• bunu söyleyenler " 14 sene oldu senin süren doldu , yeter artık seba artık istifa " da demişti . sonra tanrı beşiktaş'ı tüpçü ile cezalandırdı
  • bu sözün söylendiği dönemin üzerinden çok uzun zaman geçmiş olsa da; aslında bugün beşiktaş'ın ve hatta türk futbolunun geldiği noktayı anlamakta bu sözün etkisi çok büyük...

    "beşiktaş taraftarı olmayan" birisi olarak açık yüreklilikle söyleyebilirim ki, süleyman seba türk futbol tarihinin açık ara en başarılı başkanı idi.

    ancak başkanlığının son döneminde, özellikle galatasaray'ın (daha sonra başına çok belalar açacak şekilde) büyük borçlar altına girerek de olsa üstüste şampiyon olması ve uefa kupasını alması, yine fenerbahçe'nin başında o dönem sportif olarak çok başarılı olmasa da "kendi cebinden" büyük paralar harcayan bir yönetimin bulunması nedeniyle beşiktaş tribünleri takımını bu iki klübün yanında başarısız olarak görmekteydi; sonuç olarak süleyman seba gibi futbolun içinden gelmiş olan büyük bir tecrübe ve onun temsil ettiği bütün değerler, flaş transferler ve günübirlik başarılar uğruna feda edildi.

    sonrasını biliyorsununuz, süleyman seba'nın borçsuz devrettiği klübün yüzmilyonlarla ifade edilen borcu ve avrupa kupalarından men edilmesi vs.

    olayları tek tek anlatmama gerek bile yok aslında, ama sadece hatırlatmak adına bazı isimleri saymakla yetiniyorum; serdar bilgili, sinan engin, sergen yalçın (süleyman seba göndermişti, geri alındı), pascal nouma, yıldırım demirören, batuhan karadeniz, ricardo quaresma, fikret orman, tekrardan batuhan karadeniz...

    burada saydığım kişilerden bazılarının bazı günübirlik başarılarda payı bulunuyor olabilir ve hatta beşiktaş taraftarının sevgilisi de olabilir; ancak süleyman seba ve onun temsil ettiği değerler benim gözümde bu kişilerden ve onların başarılarından çok daha üstündür.

    zira klüp kimliği, taraftarın başarı ve başarısızlıkları bir tarafa bırakarak o kimliğe ve ilkelerine sahip çıkması; beşiktaş örneği bir tarafa "büyük" diye nitelendirilen diğer klüplerin flaş transferlerinden ve şampiyonluklarından çok daha değerlidir ve kaybedildiğinde geri kazanılması zordur.

    bu yüzden "ilkeler mi, yoksa kupalar mı?" diye sorarsanız, ilkeler derim.

    bugün "feda" tişörtü giyeceğinize, keşke 10 sene önce "vefa" tişörtü giymiş olsaydınız...
  • kapalı'dan bir türlü silemediğimiz utanç sloganı...
  • yumrudur içimde.

    ahmet duracakmış, seba gidecekmiş... ne oldu işte ahmet durdu acun'un survivor soytarısı oldu, seba gitti... işte bütün bunlar ergenlik. aile düşmanı, gençlik bunalımındaki çarşı'nın gelişim dönemiydi aslında. gelişmek böyle oluyor demek ki, hatalar yapıyorsun, yaptırıyorsun, büyüklerini üzüyorsun falan... taşlar zamanla yerine oturuyor, hata yapmadan, ders almadan öğrenemiyorsun.
    istanbul'un diğer büyükleri kendince dev transferler yapıyordu, canımız istiyordu. seba ile doğmuştuk, başka isim bilmiyorduk. değişiklik gerekiyordu sadece. çok ufak istisnalar dışında tüm çarşı, tüm kapalı inledi her yediğimiz golde
    "ahmet dursun, seba gitsin"
    klasikleşmiş hatalı goller yiyorduk, bizim baskımızdan rakip değil beşiktaş oynayamıyordu. 2 gol avantaj bizde olsa bursa'nın baljiç'i son dakikada iteliyordu ve tribünler bir daha başlıyordu. herkes oradaydı, herkes seviyordu onu, ağzından küfür çıkan olursa "şşşşş" deniyordu. ama o dönemin tribün hareketi tamda seba'nın karşısından esiyordu, karşısında durulması imkansızdı.

