• madem burası kutsal bilgi kaynağı olarak geçiyor o zaman bizde bir şeyler yazalım, 3 yılımı bitirmeye yakın olduğum güzel okulum.

    türkiye’deki devlet üniversiteleri arasında birinci olması asla şans ve balon değildir. her şeyden önce yeşilliği, mavisi güzelliği bol bir kampüse sahibiz olbia’sı yakut’u bol bol mekan dolu.

    yıllarca türkiye’deki turizm sektörüne çok önemli katkılar vermiş olmasıyla birlikte hala bu anlayışı devam etmektedir. ne yazık ki günümüzde devlet bütçelerinin zor durumda olmasıyla bazı sıkıntılar yaşanıyor ama bu öğrenciye ne kadar yansıtılıyor emin değilim. özel okullar haricinde belki de öğrencisinden hiçbir şey talep etmeden elinden geldiğince mutfak eğitimleri tam verilmektedir. aynı zamanda ülkedeki eğitim anlayışının günümüzde can çekişmesine rağmen bir gastronomi öğrencisine hala şarap tadımı ve bilimi gibi bir ders vererek bu konuda ülkenin kurtarılmış bölgesi özelliği gösteriyor.

    bu anektodu buraya düşmek gerekir ki bölüm hocalarımız aşçılığın okulda öğrenilmeyeceğini savunurlar kendilerince haklıdırlar belki. okulda teorik eğitimin düzgün verilip pratik eğitimin için en iyi şey bence de sektördür. bu düşünceyle birlikte akdeniz gastronomi öğrencileri başta istanbul olmak üzere sektörde fark yaratmaya gelecek nesiller için yol açmak için elinden geleni yaptığına inanıyorum.

    son olarak okula ait bir topluluğu vardır orada tamamen fakülteden bağımsız imkanları çoğu gastronomi ve aşçılık bölümünde olmayan isteyinin kullanabildiği bir demo mutfağına sahip. sadece bu bile fırsat olarak diğer okulların biraz önünde oluyor. aynı zamanda hocaların desteğiyle bütün sınıflardan gruplarla ortak şekilde yönetiliyor neyse bolca anıyla yakında ayrılacak olduğum canım okulumu türkiye’de gastronomi alanında ilerlemek herkese öneririm.
  • bir süre önce yatay geçiş yaptığım fakat ailevi sebeplerden ötürü devam edemediğim bölüm. diğer devlet üniversitelerindeki muadilleri akdeniz ile boy ölçüşemez lakin orada da her şey mükemmel değil.

    okulda 4 farklı yabancı dil eğitimi belirli derecede veriliyor. bunlardan almancayı seçersen ve bu derste başarılı olursan almanyada staj yapma hakkı falan kazanıyorsun. böyle aksiyonları var. fakülte eski olduğu için eğitim yapısı oturmuş. gastronomi bölümü yeni olmasına rağmen bu oturmuş eğitim altyapısından nemalanıyor. diğer yandan kampüs ortamı fena :). biz bunca sene boşa okumuşuz dedim. lakin manavgat ile karıştırmamak gerekli. orada imkanların biraz sınırlı olduğunu söyleniyor.

    orada kaldığım süre boyunca çalışmak zorunda kaldım. zaten isteyen herkes bir işte çalışıyor. uzmanlaşmak istediğiniz alanda iş bulmanız diğer şehirlere göre çok yüksek. bir sene italyan mutfağında diğer sene kore mutfağında çalışan arkadaşlar vardı. okurken çalışma olayına alan hocası ses çıkarmıyor hatta desteklediği bile söylenebilir. para kazanmak istiyorsanız güzel yanı var ama dersler aksayabiliyor. okula kalanlar da sürekli bişeyler araştırıyor. ota boka araştırma yapıyorlar. bunu öyle içselleştirmişler ki çoğu farkında bile değil. eğitim anlayışı araştırma üzerine kurulu. mutfak uygulama dersleri geldiğim üniversiteden farklı olarak yine araştırmaya dayalı. zaten mutfakta çalıştığın bir işin varsa istemiyorsan uygulama derslerine falan girmemene hoca karışmıyor. zaten girdiğim kısıtlı mutfak uygulamalarından birinde mutfak önlüğüm olmadığı için mutfağa alınmadım ve ağır fırça yedim. bir sonraki uygulamada yine önlüğüm yoktu ama bu sefer aynı hoca kendi önlüğünü verdi. bu size garip gelebilir ama bu tarz afallamaları orada çok yaşıyorsunuz. mutfağa hanzo gibi girmediğiniz sürece saç ve sakala ses çıkarmıyorlar ama takı ve küpede hoca iyi günündeyse sadece fırça yersiniz. uygulama derslerinin ciddiyeti derse göre değişiyor. sınıf yükseldikçe baskı artıyor. ilk başlarda uygulama dersinde yemeğinizin altı tuttu yada yandı diyelim. nedenini açıkladıktan sonra size kimse bir şey demiyor ve yemeğiniz yenmeyecek seviyede olsa bile neden yenmeyecek seviyede olduğunu anlattığınızda sorun olmuyor. alan hocaları yök'ün bölüm kontenjanının sürekli arttırmasından oldukça rahatsızlar ve bunda öğrencilerin suçu varmış gibi sürekli dile getiriyorlar. tercih fazla olduğu için kontenjanı çok yüksek tutuluyor bu yüzden mevcut mutfak yetmiyor bu sebeple şube sayısı fazla tutuluyor ve daha fazla derse giriyorlar ama bunda bizim ne suçumuz var aq. ilk entrydeki arkadaşın dediği gibi önceden mutfakta malzeme sorunu yaşanıyormuş ama benim dönemimde sorun yok gibiydi.

    kafası biraz kırık ve sürekli meşgul olan alan hocası vardır. dersi farklı şekilde anlatır ve bir takım ortamlarda yazıldığı gibi pratik zekalıdır ama bence gerçekten kafa kırıktır. (yukarıdaki örnek gibi) sıfırdan kazıyarak geldiği söylenir. sektörel networkü çok geniştir ve sektör çalışanları bu adamın görüşlerine çok değer verir. o meşhur giriş dersinden itibaren sizi tersliyormuş gibi gelir ama zamanla alışırsınız. hatta okul bitince özlersiniz. ilk zamanlar hiç iyi elektrik almasamda daha sonra bana yaptığı iyilikleri unutamam. muhasebe dersi başa beladır. herkes bu dersten yakar sirker. böyle dönem öncesi herkes buna çalışır ve tekrar yapar. hoca dersteki kendi problemini çözemez ve bunu sınavda sorar. ve evet oradaki öğrencilerin alayı inek gibi görünse de sadece vize ve final dönemi inekliğin kitabını yazarlar. dersleri geçmek için gerçekten çalışmak gerek ama 3,80 ortalamalar falan yapanlar var.
    bölüm başkanı mutfak kökenli bir profesördü ama şimdi değişmiş sanırım. çok ciddi biriydi. ben bir kere odasına tırsa tırsa gitmek zorunda kaldım ve 30 saat devamsızlığımı dinledikten sonra öğüt falan verdi. zaten o okuldakilerin böyle değişik davranışları yüzünden dengem bozuldu. ağzı bozuk bilgisayar hocası vardı ama hayatta tanıdığım en düzgün adamdı. fakültede turizm, rehberlik, rekreasyon ve gastronomi bölümleri var ve gastronomi öğrencileri el üstünde tutuluyordu.

    şarap konusunda para ile satın alamayacağınız eğitimi alırsınız. geçiş yağtığım üniversitede şarabı yemeklere bile kullanamıyorduk ama orada ayrı bir şarap tadım odası var. ben çok şaşırmıştım. zeytin toplayıp zeytinyağı tadımı, üzüm toplayıp şarap tadımı vb yapıyorsunuz. menü yönetimi ve yaratıcı yemek pişirme derslerinin çok iyi olduğu söylenir. botanik denen yerde yaşayan öğrencileri vardır. memurları iyidir. tolga abi ve seyfi abi kral adamlardır. okulda sürekli bir etkinlik olur. berbat bir kantini, huysuz öğrenci işleri vardır.

