• merak ediyorum. biri çıkıp dese ki;

    --ülkenin milli hazinelerini yabancılara satanı , kalanları da yandaşa peşkeş çekip milleti zarara uğratanların
    --cemaatleri güçlendirip başımıza getirenleri ,zamanında bırak fetoşu kendi ismi olan fettullah kelimesini bile söylememizi kendilerine(!) hakaret kabul edenlerin.
    --bitmekte olan pkkyı canlandıranı , göz yumduk diyenlerin

    kafalarına sıkalım derse bunu da düşünce özgürlüğü olarak kabul edecek misiniz? orada gaza getiren ahsen tv muhabiri aynı tavrı gösterebilecek mi? sonuçta isim verilmiyor. ve yukarıda saydığım her şey vatana ihanet kapsamına giriyor. tıpkı trabzonlu dayının bahsettiği gibi..
  • tüm yollarin roma'ya çıkması gibi her türlü dinci siyasetin, felsefenin, sanatın, edebiyatın varacağı nokta ışid yönetimidir.

    kimse kendini kandırmasın, mevlânalar, yunus emreler, hacı bektaş veliler çağı maalesef çoktan kapandı.

    bugün masum bir dinci hareket yok.
  • düşünce özgürlüğü işte, kafaya sık, hedef göster, ayırt, ötekileştir, öldür.

    (bkz: vatan için vatandaşını öldürmek)
    (bkz: vatandaşını öldürmek için mermi bağışlamak)
    (bkz: kafatasçılık)
    (bkz: bu nasıl bir sevgi aq)
  • cehaletten, artık ağlayacak hale gelmiş bir trabzonlunun sayıklamalarıdır. kardeşinin kafasına sık, gerekirse biz size mermi temin ederiz demiştir. neye güvenip bunu söyleyebiliyor, o da belli değil.
  • eskiden olsa bunu içeri alır aklını başına getirirlerdi şimdilerde ise aklı başındakileri içeri alıp delirtiyorlar.
  • geçenlerde bi yerde duydum ya da okudum:
    fukuşima nükleer felaketinden hemen sonra japonya'da bulunan türk yardım ekibi para, insani ihtiyaç malzemesi ne varsa toparlayıp felaket bölgesine yardıma gidiyorlar. yolda polis onları durdurup araçlarının muayenesinin olmadığını gerekçe göstererek arabaya el koyuyor. giden türk ekip bu felaket ortamında böyle bir şeyi neden yaptığını polise soruyor. polisin cevabı hepimize klasik türk-ortadoğu zihniyetine adeta tokat niteliğinde oluyor; koşullar ne olursa olsun kuralları uygulamalıyız. bu felaketin sebebi görevini yeterince yapmayan kişilerdir, biz kuralları esnetmeye devam edersek yeni problemler yeni felaketler yaşayabiliriz o yüzden kusura bakmayın der polis.

    şimdi gelelim bize; yetkililerin ağır kusur, ihmal, görevi kötüye kullanma, kendi ikbalini garantiye alabilmek için ne idüğü belli olmayan gruplarla işbirliğine girmek gibi bir sürü yanlışa düşüyor ve 15 temmuz gerçekleşiyor. bu kişilerin bundan ders çıkarması gerekirken 15 temmuz benzeri ortamların tekrar oluşabileceği bir sürü yanlış işe girişerek hatasını telafi etmeye kalkıyor.

    bu aptal dayının konuşması da bu minvalde değerlendirilebilir. bir kişi suçluluğu kesin olmayan (ki kesin olsa bile ceza infazı yetkisi olmayan kişilerin işi değildir) kişileri alenen ölümle tehdit ediyor ve başkalarına bu suça teşvik edecek bi konuşma yapıyor. yani başına bişey gelmeyeceğini bilerek alenen suç işliyor. işte tam da bu durum 15 temmuz benzeri ortamların zeminini oluşturak görev kusurlarıdır. ciddi bir devlet şartlar ne olursa olsun kuralları uygular.
  • (bkz: trabzon)
    (bkz: çomar)
    (bkz: islam)
  • soran olursa demokrasi dersin
  • anlamadığım allah’ın oflusuna bak ermeni asıllı diyor. sen ne asıllısın acaba hiç bir türk genetiği barındırmıyorsun. büyük ihtimal rum kökenlisin.

    bunlar bunlar bunlar....
hesabın var mı? giriş yap