• ne bipolar bozukluğu, ne de başka hastalıkların tedavisi için kullanılmamalıdır. bu tür yalan ve şarlatanca tedaviler plasebo etkisinin gücünü kullanarak sizi kandırır, iyileştiğinizi zannettirir. burda bu işin eğitimini alıp, üzerinden para kazanacak olan veya halihazırda uygulayarak para kazanan şarlatanların saçmalamalarına inanmayınız.
  • sözlükte blatta hiberna dışında hakkında savunan bir entry olmayınca diğer entryleri okuma gereği duymadan ve hatta interneti bile araştırmadan yeni bir sözde “bilimsel” saçmalık olduğuna kanaat getirdiğim uygulama.

    şimdi de diğer entryleri, gugılı ve kişisel bilgilerimle güzelce ve biraz da araştırmaya yönlendirecek şekilde bilgi katarak açıklayalım.
    öncelikle bu bir zırvalıktır. dünya üzerinde bu ve benzeri bir, on, yüz değil, binlerce alternatif tedavi uygulaması vardır. bunlardan bizzat ikisinin içinde bulundum. içinde derken broşürlerini hazırlayıp videolarını filan çektim ücreti karşılığı. birinin adı neurofeedback. https://www.eeginfo.com/ bu da aslında access bars’a benziyor. beyin dalgalarını etkiliyoruz sizi iyileştiriyoruz filan filan…
    (şunu belirteyim. nfb daha bilimsel. çünkü dışarıdan beyni etkilemek değil, beyinden gelen sinyali ekrana yansıtıp bunu davranışa uyarlama mantığında. yine de eğitim ve uygulayıcı unvanı verdikleri kişiler arasında doktor olmayan (örneğin bu işi mersin’de yapan kişi endüstri mühendisi orhan kılıççı.) insanlar da var. (hatta bu eğitimi alan kişiler de “bak şunu buraya bunu buraya takacaksın. sonra play’e basacaksın” diyerek yanındaki elemanlara da anlatıyor yaptırıyor. bir doktora gitseniz hemşire dışında birisinin size işlem yapmasını kabul eder misiniz? doktor yerine sekreter sizi muayene etse koşarak kaçmaz mısınız oradan?) bu da benim gözümden düşmesine neden oluyor - ve belirteyim nfb’nin eğitimi sadece almanya’da yapılıyor ve oldukça pahalı. ayrıca cihaz için de 20.000 tl civarı bir para ödeniyor(du))
    evet. beyinin dalgaları olduğu dışarıdan etkilendiği gibi içeride de bir sistematiği olduğu ve bu sistem bozulduğunda sağlıksızlıklar yaşandığı doğrudur. ancak bu nöroloji (veya nöroscience mi demek lazım) denilen ve en azından 9-11 yıl okunarak temel bilgiye kavuşulabilen bir bilim dalının inceleyeceği (ve savunacağı) bir iştir. bu bilim ile hiç ilgisi olmayıp 2 yıl önce evinden çeviri yapıp sonra “ben artık bir işverenim” diyen bir kişinin değil.

    laf sokmam bittiyse devam edeyim.

    şimdi bu tür “tedavi” metodları hep tartışılır. ancak tartışmaları sonlandıracak benim için tek şey bilimsel araştırmalardır. “lar” deyince tabi ki saygın üniversitelerin saygın akademisyenleri tarafından. yoksa adının önünde doktor ibaresi olan birkaç şarlatanın yaptığı videolar benim için referans olamaz.
    bu bir bilim değildir. olmaz da. her şarlatanlık gibi içinde bilimden alıntılar vardır. (örneğin yaşam koçluğu denilen kontrolsüz saçmalık psikoloji ve psikanalizden alıntılar kullanır sürekli. bunu yapmadığını iddia ederek üstelik) bu alıntılar hem göz boyamaya yarar hem de ilgili yan tedavi metodu geliştirilmeye çalışılırken kaynağı olan bilimi kullanır. nasıl kullanır.
    ---işte efem beyinde dalgalar var. bunları etkiliyoruz. aha bu da mıgnatıs dokun bak kendini iyi hissedeceksin. bu bilimsel bişey. on kere yapınca daha süper oluyo. çünkü beyinde elektromanyetik dalgalar var. aha bak nörologlar da eeg cihazı ile aynı dalgaları ölçüyor. bizim metod bunun bir adım önünde. o dalgaları ölçüp değiştiriyoruz biz….---

    biraz da alıntı yapalım:
    (kaynak: http://www.kosulsuz-sevgi.com/…itimler/access-bars/ )
    “başımızda nörolojik sinapsların elektromanyetik yüklerinin saklandığı 32 nokta vardır, bu enerji yükleri nasıl davrandığımızı ve işlev yaptığımızı etkiler.”
    vauvvv çok etkilendim…
    “örneğin; önemli olduğunu düşündüğünüz, para ile ilgili sahip olduğunuz her düşünce, o düşüncenin enerjisi “para” adı verilen bar’da saklanır.”

