ağlıyorum
-
izlerken, "rahmetli ertem eğilmez, arabesk'i boşuna çekmemiş!.." deyip durduğum film. filiz akın'ın yalnızca sol profilden çekilmediği filmlerdendir ayrıca. (akın'ın burun estetiği düzgün yapılmamış olduğundan sağ tarafı biraz daha basıktır). ediz hun da haldun rolünde piyanoda, at üstünde ve de kavga sahnelerinde döktürür de döktürür.
ekleme: bir de intihar sahnesinde eski telefon santralleri gösterilir ki bak bak, doyamıyorsun!.. -
muzaffer arslanin 1971 tarihli filmi. buyuk askla evlenen filiz akin ile ediz hun ciftinin harika bir de ogullari olduktan sonra saadetlerinin uzerine kara bir bulut gibi coken iftira, yanlis anlasilma, hapislere dusme, kaza gecirip kor olma, bir tesadufle tekrar biraraya gelme atraksiyonlari ile devam eden oykusu. filiz akin nilufer'in sesiyle agliyorum yineyi soyluyor film boyunca.
-
birinci tekil şahısa şimdiki zamanda çektiren fiil..
-
başrolde ceylanın oynadığı 1989 yapımı arabesk filmidir.
bu filmde özlem onursal ceylanın annesini canlandırmıştır.
http://s.azbuz.com/…p/132/8/22/1328022/12413155.jpg -
akşam akşam izleyip ağladığım yeşilçam filmi. her yeşilçam filmi kadar saçmalıklarla dolu olsa da güzel müzikleri, nilüfer'in o müziklere eşlik eden billur sesi, filiz akın'ın zerafeti ve göz alıcı şıklığı, eski istanbul atmosferi, hulusi kentmen ve eski santral görüntüleri için izlemeye değer. ayrıca şimdiye kadar izlediğim yeşilçam filmleri arasında en profesyonel açılış jeneriklerinden birine sahiptir.
-
filmde filiz akın ikiz kız kardeşler rolündedir.
filmdeki klasik araba kazası öncesi bir replik vardır ki ,
hayatın manası aşk ve sürattir, der, düşündürür. -
ağlıyordum. o gidenler, “sen iyi bir insansın” diyordu.
ve hiçbiri de aslında iyi insan sevmiyordu. -
bugünkü keşfim kepeğe dairdi, kepeklerim. yaşamın kaosuna, belirsizliklerine ve kendi yetersizliklerime karşı pul pul savunmalar, duvarlar döşemişim. o savunmalar sökmemiş, pul pul dökülüyor, beni uyandırmaya alışıyor. sedef de pullu, dibi benzer olabilir. yıllar önce kepeğim daha bolken, odun sandığım bir erkek yorumu basmıştı: "aaa, ibisile, demek sen ağlamasan da saçlı derin ağlıyor.."
["ağlama deseydin."
"ağlama dedim. murat ağabeyime söylerim, dedim."
"ne dedi?"
"ben fenalık yapmıyorum, ağlıyorum, dedi."
"türkçe mi söyledi, kürtçe mi?"
"kürtçe söyledi."
"ayşe ana iyileşti mi?"
"iah..."
"o da nasıl söz? 'hayır efendim,' diyecektin ya..."
"hayır efendim."] kemal tahir - karılar koğuşu
[nadezhda mandelstam'ın* osip mandelstam'a 22/10/38'de yazdığı ve hiç göndermediği bir mektuptan.
"bu mektubu yazacak sözcüklerim yok, sevgilim... mektubumu boşluğa yazıyorum. belki geri gelir, beni burada bulamazsın. (...) hep benimlesin ve ben, yaban ve öfkeli olan ben, yalın gözyaşları dökmesini asla öğrenememiş olan ben, şimdi ağlıyorum, ağlıyorum, ağlıyorum... ben'im: nadia. neredesin?"] paul auster - the invention of solitude
(ilk giri tarihi: 21.8.2017) -
demet akalın'ın 2012 yılında çıkarmış olduğu giderli 16 albümünden bir parça. söz ve müzik cansu kurtcu'ya aittir.
-
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap