• (bkz: rocco siffredi ile sahura doğru)
  • daha önce akp kurulduğu günden beri anıtkabir'e gidiyor başlığına da yazdım. aslında akp'nin son dönemde geliştirdiği bütün atatürkçü söylemlerine de aşağıdaki yazıyı örnek gösterebiliriz.

    bu cümle de akp'nin yeni planlarını oluşturan söylemlerden birisi. akp bugüne kadar test edilmiş ve başarısı kanıtlanmış bütün propoganda yöntemlerini kullandı. kullanmaya da devam ediyor. bir coğrafyayı yönetmek için en iyi taktiklerden birisi böl-parçala ve yönet taktiğidir. akp ise bugün atatürk üzerinden bu taktiğin başka bir versiyonunu hayata geçiriyor. öv-değiştir-etkisizleştir. ana taktikleri bu. ilk önce işe atatürk'ü övmekle başladılar. hala da devam ediyorlar. daha sonra planın ikinci aşamasına geçecekler. yani atatürk'ü farklı anlatma aşamasına. " atatürk yaşasaydı şöyle yapardı, atatürk yaşasaydı böyle yapardı" diyerek atatürk'ü farklı bir formata sokacaklar. aslında bunu daha önce denemişlerdi. necmettin erbakan zamanında " atatürk yaşasaydı refah partisi'ne oy verirdi" demişti. yani bu tip söylemler geliştirmeye alışkınlar. ancak o zaman zemin müsait olmadığı için erbakan'ın bu söylemi tutmamıştı. şimdi ise ortam elverişli. yakın zamanda bizlere çok farklı bir atatürk portresinin sunulacağını düşünüyorum. ve bunun sonucunda herkesin farklı anlamlar yüklediği bir atatürk ortaya çıkacak. bu ise atatürk'e yapılabilecek en kötü şey. çünkü atatürk tektir. fikirleri bellidir. yoruma açık değildir. herşeyi açık açık söylemiştir. farklı bir atatürk yaratılacağına, atatürk'ü hiç sevme daha iyi. ama amaç o değil. sevdirmemek değil. fikirlerini çarpıtmak ve etkisiz kılmak. sevdirmemeyi başaramayacaklarını anladılar. taktiği değiştirdiler. uyanık olmak lazım. yakında çıkacak olan " atatürk yaşasaydı, şöyle yapardı" söylemlerini hiç başlamadan bitirmek lazım. müfredata dikkat etmek lazım. belki tekrardan müfredata atatürk'ü bol bol ekleyecekler. iş müfredata atatürk koymakla olmuyor. nasıl koyacakları da önemli olacak. belki ilkelerine farklı anlamlar yükleyecekler. milliyetçiliği, halkçılığı, hatta laikliği öyle bir anlatacaklar ki, belki sarıklılar bike zikir çekip laikliği kutlayacaklar. bir akp'linin laiklikten anladığı ile bir chp'linin laiklikten anladığı şeyler çok farklı. akp için laik bir devlette tarikatların, cemaatlerin devlet içinde örgütlenmesi pek bir anlam ifade etmiyor. bilakis bundan oldukça memnun görünüyorlar. laikliği devlette çalışıp, tarikat liderlerinden emir almakta sakınca görmeyen bir sistem olarak düşündükleri için; evet laiklik bu şekliyle akp'nin teminatı altında diyebiliriz. eğer iş kavramları akp'nin kendi kafasına uygun bir şekilde tanımlamasına kalırsa ortada ne atatürk kalır, ne de laiklik. o yüzden hiç uyumamak lazım. uyuduğumuz anda freddy'nin gelip, bizi delik deşik edeceğini bilmemiz lazım.
  • (bkz: komik mi şimdi bu)

    edit: got korkusundan "akp laikliğin teminatıdır" basligini " ak parti laikliğin teminatıdır" basligina tasidilar. bi 3-4 kere daha tasirsiniz bu korkaklikla.
  • (bkz: sıçtık kelimesinin mesleklerdeki terminolojisi)
  • adeta ters mıknatıslanma yapan bir açıklama.
  • valla aynı parti bir ara demokrasinin de teminatıydı, ülke 1 seneyi aşkın bir süredir ohal kanunları ile yönetiliyor, ne zaman kalkacağı da belli değil. demokrasinin ırzına geçildi kısacası...

    şimdi laikliğe teminat olunuyorsa, muhtemelen toplu saldırı hazırlıkları vardır, siperleri sağlamlaştırmak elzem hale gelmiştir.
  • (bkz: hem laik hem müslüman olunmaz)

    ikisi bir arada olmaz, adeta ters mıknatıslanma yapar. ben demiyorum, tayyip diyor. aha bu da kanıtı: https://youtu.be/ng9o3ddsxny?t=1m46s

    demek ki akp müslümanlığın teminatı değildir. düz mantık.
  • (bkz: ''binali yıldırım''da şapka var mıydı)
  • (bkz: ama nasıl içkiliyim)
  • laiklik ak partiye kaldıysa yandı gülüm keten helva.
    bunlar daha dün söylediğini bugün unutuyorlar ya, çok garip değil mi?
hesabın var mı? giriş yap