aynı isimde "ad astra (arcturus şarkısı)" başlığı da var
  • bir bilim kurgu sever olarak sinemada harcadığım vakte üzülmediğim filmlerdendi. ilk yarısı bittikten sonra sekizden fazla eder dedim. müthiş keyif verdi. fakat ikinci yarısı ben anlamadığım için mi yoksa kötü yazıldığından mi henüz çözemedim çok iyi geçmedi. iyiydi ama tam çözemedim ne olduğunu.

    --- spoiler ---

    babasıyla olan diyalogları anlamadım. ve o geminin içinde geçen anları. şimdi o elektriksel yayılımı babası kasıtlı mi yapıyordu yoksa bir hata oldu ve babası düzeltemedi mi?

    o gemide bir düzenek kurup kendi gemisine dönmemesi ve uzayda bir yere gitmek için uydu pervanesini kullanıp neptün’ün etrafındaki taşları atlatması başarısızdı.
    halka hakkında fikrim yok fakat insanoğlu bunlari çok uzaktan saptayabildiyse herhalde çakıl taşından büyük olmalılar. onlardan kaçış pek samimi gelmedi.
    --- spoiler ---

    filme puanım 7.5
  • yorumum; brad pitt’in ilk uzaylı filmi. babası da astronot olan bir astronotun mars ve neptun e gitme hikayesi... film çok sıradan basit bir konu.. düşük bütçe ile çekilmiş bir film... brad pitt in hatırına izlenir... ancak film sonunda ben ne sıkıcı bir film izledim denilecektir. heyecan 0/10, gizem 0/10... kurgu 0/10... brad pitt in oyunculuğu hatırına 4/10 puan ile uğurluyoruz
  • brad pitt’i çok severim film ne kadar kötü olursa olsun giderim ama bu filmdeki dinin ön plana çıkarılmasını çok komik buldum. ateizm artıyor diye yapımcılar telaşa mı kapılmış nedir bu laflar ?
    —- spoiler —
    mars’a 19 günde giden gemi yapmışlar aziz christopher bizi korusun diye dua ediyorlar. aziz christopher kim be! neyi icat etmiş? ölmüş bir insan. hadi tanrı inancı hala devam ediyor olabilir ama hiç bir bilim insanın tüm mürettebatını öldürüp “uzaylı kardeşleri”mi bulmak için 27 yıl uzayda kalacağına inanmam. diğer yazar arkadaşlar bazı şeyleri yanlış anlamış. adam oğlunu bıraktığında oğlu 29 yaşındaymış. ayrıca dünyayı yoketmeye çalışmıyordu. bir şey patlamış mürettebatla olan kavgada, onu düzeltmeye çalışmış ama becerememiş. mars’a brad pitt’i önce mesaj göndersin cevap gelmezse onu neptün’e göndermek için gönderdiler. sonra da vazgeçtiler.
    — spoiler —

    neyse muhteşem diil ama gene de insanın ufkunu açıyor. jüpiter’i satürn’ü falan görüyorsun bence eğlenceli film. 10 üzerinden 6.5.
  • amerika'da gişede müthiş çakılmış film. haftalardır reklamı yapılıyor, büyük bütçeyle büyük reklamla vizyona girdi ama ilk gününde sadece 7 milyn dolar hasılat yapabilmiş. bu da vizyonda kalktığın 100 milyonu görür görmez bir noktada olacağını gösteriyor.

    bonus : film üzerine güzel bir sohbet
  • simyacı'nın uzay versiyonu
  • çok iyi olabilecek bir filmin harcanmasıdır.

    kişiye göre değişebilir ama;
    ilk yarısı 9/10 iken,
    ikinci yarısı 3/10, piç etme, sıçıp sıvama var.
    'yazık oldu, halbuki çok iyi olabilirdi' dedirtiyor. atmosfer ise çoğu zaman orta seviye, bazen de iyi. ama oyunculuklar bence kesinlikle muhteşem. yani güzel bir konuyu, çok güzel başlatıp, sonradan güzel bir şekilde sıçıp sıvamışlar.

