• o yıllarda öyleymiş yani evet. artık çok şey değişti. son zamanlarda bir hafifleme geldi. artık her şey daha güzel. herkes ülkenin kıymetini bilsin.
  • içinde gazların sıkıştırıldığı bir kap belli bir yere kadar dayanacaktır. gazları durmadan sıkıştırmaya devam ederseniz kabın dayanamadığı yerde patlayacak kabı darmaduman edecek ve özgürlüğüne kavuşacaktır. çok dayanıklı bir kap kullanmışsanız gaz sıvıya dönecektir. çok küçük bir tolerans haricinde sıvılar sıkıştırılamaz.

    gazların ve sıvıların bu farklı karakteri moleküllerinin birbirine yakınlığıyla ilgilidir. gazları moleküller arasındaki boşluk büyük diye büyük oranda sıkıştırabilirsiniz. sıvıların moleküller arası boşluğu çok küçüktür.

    bir ülkenin her anlamda sosyal duvarlarını daraltır ve insanlarını baskıya maruz bırakırsanız söz konusu sıkışma ve birbirine yakınlaşma insanlar arasında da meydana gelecektir. çünkü doğa birbirine benzer. bir kara deliğin etrafında dönen yıldızların hareketlerinin, atom çekirdeğinin etrafında dönen elektronlara benzemesi gibi.

    sendikaları sarılaştırabilirsiniz. insanları cahilleştirebilir, fanatikleştirebilirsiniz. düşünmemeleri için işlerini yoğunlaştırabilir, köleleştirebilirsiniz. derneklerin arkalarını boşaltıp sadece vitrine döndürebilirsiniz. her muhalif hareketi, halkı görmezden gelebilir, dış mihrakların işi diyebilirsiniz. ama bir yere kadar.

    bir yerde insanlar o kadar sıkışır, o kadar birbirine yapışır ki artık birbirlerine atıp tutmayı bırakır ve konuşmaya başlarlar. ama ezberlerini unutur yeni kelimelerle konuşmaya başlarlar. çünkü omuzları birbirine değiyor ve artık aynı çileyi beraber çektiklerini, aynı baskıya beraber maruz kaldıklarını biliyorlardır. o andan sonra artık bu sıkışıklığın sebebi olarak yanındaki adamı değil, kabı görür. sonra daha önceden fark etmiş, kabın duvarlarını yumruklayan diğerlerine destek olur. tarih o anda patlamaya dayanabilen bir kaptan söz etmiyor.

    bu ülkenin insanları henüz sıvı hale dönüşmedi. çünkü akıllı oynuyorsunuz. kabın içine bir diyafram koymuşsunuz ve gazları ayırmışsınız. bir tarafa baskı uyguladığınızda o taraf, diyaframı iterek diğer tarafa yükleniyor. ama bir yere kadar. doğası gereği o diyaframda sonsuz basınca dayanıklı olamaz. iyi sebep ya da kötü sebeple delinebilir ve delindiği an bir kargaşa sonrası yine mevzu kabın duvarlarına yönelir.

    madem kimseye rahat ettirmeyeceksiniz, akıllıysanız basıncı ya da baskıyı nerde tutmanız gerektiğini bilirsiniz. yoksa lanet olası internet diye bir şey var. artık insanlar dünyanın mahallesinden ibaret olmadığını biliyor. bir antuanla bir yorgoyla, bir edwardla, bir motomboyla kendini yan yana koyup kıyaslayabiliyor. gavur o gezegende ne var lan diye çok uzak diyarlara seyrediyor ama o gezegende ne olduğunu ben de görebiliyorum. dolayısıyla basınç altında olduğunu fark etmek de kolay, omuz omuza vermek de.

    saygılar.
  • olmayacak durumdur. ufak tefek homurdanmalar olur. onlar da sandıkla püskürtülür.
  • türkiye değildir..

    onları yapan toplum zaten lan ne patlaması amk? toplumdaki yozlaşma ve ahlaksızlaşmanın tavana vurması başlığı altında tartışılması gerekir.

    kıyafeti bahane ederek tecavüzü cinayeti savunan hırsız katil sevici tecavüzcüler var lan!!
  • patlama olmayacak ülkedir. gittikçe çamura döndük ve böyle yuvarlanıp gideceğiz.
  • sosyal canlı bombalar olarak yaşadığımız ülke.
  • türkiye degildir zira adim adim degilbkosarak gerceklesmesi icin onca sebep verken patlayamayan ulkedir turkiye
  • sosyal medyanın hayata etkileri yeni yeni kendini belli ediyor. geçmiş yıllarda sıkıntılı dönemler yaşandığında insanlar birbirine yardımcı olmaya çalışır, daha yumuşak bir geçiş dönemi yaşanırdı. sosyal medya kullanımının artması yalnızlık, kıskançlık, sahip olma dürtüleri, daha bazla beklenti, sürekli hareketlilik ve tüketim bağımlılığı gibi sonuçlara sebebiyet verdi. belirli semptomlara sahip insanlar, manik depresif, şüpheci, dikkat dağınıklılığı gibi problemlerinin şiddetini arttırdı. günler süresince günlük bağımlılık süresinin artışı dışa vurumların daha kolay olmasına neden oluyor.
  • 15 temmuzdan sonra türkiye değildir. her ne kadar istese de bazıları. cumhurbaşkanının kutuplaştırmadan vazgeçmeye devam ettiği sürece geçerli tabi bu tespitim. artık anlamıştır o da herhalde. yani inşallah.
hesabın var mı? giriş yap