• bu abone kelimesi ne ayak diye merak edince, kitaplığımın baş köşesini işgal eden şemsettin sami'nin 1901 tarihli kamus-ı türki'sine uzandım:

    "[s. fr. abonne] gazete ve resâ'il-i mevkûta gibi neşriyata peşinden akçe virerek bir müddet-î muayyene içün müşderi olan, müşterek: filan gazetenin aboneleri çokdur; bir risâle-i mevkûtaya abone olmak." görsel

    merhum, hayatta olsa bu tanıma şöyle bir ek yapardı muhtemelen:
    "edit büdüt: youtube, tiktok gibi platform-u muhayyel mecralarda temaşakârların bazen bilâ bedel bazen de buton-u katıl vasıtasıyla cüzî bir akçe ateşleyerek gerçekleştirdikleri işe, abone olmak yahut da takipleşmek dirler. misâl: arkadaşlar, istirham ediyorum beğen tuşuna basmayı ve kanalıma abone olmayı ve aşağıya bıraktığım linklere tıklayarak zâtıalimi insta ve twitterdan takip etmeyi katiyyen unutmayın."

    tabi şimdi bu açıdan bakınca elektriğe, suya, doğalgaza, gazeteye, dergiye ya da ne bileyim netflix'e, orkun ışıtmak'a abone olmak esasında aynı şey: bunların sattığı artık her neyse onun müşterisi oluyorsunuz, sattıkları şeye iştirak ediyorusunuz. hatta mal beleşse, mal bizzat siz oluyorsunuz falan...

    abone kelimesiyle ilgili bunca lafı etmeme neden olan husus şu: kendi yağıyla kavrulan bir fikir işçisi, ömrünü adadığı ansiklopedisinde kendisine ve fabrikasına yer vermek üzere dönemin fabrikatörlerinden birine 1970'te bir mektup yazıyor yazmasına ama herhangi bir maddi beklentisi varmış izlenimi oluşturmamak için de kılı kırk yarıyor:

    "...istanbul ansiklopedisi'nin alfabetik metnine giren maddeler için herhangi bir menfaat düşünülmez, abone gibi hasis, pis teklifler yapılmaz... onun içindir ki bu mektubuma eklediğim sorulara huzuri kalb ile, fakat tez elden cevap vermenizi reca ederim." (bkz: #153388296)

    neyse ki abonelik talebini hasis bir şey, yani insanı küçülten, değersizleştiren, kıymetsizleştiren, alçaltan bir şey olarak gören o günler geçti ve o güzel insanlar atlarına binip gittiler. o zaman dans... arkadaşlar, birbirinden güzel entrylerimden anında haberdar olmak ve beni yine mütemadiyen ve huzuri kalb ile her allahın günü debeye sokmaya devam etmek için lairocse kanalına abone olup takip etmeyi unutmayın. uzanıp kendi hasislerimden öpüyorum.
  • sastim 3 lisan biliyor
    okumus cocuk boru mu?

    boyle de bi bolumu vardi yazmasam ruyalarima girecekti o kisim.
  • kırksekizbuçuk kilo (rakamla 48,5kg) erkekmi olurmuş lan. aidstir o uzak dursun yonca ondan.
  • sarkinin "herkes dalga gecse de darisi basiniza" kisminda daha en basinda bulundugu sarkicilik kariyerine ve doksanlara dair bir kehanette bulunur gibidir yonca evcimik.
  • aynı adlı şarkıyı içinde bulunduran yonca evcimik albümü. "dansçı" olarak da bilinir. albümü seneler oldu dinlemedim. şarkılar ise hala dilimde. çocukken öğrenilen şeyler akıldan kolay gitmiyor. ne zaman sonbahar gelse aklıma "sonbaharda geleceğim"i mırıldanıyorum. her sorunu içime atıp, dilimi ısırdığımda "cesaretim yok"u söylüyorum. karşıma çıkan küstahlara gülüp "çok canlar yaktım" dedim. aşka düşünce "yaktın beni" derken ağladım. ayrılıkları "sen de yalansın" ile atlattım.
    müziklerin güçlü bir altyapısı olduğunu sanmıyorum. hatırlamıyorum. yıllar önce kaybettiğim albümü bulsam, dinlemekten korkarım şimdi. gözümdeki değerini kaybederim bu sefer belki. sözleri ve melodileri kabaca aklımda bugün. o da bana yetiyor. seviyorum bu albümü.
  • türkiye'nin ilk single'ı. tamı tamına 2 milyon 8 yüz bin adet satmış.
  • yonca'nın resmi web sitesi http://www.yoncaevcimik.com/ 'dan şarkı isimlerini de buldum. gördüğüm kadarıyla kimseler sevmediğine göre yazmak bana düşüyor. memnuniyetle!