    özet olarak paranıza yazık etmeyin ve sinemada izlemeyin!
    netflix'de izlenecek kalitede, ama sadece bir kere.
    6/10

    (bkz: orangutan mısın nesin)
    (bkz: ne gerek vardı şimdi)
  • rome ıı total war’da görmemle kanımın çekildiği görevdi. zaten arka planda çalan pesimist bir ezgi var üstüne bu görev derken yine düşünmeye başlamıştım. hoş her şey boş bu hayatta ulaşmak istenen yıldızlar dahi.

    daha sonra dota’da karşılaştığım birinin nickiydi(per aspera ad astra tam hali bu şekildeydi nickinin) muhabbete girmiştik kendisi yarım yamalak türkçe biliyordu. fransa’da yaşıyormuş ve arkadaşından zamanında azıcık türkçe öğrenmiş. konuştuğumuzda biraz hayatlarımızdan bahsetmiştik. sonra ben kendimden bir şeyler anlatmıştım derken fransa’ya davet etmişti. tabii ülkemizdeki döviz kurunu nereden bilsin garibim. bu nicki neden aldığını sorduğumda “benden hayatımı çaldılar” demişti detaylarını vermeden ve “bu sıkıntıların içerisinden sadece yıldızlara sığınıyorum” diye eklemişti. hala arada konuşuyoruz ama ne anlatmak istediğini anlamadım, tabii ki türkçesi kötü olduğundan ve benim de yabancı dilim iyi olmadığından belki iletişimsizlik olmuş olabilir aramızda ama aşağı yukarı böyle idi anlatmak istediği. sıkıntı içerisine düşen kimi görsem bu yıldızlara sığınabiliyor ben neden sığınacak bir yer tutunacak bir dal bulamadım dedim kendi kendime. hayat tiyatrosunun benim için biteceği yolu takip etmek istiyorum sadece. yaşama isteğimin tamamen dibe indiğini ilk kez bu kadar net hissediyorum. birçok farklı insanla tanıştım hepsi kendine kalkan yapabilecek bir şey bulmuştu ben ise savunmasızım yıllardır sığınacak bir yer bulamadım.

    dünya bir umman, ecel baki liman
    vakit geç olmadan, her ömür yanaşır birgün
  • açık ve net bir şekilde filmde brad pitt'in iç dünyasında yaşadığı herşeyi voice-over ile dinliyor olmamız rahatsız etti. bunun dışında film imdb 7.3'ü hak etmiyor bence.
  • --- spoiler ---

    türkçesiyle "yıldızlara doğru", 2019 abd-brezilya-çin ortak yapımı ve james gray ve ethan gross tarafından yazılıp, yine james gray tarafından yönetilen bilimkurgu-macera-gizem filmi. başrollerinde brad pitt, tommy lee jones, ruth negga, liv tyler ve donald sutherland'in oynadığı film, uzayda hayat aramak için çıktığı görev sırasında kaybolan babasını arayan bir astronotun güneş sistemi dışına çıkmasını konu almaktadır. filmin ismi, latince "per aspera ad astra" sözünün (zorluklardan yıldızlara) kısaltılmış halidir ve "yıldızlara doğru" anlamındadır. filmin çekimlerinin tamamı ise california'da gerçekleştirilmiştir. 80-90 milyon dolar arası büyük bir bütçeyle çekilen 123 dakikalık film, bu senenin en iddialı yapımlardan birisidir. yeni gösterime giren filmin iyi bir gişe başarısı göstermesi beklenmektedir. son olarak, filmin imdb.com puanı şimdilik 6,6/10.

    konusu
    yıldızlara doğru, astronot roy mcbride'ın (brad pitt) gerçekleştirdiği uzay yolculuğunu konu ediyor. astronot roy mcbride’nın babası (tommy lee jones), 20 yıl önce uzayda hayat olup olmadığını araştırmakla görevlendirilmiştir. ancak bu görev sırasında kaybolan adamdan bir daha haber alınamaz. kaybolan babasını galakside aramak isteyen roy, gezegeni tehdit eden bir gizemi de çözmek amacıyla güneş sisteminin dışına yolculuk eder. bu yolculuk, roy’un beklediğinde de farklı şeyler öğrenmesine neden olur. yolculuk sayesinde, astronot, insan varlığının doğasına ve kozmostaki yerimize meydan okuyan sırların ortaya çıkmasını sağlar.

