• bu nasıl bir başlıktır, sen ne anladın, burası neresi ben kimim bilemiyorum da, şöyle bir şey başıma geldi:

    bürokrasinin en yoğun yaşandığı bir kamu kuruluşunda adres filan da değil, bir müdür muavinin yerini bulamadım. bence henüz daha kimse bulabilmiş değil de.

    -pardon, suat beyin odasını arıyorum ben?
    -b blok ikinci kat, koridorun sağından girince karşına çıkıyor.
    -çok teşekkür ederim (nah afedersin).

    alfabeyi unuttum, algım kapandı, ulan b dediğin bizim ilkokulda öğrendiğimiz 'gözlük' e benzeyen harf değil miydi?. lan yok, a blok var, c blok var, b blok yok. yok oğlu yok.

    sonra dayanamadım başka birisine:

    -ben suat beyin odasını arıyorum?

    o sırada ilk sorduğum kişi bana doğru sinirlice yaklaşarak:

    -bakın, ben size demedim mi b blok ikinci kat. koridor..

    (yeni gelin mahçupluğunda, kıpkızarmış olarak)-evet. evet. evet. tarif etmiştiniz. evet. (aynen böyle üç kere)

    lan b blok nerde yahu? lan b blok nerde diye sorsam acaba gerizekalı olduğumu düşünürler mi? bakıyorum bloklara, c blok var, a blok var, b blok yok? eğer içinde bulunduğumuz bina b blok ise, o kadın neden bana ısrarla 'b blok' diyor da, koridorun sonu demiyor?

    bu başlığın doğru hali şu olacaktı bi de: ruhani ve gerçek hayatta bulunmayan bir müdür muavininin odasını sorarken 'b blok' diye bir blok olduğunu zanneden hatungızın sizi acaba başka birisine daha soracak mı diye ensende takip etmesi" olacak.
  • korkunç bi şey bu. ne zaman adres sorarak ilerlemeye kalksam, hiç sekmez.

    benim yol bulma konusunda özürlü oluşum temel etken de, bir de şurdan düz devam et, sağa gir, 500 metre ilerde. gibi kolay bi tarifi dallandırıp budaklandırıp anlatanların etkisi de mevcut.

    yok düz gidiyomuşsun da geçen gün de burda kavga çıkmış bilmem ne, sonra efendim sağa girince orda kardeşler bakkal varmış. sahibi arkadaşıymış. ordan devam ederken solda bizim manav varmış. taze olurmuş her bi şey. devam ediyomuşsun da sonra hooopp beyamca! sokağa taşınmıcam. uzaktan geldim yahu bilmiyorum buraları. sakin ol ne olursun. denmiyo tabi.

    bir ara pek popüler olan, dolmuşlardaki köpek aksesuarına dönüyosun evet hı hı evet hmmm evet hı anladım. kafayı salla dur. amcam sana orda hayat hikayesini özet geçiyo. hepi topu düz gidiceksin sağa dönüp 500 metre daha ilerliceksin olay bu. kardeşler bakkallar bizim manavlar bilmem ne terziler araya girmeseydi, anlamak çok zor olmıcaktı oysa ki.

    kafanda onlarca dükkan adıyla ilerliyosun mal mal. sonra diyosun yok bu böyle olmıcak. du bi de şu amcaya sorayım. konuşmayı pek sevmeyen birine benziyo. evet tahmin doğru. amca az konuşuyo. bi de kısık sesle. nedense? eğil biraz. hmm evet düz devam ediyoruz. soluklanıyo amca biraz. ee? sonra sağa dön. aa evet hatırladım. sonra? sonra yürü işte sağa baka baka. görürsün. hay yaşa be. saolasın amca.

    dırımdırımdırımdırımdırım (gerilim efekti)

    üzerine dikilmiş bi çift göz hissedip bakıyosun. bir önceki adres sorduğun adam sana bakıyo. hadi bakalım. napabilirsin? o kadar evet dedin anladım dedin hı hı teşekkür ederim dedin. al işte yakalandın!

    şansın varsa ehihih diye utangaç smiley atıp yoluna devam edebilirsin. eğer amca boş günündeyse yandın ama. yeniden tarif etmeye başlar. bu kez daha uzun şekilde. hani anlamadın ya. biraz daha uzun anlatırsa belki anlarsın? kafana yatan adres de uçar gider bu yeni anlatımla. haydin selametle der gider adam. öylece kalırsın yolun ortasında.

    korkunç ya. harbiden korkunç. tekrar yakalanma korkusuyla, aramaya devam edersin. on dakikada ulaşabileceğin yere, bir buçuk saatte gidersin anca. tebrikler...
  • -kaptan boğazköy'e nasıl gidilir? sen geçiyo musun?
    -bu geçmez kardeşim, üstü kırmızı yazılı minibüslere bineceksin..

    indim gitti minibüs. 5 dakika sonra başka bi tane geldi.

    -kaptan boğazköy'e gidiyosun dimi..
    -yav in aşağı sana kırmızıya bin dedik mor ulan bu!!
  • hani az tanıdığınız bir insanla karşılaşır, yalandan iki kelam eder de ayrılınca aynı yöne gittiğinizi farkedersiniz ya, onun gibi bir durum işte bu da. farkına vardığınızda strese sokabilir adamı.
  • elinde başka marketin torbalarıyla, yeni bir markete girmek gibidir.

    hangisi daha kötü bilemedim şimdi. hadi torba olayı bilinçli şerefsizlik ama bu olay bildiğin şok etkisi yaratır lan, hiç beklemediğin bi anda falan. bu daha kötü, evet.
  • tarif eden kişinin gözünde "gerizekalı" damgası yemek demektir. hele daha sonra bir vesileyle o kişiyle aynı ortamda bulunulursa utançtan ne yapılacağı şarılabilinir.
hesabın var mı? giriş yap