    nasıl üzüldüğünü tahmin etmeye çalışmak bin beter ediyor beni.

    seba gitti sonra, değeri her geçen gün, hafta, yıl, sezon daha da anlaşıldı. kimsenin adamı olmayan seba ile tüpçü köpeği kıyaslamaya dilim varmıyor ki bir analiz yapabileyim. playboy serdar bilgili'nin nesini seba ile kıyaslayabileyim.

    100. yılda 110. yılda o tezahüratların özürleri defalarca dilendi. büyük adam herkesi affetse bile bugün yine tüm beşiktaş taraftarının, dönem kapalısının içinde büyük bir yumru oluşturur o tezahüratlar. hani gençliğinden utanan "sözde" yetişkinler gibi.
    bir yere yetişmiş gibi.

    bu yüzden önemliydi açılışta onu bir kez daha alkışlamak, ilk golü yine ona attırmak. olmadı. biz büyüdük, taşlar yerine oturdu, beşiktaş'ın bir parçası olmanın anlamı artık tarif istemez oldu. "oğlum bak bu beşiktaş, sizin takımınıza benzemez" demeye gerek var mı? hala mı? elini sıkar, gülerim sadece.

    ergenlik triplerimizi çeken bu büyük adamdan özür dilemek benim adıma binlerce fatiha'dır.

    özür dilerim süleyman seba, affet bizi...
  • belki de beşiktaş taraftarının bugüne kadar yaptığı en büyük hatadır bu tezahürat. aynı zamanda millet olarak ne kadar kolay gaza gelebildiğimize, getirilebildiğimize bir örnektir.
  • bu sloganı atan beşiktaş taraftarı seba gittikten sonra 14 senede sadece 2 kere şampiyonluk görmüş, kulubü nerdeyse borçsuz bırakan seba'dan sonra yaklaşık 400 milyon dolarlık borç içerisinde transfer yapmakta çok zorlanan abuk sabuk adamlar transfer eden bir beşiktaşı üzüntüyle seyretmiş ve seba'ya tercih ettiği ahmet dursun'u survivorda mal mal ortada dolaşırken tv'de seyretmiştir.
  • bu cümlenin söylendiği dönemi bilmeyenler için özetlemek gerekli..

    bizi o dönem bunu söylemeye iten olayların başlangıcı .. seba'nın şerefli ikincilikler sözünden sonraya denk gelir.. çünkü o dönem artık futbol sahada oynanmamaya başlamıştı.. artık saha dışında her türlü pislik yapılıyordu.. seba o beşiktaşlı duruşu dediğimiz duruşun temsili adam asla bu işlere bulaşmazdı bulaşamazdı.. şerefli ikincilikler sözüde buradan geliyordu işte.. ama biz taraftarlar gençtik.. elimizden çalınanları şerefli ikincilikleri içimize sindiremedik.. seba'nın bu olaylarda pasif kaldığını düşündük.. onu anlayamadık.. kızgındık.. asıl önemli olanı göremedik... ve işte bu kızgınlık bizi ahmet dursun seba gitsin noktasına getirdi.. seba gitsin yerine rakipleriyle masa başında da mücadele edecek biri gelsin istedik.. seba'nın şerefli ikincilik sözünü anlayamadık.. sonra olan oldu.. o gitti ... biz anladık.. ama artık çok geçti.. çok özür diledik.. o bizi afetti.. ve şimdi son kez son yolculuğunda bir kez daha özür dilemeye gideceğiz.
  • bir sene sonra taraftara "ahmet sevişsin gitsin" tezahüratı yaptıran lanetli cümle. (nerdesin be seba)
  • bugün ekşide hep en üstte tutulması gereken başlıktır

    bu söze katıldım ya da katılmadım polemiğine gerek yok, bu sözler bizim tribünden çıktı arkadaş

    zaman af dilemeden öte pişman olma zamanıdır

    hakkını helal et büyük başkan
hesabın var mı? giriş yap