6212 entry daha
  • devrimciymiş galiba, öyle bişey duydum kendisi hakkında.
  • şu adamı ciddi ciddi ne diyor acaba diye dinleyen var mı hakikaten?
  • bi' baska biyikli... ama ben yerinde olsam

    şu fotoyu tibit atardim. hshshshs

    (bkz: rte'nin şehir hatırası)
  • devrimcidir ama karşının devrimcisidir.

    (bkz: karşı devrimci)

    bunun sapkın fikirleri önce suriye'yi ateşe atmış sonra da başta türkiye olmak üzere tüm dünyayı mülteci krizi ile karşı karşıya bırakmıştır.

    kendini unutturup emekli hayatı yaşayacağına hala bıcır bıcır konuşuyor. kendisinin başbakan olduğu yaklaşık 2 yıl türkiye'nin en karanlık dönemlerindendir. 7 haziran öncesi pkk tarafından yapılan hazırlıklara göz yumulması, kaybettiği seçim sonrası birden islamcı terör örgütleri tarafından yapılan saldırıları ve ardından pkk'nın hendek saldırıları ve kurtarılmış bölge oluşturma girişimleri başladı. kazandığı 1 kasım seçimine kadar tüm türkiye'de bombalar patladı, insanlarımız, askerlerimiz, polislerimiz hayatlarını kaybetti. başbakanlıktan istifa etmesinden sadece 2 ay sonra polis ve askeriyenin bir bölümünü ele geçirmiş islamcı terör örgütü fetö darbe yapmaya kalkıştı ve yurttaşlarımızı katletti.

    bütün bu rezillikleri için özür dileyip yargılanmayı bekleyeceğine hala iktidara gelme peşinde. işin kötüsü kendisini sırf erdoğan'a muhalefet ediyor diye destekleyen muhalifler var. yapmayın dostlar bu şahsın yaptıklarını nasıl unutursunuz?
  • o islamcı ideolojin öyle baskı kurdu, öyle boğdu ve nefes alamaz hale getirdiki insanların bir kısmı hem dinden hem de dindardan uzaklaştı...

    sorumlularından birisi de sensin...
  • çıkıp, 7 haziran seçimlerinden sonra, akp ilk kez çoğunluğu kaybetmişken, türkiye'de aniden birden bire, ansızın patlamaya başlayan ve 1 kasım'da akp nin çoğunluğu tekrar kazanmasıyla bıçak gibi kesilen terör olaylarını açıklamazsa, ağzıyla kuş tutsa hikaye..

    ama çıkıp açıklarsa, "ben de sorumluyum" derse, cezasını çektikten sonra, kendisini sevemem ama saygı duymaya başlayabilirim.
  • hakkında yazmayı çok sevdiğim bir isim çünkü kendisi hakkında konuşan çoğu insan bu adamı tanımıyor ama tanıdığını zannediyor.

    davutoğlu'nu tanıdığını zannedenlerin ekserisi muhalif cenahta yer alanlar ama onlar da kendi içlerinde çelişki içindeler. bir yandan adamı etkisiz bir küçük enişte mertebesine indirgeyip alay ederken diğer yandan da adamı orta doğu'da başımıza gelen her musibetin baş sorumlusu olarak ilan edip adeta bir siyasi deccal seviyesine çıkarıyorlar. hatta bir ara ulusalcı kanattan "erdoğan iyi ama davutoğlu kötü" gibi komik beyanlar bile duyar olmuştuk. karar verin yahu, bu adam erdoğan'ın kuklası olmaktan başka bir şey becerememiş bir küçük enişte mi yoksa erdoğan'ın aklına girip orta doğu'yu karman çorman eden bir kaotik kötü mü?

    bakın ben diyeyim, ummadık taş baş yarar; davutoğlu'nu gerçekten çok küçümsüyorsunuz. halbuki akp içindeki, bülent arınç ile beraber en tehlikeli iki adamdan biriydi kendisi. wikileaks'in sızdırdığı amerikan dışişleri belgelerinde bile "tehlikeli" olduğu özellikle belirtilen bir adamdan bahsediyoruz. niye tehlikeli olduğunu da söyleyeyim, şu an erdoğan'ın yanına topladığı tiplerin hepsi bir halttan haberi olmayan ve hiçbir ideolojik bilinci de olmayan bomboş tipler. bunlar erdoğan ile var oldular ve erdoğan ile beraber de tarih olup gidecekler. arınç ve davutoğlu ise farklı, bu adamların asıl bağlılıkları erdoğan'a değil siyasal islam denen olguya ki davutoğlu'nun bugün "hakkında bir şey söyleyemez" dedikleri erdoğan'a neler neler dediğini gördük. ufukta henüz bir seçim görünmediği için şu ana kadar eleştiri dozunu çok artırmamıştı ama seçimler yaklaştıkça davutoğlu daha da saldırganlaşacak. akp'den ise bu adama doğru düzgün bir cevap gelmemeye devam edecek çünkü kendi içinde tutarlı bir ideolojik tavrı var bu adamın. millet alaya alıyor -ki benim de görüşleriyle alakam olamaz- ama böyle bir dönemde akp'den ayrılıp parti kurabilmek bile yeterince cesaret işi, herkes yapamaz. arınç ise muhtemelen yaşının da etkisiyle daha muhafazakar bir tavır takınıp eleştirilerini içeriden dile getirmeyi yeğledi ama o da her konuştuğunda partinin içi kaynamaya başlıyor, özellikle bülent turan falan gibi gereksiz tipler hop oturup hop kalkıyorlar kendisini susturabilmek için.

    neden biliyor musunuz? çünkü bu adamların taban üzerinde etkileri var, bu adamlar siyasal islamın ete kemiğe bürünmüş halleri. arınç'ı susturmak için istişare kuruluna aldılar, davutoğlu'nu parti içinde susturamayınca ihraç ettiler ve yok olup gider sandılar ama adam parti kurup başlarına iyice bela olduğu için şimdi de sindirmeye çalışıyorlar. zamanında abdüllatif şener ayrıldığında onu susturmaya çalışan yoktu çünkü şener'in tabanda bir karşılığı yoktu. davutoğlu'nun da şu an aynı durumda olduğunu düşünüyorsunuz, bir karşılığı olmayan bir adamı sindirmek için üniversite kapatacak kadar ileri giderler miydi sizce? bırakırlardı mahallenin delisi misali bağırır dururdu. sandığınız gibi değil işte mesele, bu adam tıraştan değil; tabanın ve teşkilatların gözünde de erdoğan'ın gerçek veliahdıydı. erdoğan cumhurbaşkanlığına ilk kez aday olduğu zaman herkes abdullah gül'ün başbakan olacağını beklerken, yapılan temayül yoklamasında davutoğlu ezici çoğunlukla birinci çıkmıştı. hatta bazı vekiller kapalı zarf içinde bile değil, göstere göstere kendisinin ismini yazmışlardı. arkasından gelen isimler ise binali yıldırım ve mehmet müezzinoğlu olmuşlardı. son kararı tabii ki erdoğan verdi ama erdoğan istese o zaman da getirirdi mr. düşük profil binali yıldırım'ı.

    ali babacan ve abdullah gül siyasal islam çizgisindeki adamlar değiller, bir zamanlar öylelerdi belki ama bu olaylar yaşanırken değillerdi, burası net. davutoğlu ise siyasal islamın entelektüel aklı olarak görülüyordu ki hala öyle gören çok. adama, akp'ye sonradan eklemlenen ayak takımı dışında da akp içinden tutarlı bir eleştiri gelmiyor, gelemiyor çünkü akp'yi yaratanlardan biri bu adam. abdüllatif şener gibi teknokrat, ali babacan ve abdullah gül gibi pragmatist değildi davutoğlu, tabanda da teşkilatlarda da karşılığı var.

    o yüzden yakından izlenmesi gerekiyor bence kendisinin. akp tabanı tamamen siyasal islamcılardan oluşmadığı için babacan ekibinin de akp'den oy çalması çok muhtemel ama bu adamın ettiği her söz, akp'nin ideolojik saiklerle hareket eden tabanı üzerinde büyük etki yaratıyor. kendisi başbakan olduğunda akp tabanının yaşadığı heyecanın %1'i yaşandı mı binali yıldırım başbakan olduğunda?

    erdoğan'a tekrar biat edeceğini söyleyenler ise hayal aleminde yaşıyorlar, galiba bunu da fark etmiyorsunuz ama bu adam egoist. erdoğan'a biat etmeyi geçtim, erdoğan'ın her şeyin içine ettiğini düşünüyor ve öfkesi de çok samimi. dost meclislerinde de dostlarına "yıllardır yapmak için uğraştığımız her şeyi bok etti" falan diyordur muhtemelen.

    bırakın adam akp'yi her gün kendi silahıyla vurmaya devam etsin, chp'nin zaten akp'den koparabileceği bir taban yok. %1 alır diyorsunuz -ki ben daha çok oy alacağını düşünüyorum-, erdoğan zaten %51'le kazanıyor. %1'in bile bu kadar önemli olduğu bir ortamda karşı cenahtan bir oy koparacak partilerin bile çok önemi var.
  • 1959 konya doğumlu, istanbul erkek lisesini bitirmiş sonra boğaziçi üniversitesi siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler mezunu. 1993'te doçent, 1999'da prof oluyor. 9 tane kitabı var dış politika ile ilgili. iyi bir teorisyen berbat bir pratiker.
    iyi derece ingilizce, almanca ve arapça biliyor ama dış siyaseti gram bilmiyor.

    1995-99 arası yenişafak gazetesinde köşe yazıları yazıyor. 96-97'de erbakan hükümetinde devlet bakanı olan abdullah gül'ün gayriresmi danışmanı, 2002'de gül başbakan olunca resmi danışmanı oluyor. 2003'te büyükelçi oluyor. erdoğan'ın özel uçağı ile ülke ülke gezip temaslar kuruyor.

    burası önemli; 2009 yılında kabine dışında olmasına rağmen, mecliste değil ve bakan değil ama erdoğan onu dışişleri bakanı yapıyor.

    2003-2009 arası akp'nin dış siyaset danışmanlığı
    2009-2014 arası dışişleri bakanı
    2014-2016 arası başbakanlık

    boğaziçi mezunu, siyaset profesörü, üç dil biliyor.
    gelin bakalım ahmet davutoğlu neler yapmış görelim;

    dışişleri bakanı olunca yeni osmanlıcılık olarak söylenen osmanlının dini, kültürü ve politikasını sahiplenerek komşu ülkelerle dış politika izliyor, bunun adını da komşularla sıfır sorun politikası olarak söylüyor. ne gariptir ki davutoğlu dışişleri bakanlığını bitirip başbakan olduğunda tüm komşularla kavgalıydık. herkesle sorunumuz vardı. berbat ön görüleri ve çok kötü siyasi hamleler yaptı tabii ki erdoğan'ın talimatları ile.

    2011 seçimlerinde ilk defa milletvekili olmuş ve dışişleri bakanı olarak devam etmiştir.
    mecliste hakkında en çok gensoru verilen dışişleri bakanıdır kendisi.
    mısır'da müslüman kardeşlere açık destek vermiştir.
    suriye'de muhalefeti destekledi esad'ın düşeceğini düşünerek ama suriye bataklığına girdiler. sonradan davutoğlu'na soruyorlar suriye politikanız yanlış mıydı diye, davutoğlu; bazı hesap hatalarının yapılmış olabileceğini söyledi.

    bu sırada erdoğan davos'ta one minute dedi. israil mavi marmara'da gemiye saldırdı. on vatandaşımız öldü.

    burası önemli;
    davutoğlu'nun özel kalem müdür fetö suçlamasıyla ifade verirken davutoğlu'nun amerika'da gülen ile görüştüğünü söylüyor. 2017'de davutoğlu evet görüştüm ama erdoğan'ın bilgisi, izni ve talimatıyla görüştüğünü söylüyor.

    işid için öfkeli kalabalık diyor ahmet davutoğlu ve ab sürecinde bir gram ilerleme kaydedemiyoruz.

    2014'te yine erdoğan'ın talimatı ile akp genel başkanı seçiliyor. davutoğlu bir demecinde erdoğan'ın kendisine "sen başbakan gibi görün ama başbakan olma. başbakanmış gibi yap ama yetki kullanma" mesajını verdiğini söylüyor.

    15 eylül 2014'te işid kobane'yi kuşatırken akp hükümeti kobane düşecek, işid orayı alacak dedi, kuşatma devam ederken bir hafta sonra musul konsolosluğunda rehin olan 49 türk vatandaşını işid serbest bıraktı, türkiyeye gönderdi.

    11 temmuz 2014'te çözüm süreci başladı. görüşmeler yapıldı. hükümet, kobane'ye saldıran işid'e destek verince kürtler sokağa döküldü, 50 kürt vatandaşı öldürüldü. öcalan, kobane düşerse süreç biter dedi, kobane düşmedi. bu sırada sınır ötesi operasyon için tezkere sunuldu meclise. pkk, teskere bir savaş ilanıdır, teskere geçerse türkiye'den çektikleri birlikleri geri yollarız dedi.
    öcalan; hükümet artık somut adımlar atsın, biz de atalım dedi kasım 2014'te. selahattin demirtaş da; öcalan ve ya devlet süreç bitti demediği sürece biz sürecin devam etmesinden yanayız dedi.
    öcalan pkkya silah bırakın dedi ama hükümet iç güvenlik paketi çıkarınca kandil iç güvenlik paketi sürece zarar verir dedi. dolmabahçede görüşmeler yapıldı, somut adımlar olsun diye ama seçime doğru gelinirken erdoğan dedi ki; dolmabahçe görüşmelerini doğru bulmuyorum. davutoğlu da bunu destekledi.

    7 haziranda seçime girildi, selo seni başkan yaptırmayacağız dedi. temmuzda erdoğan suriyede kürt devleti istemiyorum diyince çözüm süreç askıya alındı.

    ağustos'ta selahattin demirtaş; “pkk silah bırakmalı, hükümet operasyonlara son vermeli” açıklaması yaptı ancak kimse iplemedi.

    davutoğlu bu sırada; “ışid’e katılan oğlum eşini de götürdü” diyen anneye “iyi ki beraber gitmişler, birbirlerini desteklerler” cevabını verdi.

    bunların hepsi davutoğlu başbakan ve dışişleri bakanı iken oldu.

    devam ediyoruz...

    önemli;
    güya anayasa profu olacak burhan kuzu 7 haziranda hdpnin başarısından sonra dedi ki; millet kaosu seçti. 7 haziran 1 kasım arası her yerde bombalar patladı, yüzlerce insan öldü.
    tam bu noktada davutoğlu açıklaması; 20 ekim 2015 davutoğlu, van’daki mitinginde “akp iktidardan indirilirse buralarda terör çeteleri dolaşacak, beyaz toroslar dolaşacak” diyerek kürt seçmeni tehdit etti.

    tüm bunların yanında 17-25 aralık 2013 rüşvet, yolsuzluk operasyonları. bunu ifşa eden yüzlerce kişiyi ihraç ve tutuklama. gülen cemaati sızlamaları.

    1 kasımda seçim oluyor akp tek başına iktidar. davutoğlu başbakan oldu. 4 mayıs 2016 günü, recep tayyip erdoğan ve ahmet davutoğlu arasında cumhurbaşkanlığında bir görüşme gerçekleşti. erdoğan davutoğlu'na istifa etme partiyi kongreye götür ve aday olma dedi ama davutoğlu kongreye götürse de 22 mayıs da istifa etti.

    13 aralık 2019'da da gelecek partisini kurdu.

    gördüğünüz gibi davutoğlu akpde iken bunca yaşanan bunca olaylar, tehditler, haksızlıklar, hukuksuzluklar, yolsuzluklar, rüşvetler, içeri atmalar, görevden almalar, patlayan bombalar, kapatılan üniversiteler, hakkı yenen işçiler, emekçiler ve daha yazmadığım binlercesi.

    şimdi kendisi parti kurmuş, kurduğu üniversiteyi akp kapatınca verdiği ilk demeç; akp hükümetinde ahlaka, vicdana, bilime, eğitime, hukuka yer yoktur. siyasi çıkar ve hırsları için her şeyi yaparlar.
    bunu ve bunun gibi onlarca şey dedi ahmet davutoğlu, akp'ye 15 yıl hizmet eden bu kişi.
    faşizmin ekmeğini yerken içerken, zülmederken gıkın çıkmıyordu. şimdi aynı adaletsizlikler ona yapılınca vay efendim yandım anam, ben demokrasi taraftarıyım. yok ya.
  • halep'te milyonlarca insan ölürken ağlamamış, şehir üniversitesi elinden alınınca nihayet sesi çatallaşıp ağlamaya başlamıştır.

    2016'daki grup toplantısı konuşmasını hatırlatalım da, bu insanların ne kadar "sözünün eri" olduğunu çarpalım tekrar tekrar yüzlere:

    "biz başka partiler gibi değiliz, biz siyasi menfaat peşinde koşanlardan değiliz. bizim derdimiz türkiye'yi hedeflerine ulaştırmaktır. biz bunun için bu yüce çatının altındayız. inandığımız doğrulardan lekesiz, temiz siyasetten geri durmayacağız. umudunu ak parti'ye bağlayan milyonlar merak etmesin. nefsimi ayaklar altına alırım, bir faninin terk etmeyeceği düşünülen her makamı elimin tersiyle iterim ama asla bu kutlu hareketteki hiçbir dava arkadaşımın kalbini kırmam"
  • onedio da karşıma çıktı, adamı hiç dinlememişim onu fark ettim. beğenim de konuşmalarını, isterim ki karşı cenahta profil babacan olsun, davutoğlu olsun.

    ama dönüp bakıyorum, o gün yanlışa hayır diyemeyecenler bugün nasıl ülkeyi doğruya yönlendirecekler bilmiyorum.
1683 entry daha
hesabın var mı? giriş yap