    allah belanızı versin sizin. düşünceler böyle mi çalışır lan? düşüncelere böyle mi müdahale edilir?

    beyin içindeki düşünceler hard disk olmadığından öyle manyetik alan bilmemneleri kullanarak o düşünceleri değiştirmeniz mümkün değildir. mümkün olsa (ki x-files tarzı yaklaşımlarla yapıldığı, yapılıyor olduğu iddia ediliyor olsa da) bugüne kadar bu şekilde insan beyni ile çoktan oynanmış ve şimdikinden daha robot daha mal insan toplulukları haline getirilmiştik emin olun.

    düşüncelerin manyetik metotlarla değil düşünce ile/düşünerek değiştiğini kanıtlamak için çok basit bir örneğim var. televizyon. evet. neden aptal kutusu deniyor? bir düşünün. neden aynı cihazda sadece kendi istediğinizi (film, ”belgesel” gibi) seyrettiğinizde “toplumdan farklı düşünebilir” kaldığınızı düşünün? düşünceleri etkileyen şey duygulardır. duygularla oynamak ise bir televizyon (kanalı/programcısı veya genel olarak bizim kötülüğümüzü isteyen sistemler için) çok kolaydır. neden sabah akşam kadın programı evlenme programı yayınlanıyor da neden herkese mecburi bir manyetik başlık takılmıyor? verilmiyor?

    gelelim işin bipolar şizofreni vb gibi iddialar kısmına.
    bu hastalıklar beyin kaynaklı ancak dışarıdan düşünsel gibi görünen en ciddi hastalıklar. birçok hasta ve çevresi bu hastalıklardan ciddi sıkıntı çekiyor. 35 yıllık arkadaşımın eşinin kardeşi şizofren olduğu için arkadaşım da eşinin hastalanmasından endişelenmiş. endişesinin en önemli nedeni eğer eşi şizofren olursa tedavi kabul etmeyeceğini söylemiş olması. tabi hemen yobaz filan diyebilirsiniz. ancak hayır. bu adam ingiltere’de tek başına yaşamış ve bulaşıkçılık yaparak dil öğrenmiş sonra gelip antalya’da uluslararası bir işte kendi teknik uzmanlık işini yaparak çalışan bir kişi. (çok spesifik bir işi ve işyeri olduğundan yazamıyorum) din inancı deizm-agnostizm seviyesinde. eşi (yani arkadaşım) ateist…. şimdi bu adam şizofren olursa (neyse ki böyle bir risk yok yaşından dolayı) eşine eminim ki sürekli ilaç kullandıramayacak ve belki böyle alternatif tedaviler araştıracak ve uygulamak için eşini ikna etmeye çalışacak.

    bu konunun bilimselliği tamamen din seviyesinde. din gibi. ortada birkaç kanıt birkaç video filan var. ama kimse bilimsel bir sonuca ulaşamamış. bu yüzden de bilim insanları inanmıyor. ama inanan insanlar var. ve yine aynı din gibi buna inanan insanlardan para kazanan insanlar var. ne kadar tanıdık geldi değil mi!

