• kanunlara konuluş sebebi ,hakim ve savcıların tatili değildir.çoğunluğu tarım ile geçimini sağlayan insanların "hasat zamanı" bu işleri bırakıp adliye kapılarında vakit geçirmemeleri için konulmuştur.
    çünkü 1920'li yıllarda köyden-mezradanilçe (kaza) merkezlerine gelebilmeleri de bir sorundu.yol yok,vasıta yok..şimdilerde kaldırılmış olan "müstakil sulh mahkemeleri" de her yerde kurulmazdı.önemli nahiye (bucak) merkezlerinde olurdu.
    halen dahi doğru dürüst kadastrosu yapılamıyan ülkemde ,sırf köylü işinden olmasın diye "gezici tapulama mahkemeleri" kurulmuştu.sonraları kaldırıldı. 90'lı yıllarda bile "tapulama mahkemeleri"nin ilk oturumları köyde yapılıyordu.köylü,delillerini ilk oturumda sunuyordu.
    böyle idi amma:
    1-bir takım yasalar çıkarıldı,bu yasalara tabi işler adli tatilde de görülür dendi.örnekleri uzun sürer
    sıralamayı anlamsız buluyorum.adli tatil ihdası amacından saptı.
    2-bazı yörelerde keşifancak 20 temmuz-6 eylül tarihleri arasında yapılabilirken,bu keşifler yapılamadı ve buna rağmen adli tatilde yapılan keşif nedeniyle -hakkı teslim eden- kararlar yargıtay tarafından bozuldu.( van'ın bahçesaray köyü (şimdi ilçe olup adliye kuruldu) yolları 6 ay kapalı olduğu için gevaş hakimleri ancak adli tatilde gidebiliyorlardı.yine borçka ilçesine bağlı,maçahel(camili) köyüne ancak yazın ve katırla keşfe gidilebiliyordu)
    3-bütün bunlara rağmen,köyle köylü ile duruşma yapmayan danıştay,yargıtay adli tatili bir hak olarak benimsedi.öyle ki 20 temmuzda başlaması gereken adli tatil,bu yüksek mahkeme üyeleri tarafından fiilen 1 temmuzda başlatıldı.
    4-bidayet (ilk derece) mahkemeleri (yani yüksek mahkemeler dışında kalanlar) ve hakim-savcıları adli tatilin gereksiz olduğunu,işleri zorlaştırdığını savunurken,yargıtay ve danıştay üyeleri -vazgeçilmez bir hak gibi-bu tatile dört elle sarıldılar.

    bunları da vatandaşlarım bilsinler istedim.

    nihayet,seneye(2005 te) bu adli tatil 45 gün değil 36 gün olacak.kanun değişti.zorlukla...
  • mahkemede işi olanların "adalet de tatil olur muymuş kardeşim cık cık" dediği, hakimlerin savcıların işi gücü bırakıp kendilerini denize vurduğu tatil. eylülde biter yanılmıyorsam temmuzda başlar.

    bu yılki adli tatil seren serengilin evliliğini kurtardığı için bende ayrı bir iz bırakmıştır. çeşitli televolelere "adli tatil varmış, bitmesini bekliyorum, derhal boşanıcam" diyen seren serengil bu süre zarfında beyiyle barışmış ve eski mutlu günlere geri dönmüştür. yargıtay başkanının adli yıl açılış konuşmasında bu konuya değinmemesi tarafımdan ayıplanmıştır.
  • memleketteki en gereksiz tatildir bu. hasat zamanında davası görülecek köylüye zeval olmasın diye koymuşlar, öyle kalmış. yıl olmuş 2012, temmuz ayında yargı camiası başlıyor kıvranmaya, tatil planı yapmaya. sanki hukukçu olunca tatile gideceğin zaman da ağustos ayıyla sınırlı. deniz kıyısına gidip malak gibi yatmak öngörülmüş büyüklerimizce. bi de vatandaş sanır ki, bu bir aylık süre zarfında kimse çalışmaz, adliye kapanır, kepenkleri indirilir. bu yüzdendir ki, bu zaman zarfında iş güç olmaz. diyelim ki vatandaş boşanacak, hop eylül ayına erteler. kadıncağız dayak yer, işim görülmez diye uzatır çilesini.

    sözün özü, bu saçmasapan tatil olayının miadı dolmuştur. tatil yapmak isteyen ayarlar duruşmasını, işini gücünü, gider zaten. la belki ben kışın snowboard yapmak istiyorum. zorla mı lan? ağustos ayında mecburi hizmetimiz mi olacak illa ki antalya otellerinde? kaldırın şu saçmalığı. sonra bir de adli yıl diye tümce uyduruyorsunuz kaba etinizden. adli yıl nedir aga? yasama yılı bir, adli yıl iki. duydukça gülesim geliyor. devletin en temel iki direği senelik yenileniyor sanki. oysaki mantığa da aykırı. kamu hizmetinde süreklilik esastır. hayır haksızsam haksızsın deyin.
  • sene boyunca butun hakimler deli gibi calistigi, davalar hic ertelenmedigi ve de bu sayede turk yargi sistemi dunyanin en verimlileri arasinda oldugu icin oldukca gerekli bir uygulamadir.

