• kisa surede kayna$tigim ender insanlardan olan airbug, 1999 sonbaharinda istanbul'a geldiginde, sevdigi i$i yapmak icin tip'tan vazgecmi$, i$inin egitimini almak ve kendine guzel bir gelecek saglamak icin istanbul'a yeni gelmi$ genc bir muhendis adayi idi. kendisiyle ili$kim 2000 yili ba$inda sozluk'e kaydolu$um ve coders'taki ucbe$ muhabbet ile ba$ladi. ilk fiziksel yakinla$malar ise onun canayakin ve sevgi dolu davetleri ile yanilmiyorsam 2000 sonbaharinin ortasinda oldu. o zamana kadar netten paso muhabbet ettigimiz, turlu turlu geyikler payla$tigimiz arkada$ligimizda yeni bir perde acildi. daha sonra girdigim o evden pek cikmadigimdan dolayi umarim pi$man degildir ama.

    hic unutmuyorum, ekim ayinin hafif puslu bir gecesinde ben rt.net koleligi yapiyorum, bir yandan da kendisiyle muhabbet ediyoruz. dedim haftaya rahat olmak icin shift'imi $oyle $oyle yaptirdim, bugun gece cali$acagim, yarin sabah. arada eve gidip uyuyacagim. hic du$unmeden cagirdi, "gel" dedi, "disq de gelecek geyik yapariz, cay iceriz". ne yalan soyleyim hayir diyemeyecegim bir teklifti. o gunlerde cok moda oldugu uzere kirilmi$ kablonet'inden catir cutur program indirdik, kah gulduk, kah agladik, en son bir miktar kestirelim derken sabah oldu. beni ugurlarken ba$imiza gelecekleri ikimiz de tam olarak bilmiyorduk.

    o siralardi heralde, i$ik universitesinden ayrilip yoluma istanbul universitesinde devam ederken bu adamla taksim gecelerimiz daha da sikla$ti. ilk goru$melerimizden sonra beni arkebion, roots ve neotyrant ile tani$tiran bu bilge insan, hayatimin tadi tuzu, tuzu biberi, gulu cicegi olmadi desem, utancimdan aynaya bakamam.

    kah evinde karda mahsur kalmacilik oynadik, kah soluksuz muhabbetlerle geceleri sabaha bagladik. zaman icinde o kadar peki$ti ki kendisiyle dostlugumuz, hayatimin onemli sosyal ve kulturel payla$imlarinin parlayan i$igi, gulen yuzu, olmazsa olmazi oldu.

    memlekette gecirdigi son donemlerde ise artik ne o ne ben ilk tani$tigimiz gunlerdeki "biz"dik. onun okulu bitmi$ ben ise artik ayaklari daha yere basan, az cok ne yapacagini bilen genc yeti$kinlerdik. murat ve ben ayni $irkette cali$iyor, dirsek curutuyorduk. daha once bahsettigim onca $eyin yaninda farkli yonlerini gorme $ansim oluyordu. hic tanimasam, hic bilmesem bile o zamana kadar canli tanigi olmadigim programcilik dehasina bizzat tanik olma firsati edindigim, bir suru $ey ogrendigim bu adami yine severdim, sayardim.

    2004 yaziydi ve microsoft'tan gelen bir mail, "ulan acaba" sorulariyla bizi gaza getirmi$ti. murat yine olgunlukla kar$ilami$, ince eleyip sik dokumu$tu. eve microsoft'tu ama gidip orada ne yapacakti? neler vardi onu bekleyen? $imdi du$ununce benim cok rahat yaptigim ba$vuruyu o yaparken du$unmu$tu cunku her zamanki gibi benden daha olgun ve benden daha du$unceliydi, sorumluluklari daha agirdi zira. sonucta "acaba"larla dolu ba$vurusu ve goru$meler sonrasinda cevap geldiginde yanindaydim: gel diyorlardi, bir de haftasonunu kutlamalarla gecirmesini cunku pazartesiden itibaren ciddi bir recruitment a$amasinin onu bekledigini soyluyorlardi. haberi gordugunde yanindaydim, ben ondan daha cok sevinebilmi$tim cunku onun kafasinda yine her zamanki gibi sorumluluklari vardi. evet o zaman kizdigim bazi $eylerini zaman icinde anlayabiliyorum, bu da bir nevi itiraftir, hakliymi$.

    ba$vuru sonrasindaki 3 aylik sure neredeyse goz acip kapayana kadar gecti. bir sure sonra i$ten ayrilip iyice ta$inma olayini organize ettikten sonra da elimizden geldigince goru$tuk, zamanimizi dolu dolu gecirmeye cali$tik murat'la. o zamana kadar pek ayri du$medigimizden heralde yoklugumuzu bilmedigimiz gibi varligimiz zaman zaman $akayla kari$ik da olsa "ulan bi siktir git olum ya nedir senden cektigim" dedirtecek derecede rahatsiz edici bile olabiliyordu, yine de kendisiyle bir kotu gun gecirmedigimi du$unuyorum, iyi ki de bu kadar kayna$mi$iz.