    abone
    yalanci bahar
    taksit taksit
    cesaretim yok
    şok
    çok canlar yaktim
    sonbaharda geleceğim
    kiymetini bil
    yaktin beni
    nefes almak istiyorum
    sende yalansin
  • 91 yazında ne patlamıştı bu şarkı be! öyle veya böyle türk popunda bir milattı, fenomendi. televizyonda klibi çıkar, radyoda çalar, seçim otobüsleri bangır bangır inler*, okulda kızlar söyleyip danslarını yaparlar... kısacası kaçışınız yoktu. eh 9-10 yaşlarında olduğumuzdan hiç de şikayetçi değildik durumdan. o sıralar 4 yaşında olan kız kardeşim, ismini söylemek zor geldiğinden olsa gerek yonca evcimik'e "aboneyim kızı" derdi.

    yalnız bütün bu abone furyasına rağmen ben gidip sezen aksu'nun gülümse albümünü almıştım (bkz: ilk alınan kaset) kaliteden anlıyormuşum demek. gerçi aldığım ilk ve son sezen aksu albümüydü o da. hadi bakalım falan efsaneydi. bir de michael jackson'ın black or white klibi bomba gibi düşmüştü o yaz. ama abone, belki de çocuk olduğumuzdan, çocuklar aleminde en moda şarkıydı.

    uvva uvau magu magu:
    http://www.youtube.com/watch?v=3pmtlcxcwjs
    http://www.youtube.com/watch?v=0pypwleveu8
  • yorumcusu acisindan kisisel, ait oldugu sektör acisindan ticari bir mucizenin vücuda gelmesine vesile olmus, zamanindaki popülaritesini yalanlarcasina ve "peki kim aldi o iki milyon albümü?" diye sordurturcasina günümüzde yorumcusunun yani sira bir nevi anti kahraman niteligi kazanmis sahin özer*-garo mafyan**-aysel gürel*-yonca evcimik** ortak yapimi kült sarki. nostaljik impulslar indüklemek ümidiyle tekmili birden sözleri:

    sana kaptirmam ben onu
    iki yil kac bölüm oldu
    daha cok sürer bu dizi
    hic kacirmam saatini

    onu ilk gördügüm zaman
    pat bayildim aman aman
    annem bu is olur dedi
    ruhumuz uydu tastamam

    kizlarin hepsi pesinde
    gözü yok ki hicbirinde
    hem ona ben aboneyim
    bütün biletler cebimde

    aboneyim abone
    biletleri cebimde
    balli lokma tatlisi
    aman hadi hayirlisi

    efervesan vitaminler
    gece sütü cig yumurta
    sinirlenince her seyi
    deviriyor bir yumrukta

    jogging onda kayak onda
    sualti üstü sporu
    sastim üc lisan biliyor
    okumus cocuk boru mu

    boyu bir seksen bes degil
    kilo kirk sekiz bucukta
    bütün imkanlari tamam
    hanlar hamamlar babanda

    daha bir güzellestim
    bu ask yaradi bana
    herkes dalga gecse de
    darisi basiniza
  • taksicilk literatüründe; pavyonlarda çalışan ve sürekli taksi müşterisi niteliğindeki kadınlar.
hesabın var mı? giriş yap