• sürekli sidik kokan, serserinin bol oldugu adananın yüzkarası bir yerdir.yolcuların araçları bekleyeceği kapalı bi bekleme salonu olayı yoktur.sadece ayakta, oralarda takılırsınız.bi ara içeriye özel oto ile girmeyi yasakladılar, kapılara ozel guvenlik sirketlerinden elemanlar koydular ama onun da çoktan cılkı çıktı.55-60 yaşlarındaki parfumcu amcadan ise kesinlikle uzak durunuz.haberiniz bile yokken gelir size bir iki fıs fıs yapar sonra bi de para ister deyyus.
  • türkiyenin en kötü otogarı sıralamasında ilk 3'e girer burası. adana'ya ilk defa gelip buraya inen bir insan, bir de aylardan ağustos ise cehenneme düştüm zannedebilir.
  • yol bilmem iz bilmem, atladık gittik, arkadaş ben böyle bi'şi görmedim, bir tuvalet var, aslında tuvalet yok, dünyada öyle bi tuvalet yok yani, nasıl bi sidik kokusu nasıl bi pis, aboo. insan tutamıyor da ama işemek de lazım bi ara düşündüm sal sağa sola ne olursa olsun dedim kendime ama yine bozmadım terbiyemi, ama öyle bi tuvalet dünyada yok. valla yok!

    otogar zati başlı başına harabe. hani 5 büyük il filan diyorsun başka bi'şi bekliyorsun ama yok, sanki savaştan çıkmış, terkedilmiş gibi durup da yine de kullanılan köhne yerler gibi. ha bi de çaycı dayısı var buranın, daha gözüm açılmamış, ne olduğunu anlamadan elime tutuşturdu çayı, içtim mecburen siftahını da attım, pat kokucusu geldi, anam babam nereye yolculuk falan derken bi güzel öpüştük, sattığı kokusunu bileklerime de bi güzel sürdü. ( amınakoyim tüm gün çıkmadı kaç kere yıkadıysam.) sabah sabah ona da siftahını attık, derken bi teyzeyle ufak bebeği geldi, onların da gönlünü yaptım, al sana mis gibi köhneli, yıkık dökük ama bol siftahlı bi sabah. bu da anı olur işte bi şekilde, vay keriz filan derler belki, denk gelirse adana'yla ilgili bi'şi anlatırım, o kaddar!
  • dünyanın, bak türkiye'nin demiyorum, dünyanın en boktan yeridir. durduğunuz yerde size saat satmaya çalışanlar, elinize çay tutuşturanlar, eşyalarınızı taşımak isteyenler. ulan perona kadar yanımda yürüyüp abi sana peronu gösterdim diye para isteyeni gördüm daha ne olsun.. allah kimseyi düşürmesin!
  • adana'nın gelişmişliğiyle tezat bir manzaraya sahip çağ dışı kalmış bir otogardır. ilk yıllarında türkiye'nin geneliyle kıyaslandığında modern sayılırdı fakat şu anda türkiye'nin en kötü otogarı olmaya aday bir durumda. slumdog millionaire filmindeki hindistan manzaralarına benzer kötü bir görüntüsü var. adana'ya kesinlikle yakışmayan bir utanç kaynağı.
  • bünyesinde barındırdığı her türlü yapışkan esnafı püskürtmek için üç kelime yeterlidir; "yok baba, saolasın".

    boyacı çocuğa da "bozuk yok" dersiniz olur biter.

    adabıyla söyleyince sorun olmuyor şahsım için konuşmam gerekirse. adabının kıvamını da biraz denemeyle bulursunuz, heyecan yapmayın.
  • tuvaletlerinde sifon bile olmayan otogardır. adanalı olmasanızda aynı coğrafyadan olduğunuz için yadırgamadığınız bu gerçek bir yabancı için ise şaşırtıcıdır. ve sabahın köründe nasıl olabilir böyle bir şey diyerek para alan veznedeki hacı amcaya sitem eden hanımefendi ile ona cevap vermeye tenezül bile etmeden girmeseydin o zaman der gibi bakan hacı amcanın diyaloğuna gülerde geçersiniz.
    ayrıca böyle rezil hijyenden uzak ortamı başka nerde bulucaksınız der gibi de, her yerde 60 kuruş olan tuvalet ücretleri bu otogarda 75 kuruştur ki bence azdır bile.
    edit: imla
  • zamanında umumi tuvaletlerinin camında "lütfen pazarlık yapmayınız" yazan otogardır.
  • zamanın yarısında sevdiğim her şeyin gömüldüğü bir mezarlıkmış gibi gördüğüm, kalanında tiksindiğim, ölesiye nefret ettiğim, allahın belası yer. hayatımın kara yıkıntısı. otogarların hepsinde bi pislik var ama bunun yeri bi ayrı.
  • sınırlarına girdiğiniz vakit, zamanda yolculuk yapmış gibi hissedebileceğiniz yer...

    halen sabah sersemliğinde milletin eline zorla çay tutuşturulup sonra da parasını isteyen tiplerin olduğu, eskiden ışıklı yoyo denilen oyuncakların da aynı sistemle satıldığı bir yerdi. isterseniz satın almayın, sikerler.

    profesyonel hırsızların da ekmek kapısıydı. henüz laptopların bu kadar yaygın olmadığı 2000'li yılların ortasında bir arkadaşın laptopunun da yürütüldüğünü hatırlıyorum. çocuk 2 dakika aşağı indi laptop uçtu ama ne uçmak. bizim eleman da bunu diğer otogarda inince anladı zira laptopu alıp çantasını bırakmışlardı. çocuk da otobüse binince çantayı görünce rahatlamıştı. arsen lüpen'e şapka çıkarttıran saygı duyulası bir hırsızlık.

    her şey bir yana neden yıkılıp yerine modern bir otogar yapılmadığını anlayamıyorum doğrusu. adana'ya yakışmıyor. umarım yakın dönemde yeni haliyle hizmete devam eder.
hesabın var mı? giriş yap