    buyuk gun gelip cattiginda yanindaydim. sevdicegi ile havaalanina giderken bir yarisinin.. belki ucte ikisinin buralarda, izmir'de ve aydin'da kalacagini gorebiliyordum. amma velakin o her zaman daha iyisini hakeden bir insan olarak dogru yolda ilerleyecek, mutlu oldugu $eyi yapmak uzere verdigi kararinda bile cok hakli oldugunu gosterecekti herkese. havaalani kapisinda biraktik onu, hayatinin icine fazlasiyla girdigimiz bu insani onun icin cok ozel olan bir bacaksiza* emanet edip gittik. giderken arkebion ile birbirimize baktik, ulan birakmasa miydik dedik. evet ikimizin de icinden gelen orada bile bu pirlanta gibi cocugu salmamakti. tabi duygulari bir kenara birakip mecidiyekoy'e geri dondugumuzde murat'tan kalan binlerce guzel ani ile hafif aglamakli bir yuz ifadesi ile goru$uruz dedik birbirimize.

    zaman icinde haberler geldi, hayatini orada* da duzene koymasini bilmi$ti murat. zaten biz biliyorduk nelere kadir oldugunu, o yuzden icimiz rahatti. $imdilerde ise arkada$ meclislerinde toplandigimizda onu bu guzel adami gormenin planlarini yapmamizin neden tesaduf olmadigini cok daha iyi biliyoruz, cok daha iyi anliyoruz. kisaca "air 'gitmesiyle elindekinin degerini bilmeyi ogreten bilge insan' bug"

    ps: olm pizza max'in tadi yok sensiz managoim.
  • spinapubica: (1:48 am) lan lan orda misin?
    airbug: (1:48 am) dur bi arkada$la cybersex yapiyoz.

    spinapubica: (1:48 am) erkek???
    airbug: (1:49 am) erkek tabi

    -----------------------------------------------------------------
    $eklinde bi muabbetine tanik oldugum suser.
  • evde akli basinda olan en azindan 1 adet insan var diye dusundurup icimi rahatlatan gozumun bebegi, evimin cicegi.

    morosophe: simdi once kanada'ya gidelim, orda vizeye basvuralim, sonra amerika'ya donup pasaportun adresimize gelmesini bekleyelim.

    airbug: peki biz adresimize nasil gelicez?

    morosophe: haaaa...
  • son birkaç senedir iyi kötü yazları görüp hasret giderdiğim. bu yaz göremedim diye mi neyse bir anda hasret basmış, artık snapleşir miyim işbu entry'den sonra bilemedim. hayatınızda eksikliğini hep hissedeceğiniz insanlardandır, dosttur.
  • airbug 1997:

    demoscene rulez.
    friendship rulez.
    unix / amiga os rulez.

    microsoft sucks.
    windows sucks.

    (kendi beyanati, tdsn)
  • leoman : abiieeeaaaa senin bilgisayarın şifresi ne
    airbug : yarrak
    leoman : *büyük mü? küçük mü?
    airbug : @:^a_+!
    roots : zuahhahahaha
    leoman : büyük mü? küçük mü?
    airbug : küçük
    leoman : zuahhahahaha
    roots : zuahhahahaha
    airbug : velede bak yav

    (bkz: hey gidi günler hey)
  • yillar geciyor, yillar gectikce adamin ba$ligi altina yazdiklarimi daha az denyo bir noktaya getirmeye ugra$iyorum. bu ucuncu guncellemedir.

    airbug, yetenekli ve zeki olup bunlara ragmen insanlari rahatsiz etmeyen bir egoya sahip ne$eli ve dost bir adamdir. boyu kendisi hakkinda tum yazilanlarda akliniza kazinacagi gibi uzundur ve bilgisayarlardan amiga'yi muziklerden pink floyd'u sever.

    gecen yildan beri microsoft'ta muhendis olarak cali$ir. butun bu yazilanlari gorup airbug'u ba$tan cikarmak icin heveslenen sozluk bayani sozum sana, bu adam artik evli ve butun capkinliklardan, hizli gece hayatindan elini etegini cekmi$ waziyette.
  • az once "hicbir sey hicbir seye degmiyor." seklinde bir beyanatta bulunup kafami karistirdi. atomun bile atoma degmedigi su gunlerde, ezel kotuluk skalasi adli calismasini biz fanilerle paylasacagi gunu dort gozle bekliyorum.
  • çok kibar yazar. sizli bizli konuşunca kendimi bir şey zannetmeme sebep oldu.
  • abim olur kendisi.
hesabın var mı? giriş yap