    şu alıntı yaptığım siteye dönmek istiyorum. bakın bir işten para kazanılmasını eleştirmiyorum. ancak bu iş şarlatanlıksa insanlar kandırılıyorsa eleştiririm. aynı din gibi. cebimizden trilyonlar diyanete giderken halen camilerde para toplanıyorsa ben buna da kızarım. ha burada cebimden para almıyorlar. belki bu sevindirici! ama bu konunun uydurma olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
    siteye dönelim demiştim. dün bu entrye başladığımda fark etmiş olsaydım bugün gider biraz izlemek için izin isterdim. çünkü bugün izmir’de eğitimi varmış. ücreti 640 tl.
    sitede yazılan tüm “iddiaları” tek tek yanıtlamaya gerek yok. çünkü “tamamen doğal” diye satılan ve doğal filan olmayan tüm “ilaçlar”ın iddiaları gibi bunun da “iyi gelmediği sağlık sorunu” yok neredeyse.
    benim derdim daha çok şu cümle ile “eğitimde bars seansı yapmayı öğreneceksiniz. eğitim sırasında seanslar alıp, seanslar uygulayacaksınız. eğitim sonunda sertifikalı access bars uygulayıcısı olacaksınız.”
    evet bu o kadar bilimsel bir çalışma ki bir günde ve 640 tl ödeyerek “sertifikalı access bars uygulayıcısı” oluyorsunuz.
    sadece röntgen çeken ve (küçümsemiyorum) insan kemik ve kas yapısı dışında muhtemelen çok fazla fizyolojik bir bilgi öğrenmeyen bir görüntüleme teknisyeni bile 2 yıl okuyor. (bu konuda bilgisi olanların düzeltmelerine açığım) neden bu kişi ile “sertifikalı access bars uygulayıcısı”nı kıyasladım? çünkü röntgen teknisyeni aslında bir uygulayıcıdır sadece. kendi bilgisi dâhilinde sonucun düzgün olup olmadığını (filmde çıkması gerektiği gibi çıkıp çıkmadığını) anlayacak kadar anlar. ancak bir sorun var mı? hastalık nedir? ne aşamadadır? bunu bilemez. biliyorsa onun kendini geliştirmesi ile ilgilidir ki bu da kesinlikle sınırlı seviyede kalacaktır. ayrıca bu kişinin yetkisinde olmayan bir şey olacaktır o bilgiye sahip olması. (teşhis)
    yine sertifikalı access bars uygulayıcısına dönelim. eğitimi veren kim? saffet güler isminde bir kişi. ege üni. kimya müh. mezunu. 50 yaşında (1965) kendi yazdığı özgeçmişinden alıntı : “1995’te spiritüel konular ile ilgilenmeye başladım ve o zamandan beri öğrenmeye devam ediyorum. enerji dengeleme yöntemleri, bütünleyici terapiler ile ilgilenmekteyim. koşulsuz sevgi yayınları'nın kurucusuyum”

    daha fazla bu işin saçmalık olduğunu anlatmaya gerek var mı?
    paranız çoksa gidip saçın tabi böyle şeylere. ben o kısmına karışmam!
    bu arada karar verin 10 yıldır büyük prodüksiyon şirketleri ile çalışan profesyonel bir çevirmen misiniz? yoksa şifacı mı?

    aa bi dakika! benim yukarıda bahsettiğim şey tam da bu işte!

    edit: yargı kararı haber linki yerine kazancı linki ile güncellendi. diğer site maalesef uçmuş. o kadar bilimsel ki sözlerinin arksında bile duramıyorlar. :)
  • tam bir saadet zinciri.

    1150 lira vererek ilk dersi alıyorsunuz. eğer eğitmen olmak istiyorsanız, aynı dersi iki kişiden daha almanız gerekiyor (niye? bir kerede anlamazsınız diye değil, zincir oluşturmak ve eğitmenlere para kazandırmayı garantilemek için) ancak bu sefer ders ücreti yarıya iniyor. ve son olarak amerikalı kuruculara 200 dolar gönderiyorsunuz. dünyanın her yerindeki eğitmenler, kurucuya 200 dolar göndermek zorunda!

    verilen bilgiler ortalama bir kişisel gelişim kitabından edineceğinizden fazla değil.

    mükemmel bir şekilde kurgulanmış bir saadet zinciri.
    mucize yok. olumlamanın gücü var sadece.
    yani inanırsan olur bence.
  • nasıl bilimsel olarak kanıtlanmışsa artık, sadece youtube'da bir iki doktorun ve kullanıcıların "süper yaaa" demeleri var.

    bilim böyle bir şey değil, hele bilimsel olarak kanıtlama hiç değil. her "new age" terapisi ve cihazı gibi bu alet ve vaat ettikleri de yalan dolan ve şarlatanlık.

    biraz araştırınca bunun nasıl bir dolandırıcılık olduğunu görüyorsunuz zaten: http://www.houstonpress.com/…ss-consicousness/full/

    http://accessschism.com/
  • o kadar "bilimsel ki" bana bunu uygulayan kadın seansı "sende çok nazar var yalnız" diyerek bitirdi. öyle dehşet bir bilimsel uygulama yani, düşünün. ha ikinci seansına gittim mi ? gittim. onu da benim bilimsel kerizliğime verin artık.
  • yıllarımı verdiğim teoriler, okuduğum kitaplara yanıyorum. hatta freudun psikanalizini alıp enerji vs. kabuğuna sokup yeni bir şey gibi anlatılmasının şokunu yaşıyorum şu an. bu kadar kolaysa neden üniversite eğitimi aldım ki.. bilimden uzaklaşmayan herkese selam olsun
  • psikolog ve psikiyatrlar için çok üzülüyorum, gerçekten.
  • instagramda reklamını gördüm ve teşhisimi koydum.böyle sahtekarlara paranızı kaptırmayın...

    "ıf somebody wants to teach you to be healthy, wealthy and wise, and needs your money - he's a fraud".
    neville goddard
hesabın var mı? giriş yap