• tip fakultesi okurken gogus hastaliklari stajini yaninda yaptigim; tipla olan iliskisi, medyadaki "popülaritesi" ile kiyaslandiginda oldukca dusuk seviyede olan bir hocaydi. cevirdigi geyikler ve göreceli çokyönlülüğü neticesinde ogrencilerin gozunde sempatikmis gibi gozukebilir ama bunlarin yapmacikligi ve altinda yatan sarsilmis psikolojiyi okuyabilenler ne dedigimi anlayacaklardir.

    bence üzerinde çok fazla tartismaya gerek olmayan son "bilim adamligi" tespitiyle de artik troll'luğe terfi ettigini gordum.

    sasirdim dersem yalan olur..

    (bkz: ahmet rasim trollusta)
  • bugün şöyle bir yazı kaleme almış kişi:

    --- spoiler ---

    devlet eliyle ilaç reklâmı

    yayınlanma tarihi: 23 mart 2013

    tıp fakültesinde farmakoloji derslerini ilaç firma reprezantları vermedi…

    sut uygulamasında ilaçların firma isimleri değil etken maddeler yer alır…

    ilaç raporu verirken sadece etken madde yazabilirsiniz…

    sağlık bakanlığının tüm yayınlarında ilaç firma isimleri değil etken maddeleri yazılıdır…

    kongrelerde,bilimsel yayınlarda sadece etken madde isimleri kullanılması zorunludur…

    sağlık bakanlığının tüm kuruluşlarında ilaç firma ismi taşıyan reklam amaçlı saat-takvim gibi materyaller yasaklanmıştır…

    ilaç firma isimlerini öğreten hiç bir resmi eğitim alınmamıştır…

    ama…

    nedense ilaçlar firma isimleriyle reçete edilir!!!!

    hadi bakalım...devlet eliyle firma reklamcılığı yapmaktan vazgeçin kolaysa….

    ne oldu?

    şaşırdınız mı?

    reçetenize ilaç etken maddelerini yazın…kolaysa….hadi bakalım…

    zor mu? bilmiyorsunuz mu? unuttunuz mu?

    tıp eğitimini kimden aldınız? ilaç firmaları mı verdi size bu eğitimi? yoksa sağlık bakanlığı zaman zaman resmi eğitim mi verdi bu konuda hepinize?

    bir düşünün….yazdığınız ilacın içeriğini bile bilmiyorsunuz değil mi?

    metamizol nedir mesela?

    bilemediniz mi?

    hayret…halbuki kaç defa kullandınız novalgine isimli ilacı değil mi?

    ya da minoset adlı ilacın içinde neler olduğunu hastanıza reçete ederken hiç düşündünüz mü?içerisindeki kafeinin bazılarına zarar vereceğini…güya grip ilacı diye yada baş ağrısı için yazarken!

    hepiniz reçete yazarken ilaç firmalarının reklamını yapıyorsunuz aslında….hem de devlet eliyle….

    hiç aklınıza gelmedi değil mi?

    kuzu kuzu yazmaya devam edin o zaman reklam reçetelerinizi…ama bilerek yada bilmeyerek sistemin bir piyonu olduğunuzu da sakın unutmayın…

    ilaç firma tröstleri bu yakın alakanızdan dolayı hepinize madalya taksa yeridir.

    ya da 3-5 günlük sözde kongre tatilleri olur satış ödülünüz….

    yani….

    b.ortaçgil’in şarkısı gibi: oyuna devam..devam…devam…biz hiç uslanmadık desem yalan…oyuna devam.
    http://www.ahmetrasimkucukusta.com/…e-ilac-reklami/
    --- spoiler ---

    demezler mi adama sen tüm meslektaşlarını(!) kendin gibi mi zannediyorsun.
    yazdığı ilacın ne olduğunu bilmeyen doktor sayısı istisnadan ibarettir. hatta yeni mezun olan hekim piyasa isimlerinden ziyade jenerik isimlere hakimdir.

    buradan kendisine vademecuma bakıp minoset ve minoset plus arasındaki farka bakmasını tavsiye ediyorum. keza minosette kafein bulunmaz.
  • habertürk'te koronavirus ile ilgili konuşuluyor. bir başka stüdyodan prof.dr.mehmet ceyhan katılıyor. kendisi enfeksiyon hastalıkları derneği başkanı. adam bilimsel iki laf etmeye çalışıyor. bu her zamanki gibi kelle paça, turşu, kefir diyor. mehmet ceyhan da "kelle paçayı seven içsin ama hastalığı tedavi etmez veya hastalıktan korumaz" diyor. bu da "tabi onu demiyoruz zaten" diyor. sonra bir tuzlu su lafı açılıyor. oytun erbaş ve ahmet rasim küçükusta tuzlu suyun faydalarından bahsediyor. mehmet ceyhan da "tuzlu su sizi korumaz, ama sağlıklı insanın nefesini açar rahatlatır vs" diyor. küçükusta "tabi onu demiyoruz zaten" diyor... ya dayı ; konu koronavirus. onu demiyorsan ne diyosun ? ne anlatıyorsun orda ? ya arkadaş ne kelle paçaymış, ne turşuymuş ya... yettiniz vallahi billahi.
    pirinç pilavı yiyin, her derde deva. bizim bi komşu var pirinç pilavı yiyerek 100 yaşına kadar yaşadı. demek ki pirinç pilavı her hastalıktan koruyor. uzun yaşamın sırrı pirinç pilavı. işte rasim dayı ve muadillerinin bilimselliği de bu düzeyde.
  • adinin onunce profesor yazan ve pubmed de sadece ve sadece 1 (yaziyla bir) makalesi olan kisi.