    ve de butun hakimler ve diger personel ayni anda tatile cikmalidir tabii ki. aksini dusunenler kafasizdir.
  • ulan bunu mal mal savunanları odunla dövmek lazım.

    her meslek erbabı için tatil vardır. ama öyle ama böyle, tüm meslek erbabı tatil yaptığı halde işler hiç gecikmez. mesela, çöpçüler de tatile çıkar ama yolları bok götürmez. yahut kanalizasyon işçileri de tatile çıkar ama ortalığı bok bastığı görülmez.

    adam gibi bir takvimle, hakimler ve savcılar da, hatta avukatlar da izin yapabilir. bunu bir takvime bağla olsun ve bitsin ve kardeşim. tüm mahkemelerin, bütün savcı ve hakimlerin, hep beraber, toplu halde, cümbür cemaat, coşarcasına izne çıkması ne demek?

    oh be, yasla sırtını devlete; "bitti abi kapattık" deyip çık tatile. bu ne lan? kutsal değer misiniz siz?

    mahkemelerin "aksamadan" sürmesinin binbir tane yolu var. bunu bana kalkıp 100 yıl önceki argümanlarla savunmaya kalkan küçük beyinliler kadar nefret ettiğim asalak sürüsü yok...

    böl bu tatil meselesi "mayıs-eylül" ayları arasında 5 aya, bak bir şey aksıyor mu? aksamaz, her şey tıkır tıkır işler...

    adli tatilmiş... ulan mal, bu yıl izne ancak eylül ayında çıkabiliyorum. üstelik yaptığım iş "hep beraber ölsek kimsenin umurunda olmayacak" bir meslek.

    adli tatilmiş... papucumun memurları, hee bekleriz sizi 3-4 hafta... oldu canım...

    edit: oha, 7 hafta tatil yapıyorlarmış. kimsin lan sen iki ay tatil yapıyorsun? ben o hakkı kazanmak için "aynı işyerinde" 10 yıl çalışmak zorundayım lan, terbiyesiz!
  • tüm adli personelin ve hakimlerin hep birlikte tatile çıkması (nöbetçiler hariç). tanımı bile komik, sanki hep beraber bir yerlere yetişmesi gerekiyormuş gibi hepsi birden gidiyorlar. mahkemede davası askıya alındığı için binlerce lira para kaybedecek olanların hiç ama hiç önemi yok ödesinler, hakimlerin canı sağolsun.

    öyle ya da böyle amacından sapmış, saçma bir düzenleme olduğu aşikar. diğer devlet daireleri ve kurumlarda çalışanların canı can değil mi? yarın hastane çalışanları da sağlık tatili yapmak isterse ve sadece nöbetçi doktor bırakıp 40 gün boyunca çekip gitmek isterse , ya da havayolları çalışanları havayolu tatiline çıkıp günde tek sefer uçuşla idare etmemizi isteseler nolcak.
  • ihtaratlı kesin süre, yasal süre, dosyanın müracaata kalması gibi kavramları bilmeyenler oturdukları yerden ahkam kesmesin rica ediyorum.

    kendisine verilmiş dosyalardaki bu işlerden haberi bile olmayan, ofiste sadece görüntü olarak var olan "patron avukatların" zaten nazarımda hiç söz hakkı yok. hiçbirine saygı duymuyorum ve bunun için üzgün de değilim.

    üzerinizde 15 müdür altınızda 15 "uzman yardımcısı" varken adli tatile çemkirmek kolay. şimdi o şirketin diyelim ki milyonlarca liralık bir işini takip etmenin tek sorumluluğunun yalnızca size ait olduğunu düşünün. mesela 8 klasörden oluşan bir dosyayla ilgili rapor hazırlamanız gerekiyor fakat bunu iki hafta içinde teslim etmezseniz - ki siz teslim etmeden önce kimse kontrol etmeyecek çünkü tek sorumlu sizsiniz, o milyonlarca lira buhar olup gidecek. ve bunun geri dönüşü olmayacak.

    bu bizim hayatımızda yalnızca bir iki kere olan bir şey değil. hayatımızın kendisi bu. işimiz bu. hep böyle. kimseye kontrol ettiremeyeceğimiz ve sorumluluğu kimseyle paylaşamayacağımız işleri o iki hafta içinde yapmak zorundayız. bazen bir hafta. bazen birkaç gün.

    uykumuzdan "hassiktir o dilekçeyi yazdım mı ben? offf keşke şunu deseydim de bunu demeseydim allah kahretsin..." diyerek uyanıp gece yarıları uyap peşinde koşuyorsak ruh hastası olduğumuzdan değil. bir sebebi var.

