• türkçeye çevirmeye kalkarsak aşağı yukarı şöyle bir şey:

    bazıları sonun yaklaştığını söylüyor.
    bazıları kıyamet gününü göreceğimizi söylüyor.
    ben kesinlikle bunun olmasını ümit ediyorum
    bunu bir tatil gibi değerlendireceğimden eminim.

    boktan sirk ucubelerinin yaptığı üç halka numarası bu…

    los angeles dediğimiz bu meşum yer, bu boktan delik...
    burayı düzeltmenin tek yolu yer yüzünden silmek
    bu her gün ve her an devam eden bir rezillik...
    yüzmeyi öğrenin ki arizona körfezinde buluşabilelim…

    bıktım artım şeklinizden
    bıktım latte’nizden
    bıktım dava dosyalarınızdan
    bıktım peruklarınızdan
    bıktım yol göstericinizden
    bıktım kablolu yayınınızdan
    bıktım arabanızdan

    bu düpedüz boktan sirk ucubelerinin yaptığı üç halka numarası…

    bazıları gökten bir kuyruklu yıldızın düşeceğini söylüyor.
    bunu meteor yağmuru takip edecekmiş ve dev dalgalar,
    fay hatları yerinde duramayacakmış,
    bu boktan aşağılık milyonların ağızları açık kalacakmış

    bazıları sonun yaklaştığını söylüyor.
    bazıları kıyamet gününü göreceğimizi söylüyor.
    umarım göreceğiz çünkü
    bu iyi bir tatil olabilir…

    salak bok, aptal bok…

    kocaman ilgi çekici için irin dolu neon lambası
    sizlere, sizi meşgul edecek bir tavsiyem var.

    yüzmeyi öğrenin…

    annem bunların hepsini düzeltecek yakında.
    annem gelecek ve her şeyi yoluna koyacak

    yüzmeyi öğrenin.

    sikmişim l. ron hubbard’ı ve
    onun bütün kopyalarını
    sikmişim silah pazarlayanları,
    götten bacaklı mafya özentilerini…

    sikeyim gerici olan her şeyi
    sikeyim dövmelerinizi
    sikeyim uyuşturucu müptelalarınızı
    sikeyim balık hafızanızı

    yüzmeyi öğrenin.

    çünkü ben yağmur duasına çıktım
    çünkü ben dev dalgalar için yakarıyorum.
    yerin yarıldığını görmek istiyorum,
    her şeyin onun içine gömüldüğünü,
    anne lütfen yok et hepsini
    gömülüp gitmesini izlemek istiyorum
    gömülmesini izlemek istiyorum.
    silip yok etmeni izlemek istiyorum.

    bir kere daha yıkmanın zamanı geldi.
    sakın bana kötümser demeyin.
    satırların aralarını okumayı deneyin.
    neden yapamayasınız, anlamıyorum.
    her türlü değişikliği kabullenin dostum.

    her şeyin yerle bir olmasını görmek istiyorum…
  • amerika'nın rektal yıkaması manasına gelir.
    tam olarak türkçe çevirisi alavman olurdu herhalde.
    (bkz: lavman)

    amerika'nın pislik yuvasının, california'nın temizlenmesinin gerekliliğinden bahsediyor. los angeles, sular altında kalırsa iyi bir tatil olur. zaten amerika'yı düzeltmenin tek yolu da bu!

    california'daki hemen hemen her şeye karşı huzursuzlukla karışık bir üzüntü besliyor...
    onların figürlerine, lattelerine saçma salak davalarına, arabalarına, prozac'a!

    ve nefret doruğa çıkıyor çünkü oradan amerika'ya hatta dünyaya pompalanan onlara ait her şeyi; syntologyi, eli silahlı mafya özentilerini, retro zımbırtıları, dövmeleri, çöpten farksız aktrisleri... her şeyi ama her şeyi siktir ediyor.

    duacı... yağmurlara, tsunamiye... bu şehri yerle bir etmesi için dua ediyor. bekliyor şaşıyor anlamıyor hala neden yok edilmediğini.

    ve o söylenen bütün kıyamet senaryolarının gerçekleşmesini istiyor bu pisliklerin bitmesi için.

    her şeyin yerle yeksan olmasını görmek istiyor.
  • dünyanın ilacını anlatan bir şarkı.

    benim istediklerimi anlatan bir şarkı.

    hepimizin neyi hakettiğini dillendiren şarkı.
  • istanbulda eser sahipleri tarafından canlı çalındığında sağanak yağmur yağdırabilme gücüne sahip şarkıymış ayrıca.
  • fuck'lı bölümlerini maynard'ın sakin bir ses tonuyla söylemesi de ayrı bir hoşluk, güzellik.
  • sarkinin sonunda felaket sirenlerini duyabilirsiniz. duyamayanlar da var ama onlarla iktidari sallayamayiz.
  • primus'un danny carey'in davula geçip 13-14 eylül tarihlerinde chicago'da coverladığı tool şarkısı...
  • yıllar sonra, lan neden artık eskisi kadar dinlemiyorum dediğim bu muhteşem tool şarkısının ismi, anima ve enema kelimelerinin birleşimidir.

    (bkz: anima) latincede ruh ile fiziksel beden arasındaki aracı beden anlamında kullanılan felsefi terimmiş. muhtemelen anime, animation gibi ingilizcede canlandırma anlamına gelen kelimelerin köküdür.

    (bkz: enema) ise bildiğiniz lavman.

    şarkıda mom diye bahsettiği, uyanıp dünyayı yakıp yıkmasını istediği şahsın (bkz: mother nature) olduğu çok belli zaten. ama dikkat etmeyenler için yazmak istedim.

    bu şarkıyı şimdi bu üç bilgiye sahip olarak tekrar dinleyin.
  • hakikaten kafamda yeni bir anlama soktuğum şarkıdır.
    yıllarca içerdiği, batsın bu dünya temasının, aslında maynard'ın başka insanlara eleştiri yaptığı açısından dinlemiştim. fakat her haliyle bu şarkı maynard'ın bir özeleştirisi gibi.kendide o latteyi içmiş, dövmeyi yaptırmış ve her haliyle bir rockstar olarak o gangster tavırlardadır...
  • birçok muazzam şarkısının yanında en sevdiğim tool şarkısıdır. uzun yolculuklarda; özellikle deniz kıyısına paralel bir yolda giderken bağıra bağıra söyleyesi geliyor insanın.

    “cause i'm praying for rain
    i'm praying for tidal waves
    i wanna see the ground give way
    i wanna watch it all go down.”

    içimdeki isyankar ergen maynard james keenan'ın ruh ikizi sanırım. bunca kötülüğü gördükçe “ölün iq bana ne.” level'ına gelmek üzere çünkü. tersine evrim.
hesabın var mı? giriş yap