    nasil profesor olunuyor boyle ben alamadim.
  • pubmed'de yayını olmamasıyla övünen profesör. kariyerine bakıyorum 84'te uzman, 86'da doçent olmuş. yani birileri adamı bedavadan hoca yapmış.

    yazık bu ülkenin akademisine...
  • hocamızın statin kullanmadığını artık çok iyi öğrendik lakin bu kafayı ne içerek ne kullanarak yapıyor bilmiyorum.
    ilgili yazının başlığı;
    "türk kardiyoloji derneği kolesterolün risk faktörü olmadiğini açikladi"

    http://www.tkd.org.tr/

    sayfada adamlar çıkıp grafiklerle anlatmışlar bar bar statinler ölüm oranını azaltıyor diye bağırıp anlatıyor,

    hocamız sitesine tkd kolesterol risk faktörü değil dedi diyor...

    bununla kalmıyor rasim hocamız çıkmış jöleli abilerimizin tv programlarında
    kiloyla alakası yok efendim gidip bakıyorsunuz kocaman kilolu adam kolesterolü düşük çıkıyor bakıyorsunuz zayıf adam kolesterolü yüksek diyor.

    pubmed'den daha iyi olduğunu sitesinde söyleyen hocamıza buradan sesleniyorum lütfen hocam metodoloji nedir öğretecek kişi ben değilim lakin tartışmalar kaynımda senelerdir sigara içiyor kanser olsa o olur olmuyo bişey canım seviyesine gelecekse artık herkesin kendini eve kapatıp düşünce tarzı üstünde düşünme vakti gelmiş demektir.

    onlarca yüzlerce meta analiz içinde statinleri etkisiz gösteren 4- 5 tane analiz bulup insanları galeyana getirmeyi; insanları hekimlerin önerilerini bırakıp "keçilerin çiftleşme zamanlarında yedikleri otları" toplayıp kapsül yapan tvlerde saatlerce reklam yapan, ameliyatla anjioplastiyle açılamayan damarları bu kapsüllerle açtığını ilan eden zalimlere şerefsizlere hastaları yönlendirmeyi kendinize yakıştırıyosanız ve tıp fakültelerine inancınız kalmadıysa lütfen akademik titrinizi kullanmayınız. sadece kendi adınızla ahmet bey olarak çıkıp ömer coşkunların mustafa eraslanların yanında şifacılık otculuk yapınız
  • " nobel almış kaç kadın var?" diye soran fırsat eşitliğinden bi haber ırkçı ikibacaklı...sorasım geldi: "kendini akademisyen sanan kaç sebzegil(!) var?"

    ayrıca bu kulaklar bunu da duydu kendisinden:
    " dünyada ünlü kaç ressam sayabilirsiniz spiker hanım?"

    kendisinin en azından popüler bir film olan frida dan bi haber olması cehaletini de göstermiştir. bazı şeyler baki tabi!
  • adama aşı karşıtlığını soruyorlar, lafı döndürüp, dolaştırıp aşının ticari bir ürün oluşuna tek bir şirketin 55 tane aşı geliştirmiş olduğuna getirip yardırıyor. ancak kesinlikle ve kesinlikle çocuk felci, çiçek, hepatit, kızamık, kabakulak, tetanoz'a değinmiyor.
    çünkü ağzından çocuk felci kaçarsa, aşı yaptırın demesi lazım.

    sanki bugün herkesin yüzlerce aşı olduğu bir dünya var da amca onu düzeltecek...

    aşı takviminde 8-10 tane aşı var dede, yaptırak mı yaptırmayak mı, onu söyle.
    sıçtırma reytingine de kitap satışına da.
  • covid çıkar, gripten farkı yok der.
    aşı çıkar, aşı ile ilgili üstü kapalı konuşur, açık açık olun veya olmayın diyemez, soru cümlesi şeklinde tweetler atar, kitlesini oltalar.
    şimdi de covid'in ciddi komplikasyonları var diyor.

    görsel

    eee, gripten farkı yoktu?..
    işin komiği adam ne dese like atan, paylaşımların altında saçmalayan bir kitle var. bu kitle oldukça sırtı yere gelmez.
hesabın var mı? giriş yap