    sıralaması sebebiyle gelen herkesin kapasitesi belli seviyenin üzerinde. o puanı alıp özeli tercih etmeyenlerin de genelde maddi kaygıları da benzer olduğu için ortamlar çok eğlenceli oluyor. gündelik hayattan bişeyden bahsetseniz bile illa ki sohbet içeriğinden kendinize bişeyler katıyorsunuz. geldiğim üniversitede çoğu kişi oraya yatay geçiş yapmak istiyordu ama oradaki hiçbir öğrenciden başka bir okula yatay geçiş cümlesi duymadım. orada keyif pezevengi oluyorsunuz zaten. yazın çalışıp kazandıklarınızı okul başlayınca ya kale içinde ya da sahilde oturup eziyorsunuz. geldiğim üniversitede siyaset çok yoğunken orada sağcı mısın solcu musun dinsiz ya da lezbiyen misin kimsenin umurunda değildir. hatta ülkenin durumu da pek sallanmaz. genelde yurtdışı eğitim ve çalışma olanakları ile ilgilendikleri için tek dertleri yurtdışına kapak atmaktır. tr'de kariyer planı yapanı görmedim. son sınıfa doğru öğrencilerin alayından ego fışkırıyor zaten. bir alt sınıflar biraz daha sessizken son sınıfa gelince kimsenin havasından geçilmez. amerikalar, dil sınavları, vizeler, ortalamalar, ydsler falan havada uçuşur. her grup kendi dalgasında kendi halinde takılır. asosyal tiplerde vardır antalya gibi bir yerde kimsenin arkadaşlığına ihtiyacınız yoktur kendi kendinize çok rahat zaman geçirirsiniz.

    kötü yanlarına gelirsek orada diğer üniversitelerin gastronomileri küçümsenir. öğrencilerin farklı üniversitelerden geçiş yapan öğrencilerle pek anlaştıkları söylenemez. okul yönetimi kendi öğrencilerini ayırır ve sürekli geçiş yapanlara sorun çıkarır. sistem yks ile giriş yapan öğrenciler üzerine kuruludur ve bu öğrenciler haklarını ararken siz arayamazsınız. tüm kapılar yüzünüze kapanır. geçiş yapmayı düşünüyorsanız tavsiye etmiyorum. gastronomi topluluğunun imkanları bir çok üniversitenin bölümünden daha iyidir, fırsatları çok geniştir. hocanın sektörel gücünü burada hissedersiniz. nestle, ünilever, pınar gibi sponsorları vardır ama bir işte çalışıyorsanız topluluk imkanlarından faydalanamazsınız. illa içerisinde faal olmanız gerekir. benim zamanımda her üniversitenin 1 kontenjanının olduğu ulusal aşçılık kampına topluluğun 40 kontenjanı vardı. şimdi forum falan yapıyorlar sanırım. olimposta kaleiçinde falan ünlü şefleri getirip sabahlara kadar kafa çekip sohbet ederler ama siz bunları sadece bir bölümünü sosyal medyadan izlersiniz. tüm etkinliklerde kişi sınırlaması ve bu sınırlar içinde kemik kitleler vardır. bu kitleler hocaya bağlıdır ve bunu aşmak için faal olmalısınız.

    daha güzel zaman geçirebilirdim bu sebeple benim içimde uktedir akdeniz gastronomi. eğitimi asla kötü değildir ama eksik noktaları da yok değil. kişisel entrikalara, dedikodulara kapılırsanız zamanınızı boşa harcarsınız. antalya zaten çok güzel. hafta sonu çıralıya, olimposa, adrasana kampa gidin. ders çıkışı kaleiçine gidin. ekimde denize girin. olbiada kahve için. yabancı dilinizi geliştirin. işe girin. paranızı kazanın ve kazandığınız parayı antalyada ezin. okulunuzu okuyun. tadını çıkarın.

