• korkunun ecele faydası yoktur, korkularınızla baş edebilme klavuzu

    madde 1

    kedi korkusu için zihinsel çabalamalar

    1- schrödinger'in kedisi

    kedi aslında yok varsayımı

    schrödinger'in kedisi öncelikle bir zihinsel deney. yani bu deneyde hiçbir kediye zarar gelmiyor. schrödinger isimli kişi (fizikçi), quantum fiziği ile "normal" boyuttaki dünyanın fiziği arasındaki geçiş sorununu anlatabilmek için zihinsel bir deney tasarlar. bu deneyde bir kedi, dolu bir tabanca, fotona duyarlı bir tetik ve bir foton kaynağı kullanılır. düzenek şöyle kurulur; tetik mekanizmasına bir foton çarptığında tabanca ateş almakta ve karşısında duran kediyi öldürmektedir. buraya kadar herşey gayet açık. ama gelin görün ki, foton seviyesindeki büyüklüklerde geçerli olan quantum fiziğine göre, parçacıklar quantum haline sahiptir. bu da şu demektir; her foton bir olasılık çiftiyle donatılmıştır. yani aynı foton tetiğe hem çarpar, hem çarpmaz. bu durumda, bu quantum çiftinin tetik vasıtasıyla kediye yansıması, kafamızı karıştıran bir sonuç verir. namlunun ucundaki kedi aynı anda hem ölü, hem diri olmak durumundadır. hatta rivayet edilir ki; aslında normal ölçekli dünyamızda olasılık çiftleri halinde gerçeklik katmanlar halinde birbirinin içinde yaşanmaktadır. değişik olasılıklar aynı anda. yani bir gerçekliğe göre de kedi ölüdür.

    2- telekinezi

    kediyi havada asılı tutma

    telekinezi cisimleri sadece beyin gücüyle hareket ettirme yetisidir. kediyi düşünce gücünüzle öteleyin, aranıza sabit bir mesafe koyduğunuz zaman mevcut uzaklığı sabit tutunuz ve dolayısıyla kedi her adımınızda size kendinizi güvende hissedeceğiniz mesafede kalacaktır.

    madde 2

    kedi korkusu için fiziksel çabalamalar

    1- karate
    2- boks
    3- yağlı güreş
    4- yağsız güreş
    5- minder güreşi
    6- güreş vb.
    7- bruce lee şahin boğan
    8- van damme çifter tekme-tokat
    9- rocky filmleri
  • sözcük anlamı, yunanca kuyruğu salınan. kedi korkusu olarak dile yerleşmiştir.

    sanılanın aksine kedilerden nefret emek ya da tiksinmek değil bildiğin korkmaktır bahsedilen. bazı insanlar hayatlarında hiç yılan görmedikleri halde yılandan korkmalarına eş değer bir korkudur.

    bir görüşe göre bazı hayvanlardan korkup korkmayacağımız belirleyen şey, hayvanın dış görüntüsü değil insan davranışlarına ne kadar benzediğidir. tabi geçmişte yaşanan tatsız bir olay en başta gelen korku sebebidir. ha bu arada korkma ve hoşlanmamayı aslanla kartal gibi birbirinden ayırmak gerekir.
  • sahip olan dışında hiç kimsenin anlayamadığı fobidir.

    ben kediyle değil yan yana durmak aynı ortamda bile kalamayan bir insanım. bunlar yüzünden açık havada yemek yiyemiyorum, evimin sokağında iki üç tanesini bir arada görsem aralarından geçip evime gidemiyorum, bir yerde otururken sandalyemin altından geçseler çığlık atmak bir yana korkudan fenalaşıyorum. şimdi bu hayvan benim hayatımı bu kadar etkilerken biri çıkıp da "abartma ya, nolcak bi' şey yapmaz, sen ondan büyüksün şundan mı korkuyorsun, ama bu senin bildiğin kediler gibi değil çok sakin bu" gibisinden saçmalayınca çıldırıyorum.

    artık böyle bir fobi olduğunu insanlar anlasa keşke. kedi gördüğüm anda neler yaşadığımı bir ben biliyorum. siz alın ağzınıza sokun kedileri ama sevmeyene de karışmayın artık!
  • onlar nankördür, at sev, köpek sev öğretisiyle büyütülmüş olan bir neslin vardığı hazin sonuç.

    bir de bu hayvanlardan korkan insanları hayvan düşmanı sanıyorsunuz ya ondan bir vazgeçin artık. dokunamadığımız bir canlıya nasıl ve ne şekilde zarar verebiliriz?
    varlığından rahatsız olmamız, yok olmalarını istememiz olarak anlaşılmamalı. her canlının yaşama hakkı var.

