• taş gibi, kaya gibi, safkan delikanlı güvenlik elemanlarına sahip mekân. 8 kasım 2011 tarihinde kaybettiğim cüzdanımı, içindeki yüklü miktardaki para ve önemli belgelerle bugün eksiksiz olarak teslim ettiler. içindekileri kuruşu kuruşuna tutanak tutmuşlar. şükranlarımın bir göstergesi olarak ısrarla vermek istediğim bir miktar parayı ısrarla reddettiler. güvenlik elemanları özgür kaya, mehmet ali ışık, taner bayraktar ve güvenlik amiri cemal gürbüz; böyle yüksek karaktere, böyle delikanlılığa can kurban.
  • perşembe akşamı ahmed adnan saygun senfoni orkestrası, dün akşam da izmir devlet senfoni orkestrasının konser programları için peş peşe geldiğim her iki günde de, büyük salonun sağında ve solunda yer alan kadın tuvaletlerindeki sabunlukların bomboş, kimi tuvaletlerde ise girmeye imkan olmayacak biçimde boşaltılmamış çöp kutusundan dışarıya, yerlere taşan tuvalet kağıtlarının haline tanık olarak; temizlik ve hijyen konusunda konuklarını ilk kez hayal kırıklığına uğratmış, izmir'in göbeğindeki -güzelyalı- devasa kültür sanat merkezi. temizlik personeli komple istifa mı etti, işten mi çıkarıldı, hasta mı oldu? hiç denetim yapılmaz mı bu kadar ful çeken salon seyircisinin ihtiyaçları dahilinde uğrayacakları kaçınılmaz olan bir yere? garip.
  • çok uygun fiyata hatta bazen bedavaya çok güzel konserlerin izlenebileceği mekandır. internet üzerinden yer ayırtıp biletinizi satın alabilirsiniz. ulaşımı oldukça kolaydır.
  • yeni yönetimi tarafından her fırsatta siyasilere, çoğunlukla ana muhalefet partisi mensuplarına amacı dışında peşkeş çekilen sanat merkezi. dünya standartlarında akustik özelliklere sahip bir konser salonu olan büyük salonda belediye meclis toplantısı, parti grup toplantısı, hatta seçim kampanyası yapılmasına müsade edilmesi başlı başına bir skandal niteliğindeyken, bu etkinliklerin sanat etkinliklerini aksatmasına göz yuman kurum yönetimi ve izmir büyükşehir belediyesi başkanlığı bu ahlaksızlığın vebalini 100 sene daha yaşar. sanatçı ve seyirci kapasitesi düşünülerek tasarlanan kurumun kendi arazisindeki otoparkı kar amaçlı izelman'a devretmek, tanesi $200k olan steinwaylerin yıllardır doğru düzgün bir nem ve sıcaklık sabitleyicisi yokken (bu çok büyük vatan hainliği bu arada, ülkede insanlar aç gezerken sen böyle bir kıymet bilmezlik yapamazsın) şehrin belediye başkanına sanki o binanın ve içindekilerin sahibiymişçesine ofis açmak en kibar söylemle aymazlıktır.

    gördüğümüz gibi, ülkemizde usulsüzlüklerin, dalkavuklukların ve peşkeş çekmelerin kaynağı belli bir partiye dayanmamaktadır. ülkenin mirasına dil uzatan vizyonsuz oligarkların partisi, dini, her şeyi para ve gösteriştir. aassm'ye göz dikmelerinin sebebi de çok büyük ihtimalle, sadece kendilerine layık gördükleri pırıl pırıl mermer, cilalı parke ve üzerine oturdukları kırmızı çuhadır.

    bütün bunların çok derin kültürel temelleri vardır mutlaka, ama izmir seçmeni artık yok "metro yaptık", yok "kredi aldık", yok "avrupa bilmem ne ödülü" söylemlerine kanmadan gerçekleri bilmesinin ve partizanlıktan vazgeçip bu kadrolara haddini bildirme zamanı gelmiştir de geçiyordur diye düşünüyorum.
  • "leonardo da vinci'ye saygı" adlı türkiye'den çeşitli sanatçıların da vinci eserlerini yorumladığı bir sergiyi görmek için gitmiştim. güzel sergi. resimler var, heykeller var. bir sanatçı da video yerleştirme yapmış. izleyeyim dedim. başlamıyor. görevlilere sordum. bir süre sonra kumandanın bir başka görevli ile birlikte gitmiş olduğunu, gösterme olanaklarının olmadığını öğrendim. küratöre ayıp, sanatçıya ayıp, bana ayıp. izlemeye çalışırken kaybettiğim zamanın üzerine bir daha gelin diyor güvenlik pişkin pişkin. serginin son günleriydi ve bir daha zaman ayırıp oraya gidemezdim. doğru düzgün sergileyemeyeceksiniz hiç sergi açmayın.

    hemşehri iletişim merkezi'ne yazsam bir daha olmaz, görevliyi uyardık diyecekler. ama bir daha olacak. soğuğum oradaki sergilere. ciddiyetsizlik var.

    sergi haberi:

    https://www.izmir.bel.tr/…ergisi-aciliyor/41364/156
  • http://www.ekolay.net/….asp?pid=2925&haberid=597290