    revize: sorular nedeniyle güncellendi.
  • sadece yemek yapmaya odaklı bir bölüm değildir. sizi farklı açılardan geliştirmeyi amaçlar. üzüm ve zeytin bağlarına geziler düzenlenir ve o esnada şarap ve zeytinyağı tadımları yapılır. bol bol olimpos ve çıralı kampları vb yapılır. kendi baharatlarını yetiştirdikleri bahçesi vb imkanları var ama bence en güzeli bölümün mutfağından ayrı olarak sadece öğrencilerin yönettiği ve içerisinde bir çok gastronomi bölümünde olmayan ekipmanların olduğu iki adet uygulama mutfağı vardır. özel ya da devlet üniversitelerinde böyle bir imkan var mı ben duymadım. mezun olduğum döneme göre epeyce gelişme göstermiştir. öğrencilerine aşçı olmayı değil işletme yönetmeyi ilke edinen bir bölümdür. şu anda kendi restoranıma sahibim ve bunda bu bölümün katkısı çok büyüktür. keşke yeniden okuyabilsem..
  • başlığı “akdeniz üniversitesi gastronomi ve mutfak sanatları bölümü” şeklinde yazacaktım ama harf sınırına takıldı.
    devlet üniversiteleri içerisinde gastronomi’yi her yıl birincilikle kapatan 1 yıl önce mezun olduğum bölümüm ve fakültem. tercih dönemi yakınken biraz bilgilendirmek istedim. antalya’nın turizmin başkenti olarak tanımlansından kaynaklanan bir popülaritesi vardır. fakat bu durumu kendi başarısı olarak gören bir yönetime ve bazı tipik slayt hocalarına sahiptir. ekseriyetle yeni slayt hocaları da yetiştirilmektedir. yanlış anlaşılmasın, bu durum teorik eğitimin tamamını kapsamıyor bu nedenle de akdenizdeki teorik eğitim kötü değildir. fakat yönetim sizi her an mağdur edebilir. mesela müfredata yeni bir ders eklenir, yıl olarak o dersi almak gibi bir şansınız vardır, fakat kural gereği o dersi, bölümü yeni kazanan 1.sınıflar alabilir. böyle bir kural vardır ve çok takılmazsınız. ”yeni kurallar yeni gelenleri kapsamaktadır”. sonra zorunlu stajı kaldırırlar ama bu sadece yeni gelenlere uygulanmaz bir anda herkesi kapsar. akademik düşünüyorsanız 4 yıllık emeğiniz hiç olur. birşeyler uğruna yaptığınız 75 günlük staj kaldırılınca mezun olmayı hak kazanamayanlar da mezun edilir ve siz birinci olacakken üçüncü ya da beşinci olursunuz. bu gerçekten çok büyük bir haksızlık. çünkü gastronomi bölümünün temel amaçlarından birisi de akademisyen yetiştirmektir. ve öğrencilerin büyük bir kısmı akademik kariyer düşünürler. bu nedenle çok kritik bir karar. normalde maçın ortasında kural değişikliği olmadığını söyleyen yönetim, mezun olmanıza tam 1 ay kala, 4 yıl boyunca tüm yaz tatillerini yata yata geçirmiş insanları da mezun ederse emeğinize saygısızlık yapmış olur. 4 yıl boyunca çok sıkı ders çalışın, tatil dönemi gelince staj yeri bulamama kaygısıyla yüzleşin, maddi manevi yıpranın, staj zorunluluğunu yerine getirmek adına o yaz dinlenmeyin ama birileri aynı fedakarlığı yapmasın. sonra sıralamada önünüze kırıp sizinle dalga geçsin. bu herhangi bir örnekti. siz okurken de onlarca karar alınacak, bilmenizi isterim ki yönetimin emeğe verdiği değer bu kadarla sınırlı.