    bir eşcinsel, transseksüel farkını öğrenemediniz, bir de bunu.
  • hitler ve kankası mussolini'nin sahip olmuş olduğu kedilerden korkma hastalığı.
  • 20 yaşındayım ve şu yaşıma kadar kedilerin yanına bile yaklaşamadım. uzağımda olsalar bile eğer oturuyosam ayaklarımı toplar otururdum. gece yarısı bi akrabamızın evinde kedi var diye ağlaya ağlaya diğer akrabama gittiğimi bilirim ama ne hikmetse bu yaz birdenbire geçti bu korkum. gittiğim her evde bi kedi olmasından mı yoksa kedilerin beni çok da sallamadığını anladığımdan mı bilmiyorum, yanlarında oturuyorum hatta kafalarını bile okşamaya başladım. kedilerin umrunda değilsiniz arkadaşlar koklayıp gidiyolar.. ben durup dururken üstüme atlayacaklarından korkuyodum mesela yok öyle bişe kesin bilgi yayalım.
  • pisi pisilerle aynı ortamda bulunmamayı seçme, ayrı yaşasak birbirimizi görmesek daha iyi olur deme sebebi. bence öyle nihoho korkuyomuşş!! ahsdhsdhd tırsıyomuş!! gibi saçma sapan yerlere çekmemek gerekir konuyu. tamam biraz hafiften bi' çarpıntı bi renk atması bi efendime söyleyeyim el ayak titremesi, kaçamayacak mesafedeyse donup kalma filan böyleli şeyler olabilir ama bence iyi davranın o insanlara. olabilir çünkü. normal.
  • hayatı bana zehir eden, yıllardır muzdarip olduğum fobi çeşidi. insanlar her ne kadar anlamak istemeseler de fobinin kelime anlamına da uygun olarak ben istemeden başıma gelen psikolojik durumdur. bu durumu yaşamayan bilemez aslında uzaktan size de tatlı gelen kedilerden yaklaştıklarında veya uzakta dahi olsalar aynı ortamda olduklarında hunharca korkmanın ne demek olduğunu. serviste dahi hareket eden nesneleri kedinin orada olamayacağını bilmeye rağmen kedi sanarak korkmak, apartmana kedi girdiğinde veya bir tık altı apartman kapısında oturduğunda eve girememek, yolda kediden korkup yol değiştirdiğinizde teyzelerin korkma sana bir şey yapmaz diye iyi niyetli fakat saçma tavırlarına ne cevap vereceğini bilememek, bir kafede otururken ayağınızın altına doğru yaklaşmasıyla tüm ortamdan kopmak ve sürekli onu gözlemek, insanların of yeter artık bakışları ile beraber sürekli yargılayıcı tavırlarına katlanmak ne demek (bkz: anlayamazsınız). bir de kediden korkmanın kediyi sevmemek olduğunu düşünen, bunu insanın elinde olan bir şey zanneden arkadaşların hayvan sevmeyen insan sevemez ile başlayan nutukları ve size sevgisiz pislik dercesine attıkları bakışları karşısında çaresizce dinlemekten ve açıklama yapmaya çalışmaktan başka çözüm göremiyorum. son olarak favori insan tiplerinden bu fobinin adını, varlığını yeni duymuş olmasına rağmen konu hakkında tavsiye veren kendini yetkili merci gören insanların varlığı da beni benden alıyor.
  • kesinlikle hayvanları sevip sevmemekle ilgisi olmayan fobik durumdur. tanıdığım bir kişi var köpeklere, tavşanlara vs. karşı bir tepkisi olmamasına rağmen bir kediyle karşı karşıya kaldığı zaman şuurunu kaybediyor. tam anlamıyla ifade etmek gerekirse "kedi korkusu" olarak adlandırabileceğimiz hadisedir.
  • bu kedi hayvanî tuhaftır, kendinden korkmayana gelmez ama korkanın ömrünü dar eder ve sebebi de "himm bunda acayip bir stress var ben gidem bu stresi ondan alam bari" der ve nerde korkan insan varsa hop kucağına ziplar.
    strese girip adrenalin salgınızın tavan yapması sonucu vücutta oluşan kimyasal bir koku oluyor ve ne yazık ki biz ölümlüler bu kokuyu hissedemezken kedi hayvani metreler öteden bu kokuyu alıyor.
    hayatım boyunca kedili bir evde büyüdüm hala da var bizim aile için normal bir durumdur evde kedi olmasi ama etrafımda onu görünce aklını kaçıracak insanlar da oldu.
    mesela eski kayinvalidem ve hirt kedim kismet. gidip kadının kucağına atlardi ve evde bir aslan varmış gibi kiyamet kopardı.
    sonra babamin yakin bir dostunun kizi, o asla bizimle balik lokantasina gelemedi ama bir gün babam ona " ınsallah kocan kedi profesörü olur" dedi ve nasil bir boş zamansa evlendiği adamin aile apartmanin bir kati kedilere ayrılmışti.
    bunun gibi onlarca örnek sayabilirim ve elbette bana manasiz gelse de saygı duyuyorum çünkü cidden bu korku oyle normal bir korku degil.
    mesala ben cekirgen korkarim ve o duygu durumunun empatisini yapabiliyorum ama cidden işleri kolay degil.
    o yuzden etrafta varsa bu insanlar lutfen dalga geçmeyin ve onlara uygun yerlere oturun. kolay degil ama basit ıste.
hesabın var mı? giriş yap