• necati cumalı nın romanı.
  • konusu urla da geçen bir roman. cumali ekonomi kastırmaktadır bu eserinde.
    ....çok umutluydu urla’nın tütüncü halkı bu yılki tütün fiyatlarının yüksek olacağına inanıyorlardı. bizim acemi aşık ferit’ te. binnaz’la evlenmek için gerekli olacak parayı bütün bir yılını verdiği tütünü satarak kazanacaktı. eğer tahmin ettiği gibi fiyatlar yüksek olursa ahım şahım bir düğün yapacaktı....
    olmaz ve tabi kooperatif olayı gereklidir.

    tekel
    direniş
  • kitaplığımda bir adet orijinal ilk baskısı bulunan (cem yayınevi, 1974) roman, serinin diğer iki kitabının (zeliş, yağmurlarla topraklar) da ilk baskısını edindiğimde daha mutlu olmamı sağlayacaktır.

    "o cumartesi gecesi, radyo akşam haberlerini verirken, ferit taşçı, umutsuzluk, kararsızlık içinde, asmalı kahvenin kaldırımında duruyordu." diyerek başlar.
  • bir necati cumalı romanı. 1974'te yayımlanmış bu romanı cumhuriyet kitapları baskısından okudum. baskıda kelime hatalarının biraz fazla olduğunu söyleyebilirim. daha önce hiç necati cumalı okumamıştım, bu eserle siftahımı yapmış oldum.

    --- spoiler ---

    roman zaman olarak 1952 senesinde geçiyor. kış mevsimi. tütün alım fiyatlarının açıklanacağı bir pazartesi gününün önü ve arkasındaki birkaç gün romanın mikro zaman aralığını oluşturuyor. romanın ilk 113 sayfası cumartesi ve pazar gününde geçiyor. geriye kalan kısım ise pazartesi günü alım fiyatlarının açıklanması sonucu gelişen mevzuları ele alıyor.

    demokratlar iktidarı almış, halkçılar muhalefete geçmiş. kasaba da bu iki politik oluşum etrafında yarılmış, kahveler bile ayrılmış. demokratlar hem yerel politikacıları hem de popüler politikacıları eliyle ekiciler arasında büyük bir umut oluşturmuş, tüm ekicilerde bir iyimserlik havası.

    mekan izmir'in urla ilçesi. ilçe dediysem daha çok kasaba boyutunda tasvir ediliyor romanda. romanın belli bir kısmına değin ben akhisar sandım mekanı ama yazar bir yerden sonra direkt ismi verdi romanda.

    romanın kahramanları dağınık. ama yazar her sosyal tabakadan en az bir kişiyi derinlemesine tanıtmış. piramidin altındaki ekiciler şahsında ferit taşçı ve yusuf uzun, kasaba doktoru ziya somer şahsında küçük burjuva zihin dünyasının gelgitlerini, ege bölgesinin en büyük tütün şirketinin müdürü olarak da suat eroğlu'nu detaylıca anlatıyor.

    ben kitabı okurken john steinbeck'in bitmeyen kavga'sını yeniden okumuş gibi oldum. tütün alıcılarının sayısal olarak azlığı ve örgütlenmişliği karşısında, sayısı yüz binleri bulan tütün ekicilerinin dağınıklığı zaten durumun sonucunu ima ediyordu. tütün alım fiyatını az bulup tütünlerini satmayan ekicilerin çaresizlikleri, borçları veya düğünlerini bile edememiş olmalarının yarattığı kendiliğinden bilinç bir türlü kendinde bilince dönüşemedi. daha profesyonel olan tüccar tayfası bekledi ve alacağını aldı.

    romanı okurken necati cumalı'nın sadece birkaç günü kapsayan bir zaman aralığında küçük bir kasabada hem zamanı hem mekanı nasıl genişletebildiğine hayran olmamak elde değil. tam bir emekçi romanı. tasvirlere boğulmadan ama ele aldığı insanların duygu durumunu en yalın bir şekilde derinlemesine anlatmayı başarıyor. kilerinde tütün balyaları dururken bakkala sigara borçlanan insanların dünyası bu. üreten ama yöneten olamayan insanların romanı acı tütün.
    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap