hakim batı düşüncesinin genel olarak bedeni ve bedensel olan bir çok şeyi aklın ya da ruhun güdümü altına alarak yarattığı samimiyetsiz ve yapay estetik ve adap anlayışıyla tu kaka ettiği doğal insani zevklerden yalnızca biri.
bugün ağız şapırdatmaktan iğreniyorsak bu yüzyıllar boyu süregelen bir tahakküm mekanizmasının gücünü tescilleyebilmek için ezebileceği bir 'öteki' yaratma ihtiyacındandır, hareketin tek başına kendisinin tahammül sınırlarımızın dışında olmasından değil. misal, ağzını şapırdatarak yemek yiyen insanlara yakıştırılan avam, köylü, amele, maganda gibi sıfatların sınıfsal içerikli olması yalnızca tesadüf müdür? bilakis. şapır şupur yemek yemek onların aşağılıklarına aşağılık katan bir imgedir; hareketten de, yapandan da sakınmak gerekir.
* bu sorunlu 'uygarlaşma' fikrinin bir uzantısı için (bkz:
norbert elias) ve de (bkz:
uygarlaşma süreci)
bu noktada fast food olayını son derece minimalist bir biçimde japon mutfağına uygulayarak dünya restorancılığında bir nevi çığır açan
wagamama'yı ele alalım. zira bu herifler servis yaptıkları yemeğin ağız şapırdatılarak yenildiği takdirde kişiye azami lezzeti vereceğini menülerinin altına dipnot olarak düşmekte bir sakınca görmemektedirler. wagamama restoranlar zincirinin londra, new york, amsterdam gibi batı coğrafyasının önde gelen kültür merkezlerinde konuşlanmış olduğu göz önünde bulundurulduğunda, durum batı medeniyetinin farklı kültürlerle ve bedenle imtihanı açısından ortaya ilginç sonuçlar çıkartmaktadır. batılı 'uygar' insan bu 'egzotik' restoranda 'terbiye' edilmiş, 'uygarlaşmış' bedeninden bir süre için uzaklaşmaya, bir tür kaçışa, tatile, rahatlamaya mı teşvik edilmektedir? yoksa olup biten küreselleşmenin bütün eşitsizlikleriyle de olsa mümkün kıldığı bir nevi serbest dolaşım ya da göç olgusu sayesinde öteki kültürlerin kendilerine bir ifade olanağı mı sağlamasıdır? hangi açıdan bakılırsa bakılsın, batı kültürünün tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar yoğun bir kimlik bunalımı içinde olduğu gün gibi aşikardır.
neyse çok yazdım, yoruldum. gidip ağzımı şapırdata şapırdata ince belli bardakta sıcak bir çay içeyim de kendime geleyim.