• görgü kuralıdır. açık büfe olduğu için ne kadar yediğin seni ilgilendirir ama tabağı yiyeceğin kadar doldurursun. bir daha yemek istiyorsan bir tur daha alırsın. tabağın çok kirlendiyse yeni tabakla değiştirirsin. istersen 10 defa kalkıp oturabilirsin.

    böyle şeyleri öğrenin arkadaşlar, içinde bulunduğunuz çevre garipseyebilir, nargileci arkadaşlarınız ehuauhuu elit misin olm lan kehkeh diye dalga geçebilirler. ayılığın prim yaptığı, sevimli bulunduğu ortamlarda bu doğaldır ama toplumsal gelişim de böyle böyle olacak.

    önce sen burada ikna olacaksın, sonra arkadaşların sana baka baka öğrenecekler.
  • kalınan otelin açık büfesi gibi parası önceden ödenmiş, yahut bir davet gibi sizin para ödemediğiniz bir açık büfeyse eyvallah.

    ama salata yiyip çıkacaksan niye açık büfeye para veriyorsun? açık büfe alıyorsan insanlıktan çıkacaksın kardeşim.
  • doldursan "açgözlü", az alsan "tok gözlü numarasına yatıyor" denildiği için en iyisi yiyeceğin kadar almak.

    çünkü bu ülkede tabağına yemek alırken bile herkesi memnun etmek zorundasın!

    edit: küfür etmiştim, gerek yok.
  • ciplak,isteyen bir kadinla yatmamak gibidir.bir seyleri kucuktur muhtelemelen (bkz: mide)
  • midesinin ölçüsünün bilincinde olan, amacı tıka basa yamek yemek değil keyif almak olan insanın davranışıdır. genelde bunlar türk olmaz. zira türk insanı parasını verdiğine göre bütün büfeyi yeme hakkına sahip olduğunu düşünür. ha buyursun yesin kimse bir şey demez ama yiyemeyeceğine rağmen bu hakkını sonuna kadar savunur bizim milletimiz.
    yemeğe başlamadan ilkin masadaki bütün bireyler yaklaşık 15 dakika boyunca büfeden masaya yemek taşır. bu yemeğe başlangıç aşamasıdır ve amaç büfeyi masaya taşımaktır. kendileri yemek yerken büfenin kaçacağını düşündüklerinden midir nedir tek bir tabak başlangıç alıp sonra anayemek sonra tatlı almayı akıllarından bile geçirmezler. ille dolacaktır o masa. tabi bu esnada aç olan bireyler getirdikleri her tabağı doyumluk doldurarak getirir. hatta bizimkiler bundan sever diye masa insanları için de ekstradan doldurulur her tabak.
    bundan sonra yemeğe geçiş aşaması vardır. masadaki ısınmış soğuk başlangıçlarla ve soğumuş sıcak anayemekler tatlılarla bir edilip bir güzel yenir. ana yemek tabağına alınan 4-5 parça bonfile, 3 tavuk budu, birkaç dilim balık filetosu ve haşlanmış sebzeler bir arada harika giden yiyeceklerdir zaten.midenin rahatsız olduğu hissedilip boşu boşuna bu kadar para verdik diye hayıflanılır aynı zamanda. bu aşamadan sonra zaten kendi öküzlüğünün bilincine varıp bireyler garsona çabuk masadaki yenmemiş kilolarca yiyeceği kaldırmasını söylerler. tatlı tabağına konmuş 6 dilim baklava, krem karamel, bir dilim pasta ve biraz sütlaçtan da tadımlık alınır ve bırakılır. ay o kadar şey aldın yiyemedin diye şakalaşmalar başlar ve savunma için genelde ya ben sen yersin diye de almıştım denir. yemek yiyen bireylere bir ağırlık ve rahatsızlık çöker. göbeği okşayarak iyi yedik beah denir ve bir kaç afrikalı aileyi doyuracak kadar yiyecekle dolu masa terkedilir. sonunda hepsinin karnı doymuştur ama malesef gözlerini doyuramamışlardır.
  • şimdiki otellerin çoğunda açık büfe dediğin 8 çeşit yeşillik, havuç rendesi, domates, salatalık, bir iki meze vs. den ibaret. ana yemeklerin özensizliğini yemeden farkdesiyosun. işin çakallığını öğrendiklerinden büfeye zengin bi görüntü verip ortaya yiyecek birşey koymuyolar. bu yüzden normal.
  • bunu yapan bizden olamaz. (bkz: türk insanı)
  • yahu ne alakası var?
    çünkü açık büfedeki yemeklerin %80'i zaten lezzetli bile değildir, dolayısıyla tabağı doldurmaya değecek bir şey bulmak çok da kolay olmuyor. ayrıca iki köfte için 10 dakika sıra beklemek de biraz fazla. dolayısıyla hiç de öyle çok rerörerö bir davranış değildir bir miktar yemek seçen biri olmanız kafi.
    (oradan da starbucks'a falan gitmiyorum haliyle çünkü bir kahve için 10 dakika sıra beklemek için de hislerim aynı şekilde)
  • (bkz: hindistan)'da bir otelde kalıyor olmaya delalet edebilir. üç-beş meyve kemirerek öğünleri atlatmaktır. sonunda aşçıya yalvarıp kendinize baharatsız sadece domates soslu makarna yaptırıp doya doya yemektir.
  • otobanda 90'la gitmek gibidir.
hesabın var mı? giriş yap