması gerektiğini gösterme çabasındadır, küçük kardeş ise abisinin oyundaki performansına göre heyecanlanır, panikler... tüm bu yaşananlar -hiçbir şey yapılmadığı halde- abi kardeş arasındaki bağı kuvvetlendirir. güzeldir.
  • atari zamanlarında olmazdı böyle şeyler.teknoloji insanlığımızı alıp götürüyor,kardeş kardeşe kıyıyor a dostlar..
  • dünyanın en güzel şeylerinden biri. bu co-pilotluk sürecinin sonunda birçok strateji öğrenir, tek başınıza oynamaya tırstığınız oyunlara alışır, ardından sabaha karşı 4'te amnesia oynayacak kadar sapıtabilirsiniz.
  • 7-8 yaşlarındayken uykuya dalmanın en güzel yöntemiydi benim için. onun yatağına yattığımda tam karşımda kalırdı bilgisayarı, biraz kendi kendime konuşup (çünkü oyun oynarken dünyayla iletişimi kopardı genelde abimin) sonra da uykuya kalırdım.
  • (bkz: resident evil)

    yukarıdaki seriyi başkası oynarken izlemek çok güzeldir (4 ve 5 için geçerli değil bu dediğim). hele hele ingilizceniz oyunu oynayan abiden daha iyiyse (ben kuzenimle oynuyordum gerçi, abim yok ki). zaten ilk resident evil oyunları film gibidir, bulmacalar, hikayeler, atmosfer falan. zevklidir kısacası.
  • abisi olmayan insanlar için bile mümkün olan bir hadisedir. zaten abi yoksa, ya kendinizden büyük bir kuzen, ya bir genç dayı/amca, ya da kendinizden büyük bir arkadaş olur. ama illâ ki olur. pek çok bilgisayar oyunu da bu yolla öğrenilmiştir. gods gibi, volfied gibi, doom gibi oyunlar böyle keşfedilmiştir.

    bir türlü gelmek bilmeyen "sıra"yı saymazsak, pek keyiflidir.
  • eskiden ben oynardım kardeşim izlerdi.şimdi o oynuyor ben izliyorum.

    işten gelmişim, yorgunum, yattığım yerden izliyor, mal mal sorular soruyorum;

    -o boşluklardan düşünce ölmüyo musun? (bkz: bastion)
    -karısı adama boşanma davası mı açmış? (bkz: l.a. noire)
    -senin silahın da çok sarsıyomuş yav. (bkz: call of duty modern warfare 3)
    -o adam o skili ne ara açmış ya, feedlemişler mi bunu? (bkz: dota)
    -takımlar biraz dengesiz olmuş sanki? (bunu hepsinde soruyorum)

    saolsun "he abi, me abi" diye cevap veriyo.
  • bir zamanlar kardeşimin yarış oyunlarında h tuşuna (korna) basarak katıldığı eylem.

    nfs* oynuyorum; kestirme yollar, sert virajlar, arkadakiyle tampon tampona ilerlemeler, avuçlarım ter içinde... kardeşim sayesinde yarışı gelin konvoyu misali götürüyorum... o zaman kızsam da yine de güzeldi, arada taktik verdiği de olurdu :) şimdi büyüdü kerata, iphoneun inceliklerini o öğretiyor bana.
  • abi peşinde kuyruk gibi dolanmanın bir başka kolu olabilir bu durum ki abinin sinir olup sizi odadan kovmasıyla sonuçlanır genelde. ha yine de odaya geri dönüp kendin oynuyomuş gibi arkadan heyecanlanmak film gibi metal gear solid ya da sanitarium izlemek de ayrı bir keyiftir. ne yazık ki championship manager oynarken aynı zevki vermiyor futbol sevmeyen kişiye ama o sırada istemediğiniz kadar dünya futbolu bilgisi edinebiliyorsunuz.
hesabın var mı? giriş yap