    imdb.com - https://www.imdb.com/title/tt2935510/

    wikipedia - https://en.wikipedia.org/wiki/ad_astra_(film)

    vikipedi - https://tr.wikipedia.org/wiki/yıldızlara_doğru

    trailer - https://www.youtube.com/watch?v=nxi6rtbtbm0

    --- spoiler ---
  • 7/10'luk bir holywood filmi. uzay temalı filmler zayıf karnım olduğu için filmin vizyona düştüğünü görür görmez gitmek istedim. çarpıcılık açısından bir interstellar olmasa da hikayesi, yakın geleceği işlemesindeki gerçekçiliği ve hissettirdikleri itibariyle oldukça iyi film. bu hikaye kesinlikle daha gerçekçi ve vurucu şekilde aktarılabilirdi oysaki, ama bu haliyle sinemaya gidip izleyen de yanlış yapmış olmaz. daha iyisi olabilirdi ya da ne çok iyiydi diye sıralayacak olursak;

    --- spoiler ---

    film aslında bir arayış hikayesi. önceki entrylerde simyacının uzayda geçen versiyonu denmiş, doğru. ölüm tehlikesinin bile nabzınızı fırlatamayacak kadar tatmin olamadığınız bir hayatta yıllardır sesini duymadığınız babanızın cevap vermiş olma ihtimaline eliniz ayağınız birbirine dolaşıyor. brad pitt'in canlandırdığı karakter böyle bir adam. üstüne bir de bu arayışa dünyaya illet olan bir problemi çözmek gibi de ulvi bir amaç yüklediğinizde o arayış daha yoğun ve gergin olması gerekiyor. ama filmde roy mcbride'ın yaşadığı o psikolojik buhran o kadar iç ses desteğine rağmen yeteri kadar yoğun aktarılamamış. bu açıdan bakıldığında film minimum bir 45 dk daha uzun olmalıydı, sırf bu duygu yoğunluğunun başarıyla aktarılması için. marstan neptüne olan 79 günlük o yolculuk bir çırpıda geçiverdi, oysaki o yolculuk başlı başına bir fırsat bunu anlatmak için.

    bir de bu arayışa dünyayı kurtarmak gibi artık cılkı çıkan bir anlam yüklemeye de gerek yoktu, roy sadece babasını bulma gibi bir sebeple de bu yolculuğa çıkabilirdi, buradan şuraya bağlayacağım konuyu; izlediğim filmlerde holywood klişelerini hissettiren her detay artık filme acı bir yapaylık veriyor. bu yüzden daha çok based on a true story hikayelerini daha çok seviyorum çünkü izlediğiniz şeylerin çoğu gerçek, yapaylık yok. fakat bu filmde bu suni klişelerden çok var, generalin roy ile konuşmaları, bu dünyayı sen kurtaracaksın monoloğu...dünyayı kurtarmasa olmuyor mu yani? bu ana karakterin babasını arayış hikayesinden ne kadar çok şey götürüyor? ya da roy'un babasına ses kaydı yollaması için illa mars'a mı gitmesi gerekiyor, o kadar zahmeti çekeceğine dünyadan bu iletişim halledilmez miydi? bunlar hep filmin klişe notları. hatta daha da eklersek başrolü brad pitt'in bile oynaması bu açıdan eksi yazdı bende. daha düz ve standart bir oyuncu oynasaydı brad pitt'in o holywood imajının verdiği filmin sonunda mutlu sona ulaşacak amerikan imajını kafamda oluşturmayabilirdim.

    uzay sahneleri, çekim kalitesi bence 9/10. uzayın derinliklerindeki o sessiz boşluğu bence iyi aktarmışlar, bu açıdan bile benim gibi adamları mıh gibi ekrana kitletebiliyor.

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap