adhokrasi

• bürokrasinin tam tersidir. 1968 yılında “warren bennis” tarafından bulunan bu kavrama “alvin toffler” tarafından yaygınlık kazandırıldı. bu kavram: yönetimin klasik prensiplerini gözardı eden bir organizasyondur, ki bunlara göre herkesin sürekli ve tanımlı bir görevi olmalıdır. bu kavram, yüksek eğitimli ve yüksek motivasyona sahip çalı$ma gruplarına uygundur. örneğin: otomobil fabrikalarının çoğuna uygun olmazken , reklam ajanslarına uygundur.
• kökeni olan "ad hoc", latince'de "amaç" anlamına gelir.
• bu aralar uzerinde makale yazmaya calistigim konu.
  
  quinn ve cameron kulturu olarak da bilinir. dinamik ve yaratici isletmelerde gorulur. yenilik ve risk olmazsa olmazdir. yenilige ayak uydurmak yerine yeniligi ortaya cikarmak amactir. basari ozgun uretimden gecer.
  
  dis kaynaktan beslenir adhokratik orgutler. sosyal medialar tipik ornektir. ornek vermek gerekirse siz sosyal mediayi kullandikca aslinda onun gelisimine katkida bulunuyorsunuz. yani bir nevi sirketin calisani gibisiniz.
  
  sirketler genelde az sayidaki cekirdek isgucu tarafindan yonetilir, onun disinda cok sayida cevresel isgucu bulunmaktadir. calisan sayilari dinamik yapidadir, surekli degiskenlik gosterebilir. googleda aslinda 8-10 bin kisi calisiyor fakat; google gibi buyuk firmalarin calisan sayisi kadar partnership sirketleri bulunmaktadir. yani aslinda google'in 100 bin kadar calisani mevcut. turkiye'de bile google'a is yapan yuzlerce sirket mevcut.
  
  sonuc olarak yeni nesil orgut modelidir, teknolojinin gelismesiyle daha yaygin olarak gorulecegi kesin. calismasi keyifli, maaslari dolgun fakat bir o kadar riskli orgutlerdir. her daim yenilik isterler.
• (bkz: adhocracy)
• değerli bir hocamın yaptığı tanıma göre;
  önde olmak bilgi ve uzmanlıkla sağlanır. zaten önemli olan da bilgi ve uzmanlıktır. herkes uzmandır ve aynı kademededir, degerlidir ve değerli olduğu için oradadır. örneğin; microsoft, apple vs.
• yolsuzlukları sona erdireceğini düşündüğüm yönetim biçimi.