    neyse. başlığa gelme sebebim bu değildi. adli tatilden benim de şikayetim var ama bu bağlamda, yani adli tatilin varlığıyla ilgili değil.

    benim derdim işsizlik.

    duruşmalar yok. e benim zaten fazla işim gücüm yok. seri yargılamalık bir olayım yok. süreler de işlemiyor. cezacı da değilim ki gecenin bir yarısı gayrettepe'ye veya vatan'a müvekkil kurtarmaya koşayım...

    ofisi kapatmayayım desem, tatil yapamam. gelir buraya boş boş otururum. mesela dün gelip dizi izledim, bugün de anca entry yazıyorum.

    kapatayım desem, e iyi de hayat adli tatil mi dinler, küt diye iş geldi, napacaksın? işinin başında olmak zorundasın. geçen sene öyle oldu mesela - allahtan zaten tatil yapmıştım, "nasıl olsa iş yok" diyerek keyfi bir uzatma halindeydim. benim gelen işi "kusura bakmayın cnm tatildeyim de......." diyerek öteleme lüksüm yok ki.

    napıcam abi ben eylüle kadar?

    neyse ben bi ailemin oraya varayım da, olmadı bi de mayami yaparım sfhshfhasfhs :/

    *
    adli tatil bir avukat olarak benim gözümde bu yüzden değerli. hakimlerin nasıl bir açıklaması olduğunu ise bilmiyorum. yıllık izinleri ne kadar onu da bilmiyorum. izinden döndükten sonra neden işlerinin başında olup dosyalarıyla ilgilenmediklerini de bilmiyorum. haklarında bildiğim tek şey, hakimlerin önemli bir kısmının, hakim olmaları gereken dosyaları aslen pek de bilmediğidir. tövbe yarabbim konuşturmayın cuma cuma.
  • 1-adli tatil.
    2-meclisin tatile girmesi.

    böyle toplu saçma tatiller olmamalı. ülkeyi komple kapatalım isterseniz.
  • katiplerin ve hakimlerin izinde oldugu, avukatlarin ise olmayan katipler ve gecici hakimlerle acele is yetistirmeye calisip bi ayak uzatma huzuru bulamadiklari donem.

    bir hakim senin acele talebini okumadan ve dedigini dinlemeden tatile gider, nobetci hakim ise gozunun ucuyla okuyup kulaginin ucuyla dinleyek olmadik bi karar verir, kabak muvekkile patlar. derken baska bi dosyadaki acele is icin kosturur ve "nasil olsa bi muzekkere yazmalik is kaldi" diyerek memleketine gelirsin ama olmayan katipler muzekkereyi yanlis yazar ve nobetci hakim "bunu duzeltin ama bana 5 gun sonra getirin" der, sen guya dinlenmeye gelmis olursun ama o esnada boyundan buyuk bir kabak senin basina patlamak uzeredir ve haberin olmaz. muvekkile olacaklari hic saymiyorum.

    su an yapmam gereken sey kartal'da karar pesinde kosmak fakat mersin'in bir yerlerinde oturup bu entry'yi yazmak disinda yapabildiğim bir sey var mi = yok. enfes. ayin 15'inde muvekkilin basina gelecek olanlardan sonra ben ne yapacagim hicbir fikrim yok.

    adliyedeki adli tatil is cikmazliginin allah belasini versin.

    kanuna "ihtiyati tedbir talepleri adli tatilde degerlendirilmez" veya "ihtiyati tedbir taleplerinin gereginin 3 gun icinde yapilmasi zorunludur. buna uymayan yargi mensuplari hakkinda sorusturma baslatilir." maddesinin eklenmesini istiyorum.

    bu ne lan katip yok hakim yok ama avukat zinhar yerinden kimildamayip is yapmaya calissin.

    birakicam ben bu isi valla birakicam ya, attigin tasin urkuttugun kurbagaya degmemesiyle hayat mi gecer ya.

    hakimin dedigine bak arkadas. imza atacaksin ya imza. tek bir imza. "pazartesiye kadar getirmeyin" nedir ya carsamba daha bugun. diger pazartesi getirelim isterseniz garantili olsun? vatandas da ne hali varsa gorsun zaten, iki nanosaniyede atacaginiz imzadan daha onemli degil neticede.

    kalemle on saat konustum her seyi anlattim da "el elin esegini turku cigirarak arar" derler, bildin mi sen onu.

    ya cok asabim bozuk neyse mucize beklicez artik yapacak bir sey yok.
  • zaman aşımı ile birlikte adalet kavramına sekte vuran gereksiz, mantıksız saçma sapan bir olay.

    hakimler, mübaşirler tatil yapmasın demiyorum ancak bunu sağlamak için bin tane alternatif varken her zamanki gibi en kolay yolun seçilmesini kabul edemiyorum.

    (bkz: geciken adalet adalet değildir)
hesabın var mı? giriş yap