• kadınlığınızı ya da erkekliğinizi en çok nerede hissedersiniz? sorusuna, "tuvalete girdiğimde ya da motorsiklete bindiğimde" tarzı cevaplar vermiş diğer birçok ünlü insana kıyasla:

    "antep’te henüz 14 yaşına yeni girmişken, annem bir akşam misafirliğe giderken mızmızlanan babama, “tamam sen gelme, ben oğlumla giderim” dediğinde,

    15 yaşında duvarlara faşizme karşı afiş asarken polisler bizi yakaladığında,

    arkadaşlarım ellerindeki afişleri teslim ederken ben en az bir düzinesini parkamın altına sakladığımda,

    22 yaşında kurşunlanan arkadaşım enver’in ölüm haberini alıp da gözlerimden dökülen yaşlara engel olamadığımda,

    vildan’la daha sevgiliyken, “ahmet, ben hamileyim” dediğinde, “o zaman evlenelim” diye ona sarıldığımda, yeni doğmuş kızımı kucağıma aldığımda, torunum rüzgar’ın altını değiştirdiğimde,

    antep’e son gittiğimde 89 yaşındaki annemin, sanki küçük bir çocukmuşum gibi saçlarımı okşadığında kendimi erkek gibi hissettim." cevabıyla çok hoş bir ifade ile hislerini anlatmış olmasını sadece yazar olmasına değil, aynı zamanda tasvirlerini, yerinde ve etkileyici bir şekilde yapan bir yazar olmasına bağlıyorum. bana sorulsaydı bu kadar güzel ifade edemeyeceğim aşikar. dur düşüneyim bakayım...
  • "kadın denilince akla hep aşk mı gelmeli" diyerek ahmet altan'a laf geçirmiş yazar.
  • ismi pera palastaki 410 numaralı odaya verilmiştir. 411 numaralı oda is agatha cristie'ye aitmiş. bu olay ntv tarafından 'ahmet ümit agatha cristie'ye komşu oldu' şeklinde verilince bi garip oldu ama. adam öldü sandık.
  • geçenlerde katıldığı bir televizyon programında sunucuya verdiği yanıt ile beni benden alan yazar. akıllı adam vesselam...

    --- spoiler ---

    sunucu: sizce, ölüp de tanrının karşısına geçtiğiniz gün, tanrının size diyeceği ilk şey ne olurdu?
    ahmet ümit: baaak, meğer varmışım di mi?!

    --- spoiler ---
  • "lan hepsini tek tek okuyacak hali yok ya" diye düşünüp, dönem ödevinin arasına maç özeti sıkıştıran lise öğrencileri gibi. misal karakterler birinin peşinden bir lokantaya girerler üç sayfa mekanı, dört sayfa yemek masasını tasvir eder, ardından masadaki yemeklerden birinin tarifini verirken birden kendimizi masadaki fransız yapımı şarabı fransa dan türkiye'ye getiren kamyonun tekerleğini üreten firmadaki ahmet ustanın çırakken ustasından yediği dayağı dinlerken buluruz. bu arada katil büyük ihtimalle şaraplık üzümleri üreten bağın sahibinin kızı falandır.
  • ahmet ümit facts: kitabında gezi'yi anlat, gezi sonrası hemen kitabı basarak gençlerin ekmeğini ye ve sonrasında avm'de imza günü düzenle..
  • üzeyir garih cinayetinde fikirlerine başvurulan polisiye yazar.
  • allah selamet versin, şiir hakkında da konuşmuş ve şöyle demiş andante dergisi'nin ocak sayısına:

    "ilerde şiir kitapları yazmak, bu konuya yoğunlaşmak var aklımda. yetmiş yaşlarıma geldiğimde sadece şiirle uğraşabilirim."

    1. demek ki şiir bir hayat biçimi değil... 70'inden sonra yoğunlaşabilinecek/uğraşabilinecek bir şey.

    bunca şair ömrünü vermekle hata etmiş.

    .

    2. ahmet ümit, 69 yaşında ölürse türk şiiri şiirden yoksun kalacak anlaşılan.

    .

    insan haddini niye bilmez?
  • gazianteplidir.. turk edebiyatinin son 10 yil icinde cikardigi en ozgun yazarlardan
  • beyoğlu'nu çok fazla seven bir yazar. kendisi alt kat komşumdur. biraz karamsar ama umutlu, kesinlikle iyi yürekli biridir.

    nasıl olsa her an kitabını imzalatabilirim diye hep ertelenir kitap imzalatma meselesi. apartmanda karşılaştığımızda mutlaka tok sesiyle ve gülümseyerek "iyi günler canım" der. sonra eve gelir düşünür durursun bana niye canım dedi bana yine canım dedi diye.
hesabın var mı? giriş yap