ahkam kesmek

• insanlar hakkında düşüncesizce yorum yapmak
• (bkz: riddlebox)
• cahil cesareti göstererek, şimşekleri üstüne çekmek.
• her türkte bulunan, farkli noktalarda basgösteren kronik hastalik.
• empati sahibi olmayan insanların çok çabuk düştüğü bir yanılgı. ince ayrıntılar düşünülmeden sadece bennnn diyen insanın gözü kara sözleridir.
• en kolay eylemlerden biri. ayrica; bu ugrasiyi, tanimadigi herkes, bilmedig her konu, görmedigi her yer ve yapmadigi/etmedigi herhangi bir sey uzerine inanilmaz bilgileri varmiscasina insanlara ders vererek hayata geciren insanlarin eylemi. kontrolden cikarici fiiller ailesinden bir deyim.
• (bkz: hayati iskalama lüksü)
• bir konuda belli bir bilgi sahibi oldugunu ve karşidaki kişinin bu konuda bilgi sahibi olmadigini sanip sadece kendisinin bildigini ima etme
• sadece tanrilara biçilmis hakkaftan. dolayisiyla^* (bkz: bunlarin hepsi birden ve hiçbiri).
• bir eksiklik göstergesi, bir kompleks yumaklığı, bir 'ben ben ben'cilik gibi görünse de aslen değildir. uzun yemek masalarında pazardaki domates fiyatlarından bahsedeceğiniz giriş cümleleri bir yerden sonra tıkanır. içkinin verdiği cesaretle herkes, o ana dek içinde tuttuğu bilgi birikimini yayvanca birbirini dinlemeksizin kusar ve asıl eğlence başlar. zaten yemek sofrasının uzamasının nedeni tamamen tatlıdan önceki ahkam kesme saatinin gelmesini sabırla beklemektir. bu yüzden arkadaş edinilir. bu yüzden dışarda yemek yeilir, barda oturulur. ben şahsen sürekli ahkam keserim ki ödediğim paranın hakkını vermiş olayım. müzikten girerim, sinemadan çıkarım. tabii atıp tuttuğum için işin doğrusunu bilenler hemen yanlışlarımı müstehzi bir gülümseme ile düzeltirler. ahkam blöfümü yemeyenler önlerindeki balığı afiyetle yiyorlardır. bu ahkamcıyı bir miktar sinirlendirir. asabi ahkamcı iyice işin içinden çıkamayacak hale gelince, kişisel saldırılarda bulunur. bunu acemi ahkamcılar yapar. prof ahkamcılar, sinirlerini kişilere değil nesnelere yöneltir. bardak kırar, leblebi ezer, bade süzer. rezil olmaktan utandığı noktada ortaya hemen foucault, derida ya da deleuze gibi bir kelime atıp hesabı ödemeden kaçmasını tavsiye ederim. bunlar mühim konulardır. ahkamcının yokluğu hissedilmeden konuşmaya devam edildiği tarafımdan- masadan hemen kaçtıktan sonra- gözlemlenmiştir. rahat bir nefes alan ahkamcı en yakın bara girip içkisini içmeye başlarken yanındakine dönüp mod müzik ve mesela alt kültür hakknda ahkam kesmeye başlar, zira gece henüz bitmemiştir. anlaşılacağı gibi biz ahkamcıların işi zordur. sanki kolaymış gibi ahkam kesenleri de şiddetle kınıyorum.