    16. izmir avrupa caz festivali'nin ilk iki etkinliğine ev sahipliği yapmış mekan.
    bilen bilir izmir'de kültür sanat etkinliklerinin gerçekleştirileceği fazlaca yer yok (türkiye genelinde olduğu gibi.)
    yani trafik olur, yeri güzel değil, işe yaramaz gibi endişelere yer olmamalı.
    safi meraktan bizzat gidip gördüm; etkinliğe de değil, görmek için. laz müteahhid(allahım ne zor kelime) edasıyla dıştan gezdim, duvarlara kolonlara baktım, karpuz seçer gibi tok tok vurdum... bence sağlam, bence güzel...
  • görüp görebileceğiniz en hoş iç ve dış tasarıma, müziğin en güzel dinlenebileceği salonlara sahiptir.
    bambaşka dünyaya götürür sizi, içiyle dışıyla. farklı bir atmosfere girersiniz.
    konsere gidersiniz, serginizi de gezersiniz
    çalışanlar daima son derece kibar, güvenlikçisine kadar hemde!
    her daim bir titizlik, bir beyefendi/hanımefendilik hakim.
    anlat anlat bitiremeyeceğim bu güzelliği, sadece bu başlıkta anmakla yetinebiliyorum.

    tek kusuru, küçük salonunun koltuk aralarının küçük olması olabilir, o da zaten benim kusurum; boyum uzun :)

    izmir'de olup buraya henüz gitmemiş o kadar çok insan var ki...
  • görsel
    görsel
    görsel

    dün akşam saat 20:00'de, izmir fransız kültür derneği ve izmir büyükşehir belediyesi işbirliği ile düzenlenen bir konsere az buçuk sıkıntılı biçimde ev sahipliği yapmış kurum. ilk defa.

    konser, ophelie gaillard ( viyolonsel) ve atakan sarı (piyano) tarafından, küçük salonda ve büyük alkışlar eşliğinde gerçekleştirildi.

    ancak kapıda davetiyeyi göstererek girmek istediğimizde, hangi birimin görevlendirdiğini bilmediğim sarışın bir hanım ''ilk defa böyle bir davetiye gördüm!'' dedi şaşkınlıkla ve salonda yer olmadığını belirtti. olay arşa taşındı koordinasyon eksikliği konusunda birden.. kendisine sakince, üstelik 2 hafta öncesinden fransız kültür'den davetiyeyi aldığımı ve mantık olarak salondaki koltuk sayısı kadar davetiyenin dağıtılmış olması gerektiğini söylediğimde ise bu defa, ''ne yapabiliriz?'' diye aassm'nin yanı başımda konuşulanları dinleyen görevlisine sordu, o da içeride 10 kişilik boş yer bulunduğunu ve istediğimiz yere oturabileceğimizi söyledi. ne hoş...

    meğerse ücretsizmiş, izdiham da bu sebepleymiş. biz, denk geldikçe fransız kültür merkezi'nin internet sitesini takip ederek ilgili etkinliklere katıldığımızdan, elimizdeki davetiyeye güvendik doğal olarak. neyse, salonun hıncahınç dolu olması hoştu; viyolonselci hanım cindrella gibi pırıltılı kıyafetiyle peri gibi salona çıktı ve performansıyla herkesi büyüledi, genç piyanistimiz de çok mükemmel bir uyum sergiledi misafir konukla ve haklı alkışların sahibi olarak gurur ve mutlulukla ayrıldılar.

    bu arada kalabalık fazlalaşınca, konser başlangıcında '' merdivenlere otursunlar'' buyuran hanım görevli her neyin kafasını yaşıyorsa acilen bıraksın ve haberdar olsun görevlendirildiği etkinlikle ilgili ayrıntılardan bir sonraki sefere. kesinlikle.
  • 25 kasım'da yapılmış olan mor ve ötesi senfonik etkinliğini sahiplenen merkezdir.

    şimdi size bilet satış işlemlerinde yapmış oldukları düzenbazlıktan bahsedeceğim:

    - - - - -

    arkadaşlarla mor ve ötesini çok sevdiğimiz, senfoni orkestrasını da canlı olarak dinlemeyi aşırı merak ettiğimizden bilet satış işlemlerinin açılacağı günü iple çekiyoruz.
    aassm yönetimi: 4 kasım, saat 10.00 da bilet satış işlemlerini internet ve sanat merkezi olarak; 2 şekilde başlatacaklarını, daha önceden bilet satışının asla olmayacağını dile getirdiler.

    4 kasım geldi, saat 10 oldu, tabi bizim gözler internet sitesinde, alamazsak eğer, evim yakın sanat merkezine, gidip alacağım hemen biletleri.

    inanır mısınız, internete 1. kategori ve 2. kategori olmak üzere sadece 1'er bilet açmışlar, onlarda daha 1 dk geçmesine rağmen dolu vaziyette.
    hemen sanat merkezini aradık, "boşuna uğraşmayın bütün biletler satıldı" dediler.

    mağdur arkadaşlardan bazıları, biletlerin hepsini önceden satan yönetime twitter'da baya sövüp saymış. buyrunuz twit

    aassm yönetimi yine davranışını bozmadı ve önceden satış olmayacak dedikleri halde bir şekilde biletlerini satışa çıkardı. şaşırdık mı? hayır.

    ne diyelim söz konusu aassm olunca bu durumun hep böyle olduğunu kabulleniyorum artık.

    not: bari 3-5 bilet bıraksaydınız allahsızlar.
  • bu akşam büyük salon kısmında bir tiyatro oyunu izlediğim modern mimari yapı. zaman zaman acaba burada oyun sahnelenemez mi diye düşünürdüm ve bugün gördüm ki buna pek uygun değil büyük salon. çünkü son derece yüksek bir tavana sahip ve buranın iyi akustiği müzik için çok yararlı olsa da çıplak sesle konuşma için hiç uygun değil. çünkü ses yankılanıyor ve boğuluyor, zor anlaşılıyor. küçük salon ise tiyatro için elverişli görünüyor hâlâ gözüme. ama bu sanat merkezinin salonları konser için tasarlanmış olmalı.
hesabın var mı? giriş yap