• bu büyük edebiyat abidesi,
    1978'de maraş'ta ; resmi rakamlara göre 111 kişinin katledildiği, üç yaşındaki çocukların, hamile kadınların ve yaşlıların baltalarla parçalandığı katliamı şöyle yorumlamıştı:
    "binicisini beğenmeyen asil bir kısrağın şahlanışı" (tercüman gazetesi, 26 aralık 1978)

    hayatı, bu "kısrağı" beslemekle geçmiştir.
    beslediği "kısraklar" kendisini unutmamış olacak ki yurdun muhtelif yerlerinde adını taşıyan okullar mevcuttur.
  • şu memlekete (ne güzeldir, işaret sıfatı ile başlayan hassas girişler yapmak...) yaptığı en büyük katkı -her türlü çabasının değerini mahfuz tutarak- türk edebiyatı ansiklopedisi dir diyebilirim. bu 5 ciltlik eser, öyle bir eserdir ki... ne ararsanız bulursunuz. 5. cildi sonradan bonus olarak çıkmıştır.

    peki bu ansiklopedi taraflı mıdır? nasıl desem, elbetteki zemin itibariyle bir taraftadır ama içerdiği yorumlar, değerlendirmeler, alıntılar objektife yakındır. siyasi görüş açısından objektife yakındır ama. yer yer ahmet kabaklı'nın kendi es geçişlerine denk gelirsiniz. sonuçta müellif kendisidir ve objektif olamadığı edebi mevzuular olması da doğaldır.

    ama şu kesindir. hiç bir şair/edebiyatçı atlanmamıştır. yok sayma yoktur yani.
    bu da türkiye için büyük bir şeydir.
  • türk edebiyatı dergisi şubat 2011 sayısında şeyh-ül muharririn fotoğraf albümünden seçmeler yayınlamıştır, ama şu fotoğrafları yayınlamayı unutmuştur, ki bunlar bu büyük düşünürün bıraktığı en önemli eserdir, kalemiyle bu fotoğrafın oluşmasında katkıda bulunmuştur.
    http://www.internethaber.com/…o-galerisi-96-p13.htm
    http://www.internethaber.com/…to-galerisi-96-p6.htm

    rahat uyu ey şeyh-ül muharrirun! yetiştirdiğin talebelerin sana layık olmaya çalışıyor.
  • çocukluğumda evin kütüphanesinde bir çok kez karşılaştığım, ortaokuldan lise son sınıf kadar geçen 6 yıllık süreçte tamamını okuduğum ilk baskısı 3 cilt olan türk edebiyatı ansiklopedisinin yazarı. yaklaşık 10 yıldır her memlekete gittiğimde bu ciltleri açıp incelerim. yani diyeceğim odur ki; "eğer ahmet kabaklı'nın türk edebiyatına yaklaşımı ve bilgisi bu ansiklopediyse ben bu yaklaşımı ve bilgiyi biliyorum".
    şimdi tüm ukalalığımla size derim ki; eğer bir gün ahmet kabaklı hakkında "bilimseldir", "objektiftir" diyen birisini görürseniz duruma ve ortama göre içinizden ya da dışınızdan büyük bir şey çekin.
    3 cilt anlatmış ağabey. beş hececiler demiş, yedi meşaleciler demiş. adamlar neden his ve fikirlerini sunarken böyle alangirlere soyunmuş, bunun mevcut ekonomi-politikle ne ilişkisi var zerre bilgi yok. sadece düz bilgi var. ahmet mehmet hececidir, hasan süleyman meşalecidir.
    hadi diyelim buraya kadar özensizlik ya da yapmak istediğini dışında bir durum. olabilir. ancak sol görüşlü yazar ve şairlere geldiğinde durum ahmet kabaklı'nın yüzü belli oluyor.
    sosyalist yazarları "toplumcu" başlığında toplamış. hoşuma gitti. ancak başlık altındaki ilk açıklamasında "bakmayın toplumcu dendiğine. bunlar güney amerikalı haydutları, din düşmanı, türk düşmanı rusları kendilerine önder edinirler" diyerek konuya girer. nazım hakkında da salkımsöğüt şiiirinin mayavakovski'nin yine at temalı bir şiirinden çalıntı yaptığını iletip bir de üzerine mayakovski taklitçisi ilan eder. sonra da nazım'in burjuva kemal şiirini ortaya serip, iki virgül oyunuyla daha 3-5 ay önce i. melih gökçek'in kullandığı "aha atatürk'e ne dedi!!" muhabbeti açıyor. "sağcıdan sanatçı, sanatçıdan sağcı olmaz" ne kadar da güzel bir laftır. ahmet kabaklı 30-40 yıl önce sallamış, bugünün sağcısı aynı şeyi kullanıyor.
    maraş katliamında ki iteleyici rolü, 80 öncesi iç savaşa yaklaşan ortamı fişekleyen rolü gayet ortadadır. işin acı tarafı ne biliyor musunuz? özelde edebiyatla olmak üzere genelde insan üretimiyle ilgili olup da böylesine insana uzak olması çok enterasan. onu bunu düşman ilan eden kafatasçı nihal atsız'da bile kendi kabullendiği kimliğine indirgenmiş bir insanlık görülebliyor.
    kendisi halen hayatta. umarım görüşlerinden dönmez de şu yaşında pişmanlık denizlerinde yuttuğu tuzlu deniz suyunu burnundan tüksürecek kadar dertle boğulma hallerine maruz kalmaz.
    edit: ölmüş.
  • iddia odur ki, necip fazıl kısakürek'e "ahmet kabaklı hakkında ne düşünüyorsunuz?" diye sormuşlar, o da "lısı fazla" demiş.
  • iddialara göre babası şeyh said ayaklanmasına katılmış, silah deposunu soyup ayaklanmacılara dağıtmış, diyarbakır istiklal mahkemesince ölüme mahkûm edilip, 1926'da asılmış.

    kendisi bu geçmişi unutturmak için türkolojideyken sıkı milliyetçi geçinmiş ama 1949'da eminönü halkevinde stalin'i (1944 sonrası kürt devleti kurulmasını istemesini beğenerek) övünce arka kapıdan kaçırılmış, daha sonraki yıllarda önüne geleni komünistlikle suçlamış biri.

    iddialara göre.
  • tercüman'daki köşe yazılarında uğur mumcu'nun adını umumcu olarak yazıp aşağıladığını sanan kafatasçının tekidir. okuduğum ortaokul'da türkçe öğretmeniydi. kaderin cilvesine bakın ki orta 3 a sınıfında benim hocam sıkı solcu tahir alangu iken orta 3 b sınıfına ise sağcı kabaklı ders veriyordu. acaip kozmopolit bir öğretmenler topluluğumuz varmış. biyoloji hocamız da bizi yolda çevirip, türkçe hocamızın tescilli bir komünist olduğu konusunda bizi uyarırdı.
  • esat kabaklı'nın akrabası * olduğu söylenen merhum edebiyat araştırmacısı. türk edebiyatı dergisi ve vakfı'nın kurucusu aynı zamanda.
  • 1978’de maraş katliamı’nı başyazar olduğu tercüman gazetesi’nde “ binicisini beğenmeyen asil atın şahlanışı” olarak yorumlayan şahıs.
hesabın var mı? giriş yap