    gastronomi bölümünün amaçlarını veya tanımını yapmaya çalışan insanlar olacaktır kesin, zaten yukarıda belirttim akademisyen yetiştirmek gastronominin temel amaçlarından biridir, bunu düşünüyorsan emeğinin nasıl hiç olabileceğini anlamışsındır. bir diğeri, turizm sektörüne iktisat, çalışma hukuku, yönetim organizasyonu ve benzeri konularda eğitimli yöneticiler yetiştirmektir. bunun dışında formasyon alırsanız kpss ile atanıp halk eğitim veya meslek liselerinde öğretmen olabilirsiniz. çevremden gördüklerimi yazıyorum. ha bir de şef yetiştirmek... teorik bilgide akdeniz iyidir ama üzgünüm mutfakta soğan ve sarımsağın olmadığını biliyorum. tek amacı aşçılık değil ama temel eğitimi nerede alacaksınız pardon? msa’da 4 ay eğitim alan bir insan gelir kafanıza vura vura ilerler önünüzde. maliyet hesaplamayı, menü planlamayı v.s. o da öğreniyor. sonra ağlaya ağlaya meslek değiştirirsiniz. aldığınız eğitimin eşsiz olduğunu düşünmeyin. öyle mutfaklar var ki.. ve o mutfaklarda çalışan öyle insanlar var ki sizi bilgisiyle siler. bu dediğimi kalbur üstü bir yerde çalışırsanız anlarsınız. sektöre yabancı insanlar, sizin helvanızı karıp tavayı bilekten sallamayı öğretmeden mutfaklara yolluyor. siz de tavayı ileri yaparak sallayınca servisten kovulup vakum yapmaya gönderiliyorsunuz. gerçek mi istediniz işte size gerçekler. gözünüzü açın. hiçbir sebeple mutfak derslerinin boş geçmesi ve birşey öğretilmeden insanların mezun edilmesi normalleştirilemez. maliyet kelimesini çok duyacaksınız çünkü çoğu zaman yemek yapmak için malzeme bulamayacaksınız. bu durumu aşmak için firmalardan yardım isteniyordu, bazı zamanlarda mutfağa bu şekilde ürün girişi oldu ama yetersizdi. öğrencinin ihtiyaç duyduğu şey iyi bir ön bilgi ve temel uygulama. sadece gastronomi değil, aşçılık ya da herhangi bir kursu bitirince de şef olmuyorsunuz. zaten “mutfak eğitimi de veriyoruz” diyen hocalarımızın esaslı bir mutfak geçmişi yok, bu nedenle onlara da birşey diyemiyorum bilmediği şeyi nasıl göstersinler. öğrencilerin eline bir iki reçete tutuşturup odalarına gidiyorlar.
    temel eğitim geniş bir ürün yelpazesi gerektirmez teknik ve pratik ön plandadır. aynı derse, aynı maliyetle bugün hoca olarak ben girsem sektöre zehir gibi insanlar yollarım. mutfak konusunda akdeniz net başarısızdır, umarım hep böyle devam etmez.

    mutfaktan çikolata eksilmiş, çikolata dersini ise sadece 4.sınıftaki arkadaşlar almaktadır. fakat maalesef, ürünün muhafıza edildiği yeri dahi bilmeyen 3.sınıftaki arkadaşlara derse konuk gelmiş insanların önünde, hırsız muamelesi yapılarak zan altında bırakılmıştır. bunu neden söylüyorum? “türkiye’de iş bulamazmışız bizi sektörden silermiş”, insanları sektörden silmekle tehdit eden mengen’li bir mutfak hocasına sahiptir. tamamen planlı ve şov amaçlı bir konuşmaydı. insanlar şikayetini yönetime iletti ama hiçbir şey olmadı. kimse kimseyi bu şekilde tehdit etme hakkına sahip değildir ve ağzına geleni söyleyemez. hele ki bir akademisyene hiç yakıştıramıyorum. elbetteki öncelikle öğrencilerin, sonra da hocaların saygılı olması gerekir. kurallar ve yönetmelikler öğretmen ve öğrenci adına bellidir.

    yıllardır bir öğrencinin köy ağası gibi hareket edip, heyeti ile (ekip diyemem) idare ettiği, insanlara ırgat muamelesi yapılan güzide bir gastronomi topluluğuna da sahiptir. her eğitim yılının başında yeni gelenlerle dolup taşar, 6 ay sonra kimseyi bulamazsınız. çok şükür bazı hocaların ağırlığını koyması sonucu bu sistem son bulmuş. umarım gerçekten öğrencilerin yönettiği bir kollektife dönüşür.

    şunu da belirtmeliyim: akdeniz’e girerken yaptığınız sıralamayla yeditepe ya da özyeğin gastronomiye elinizi kolunuzu sallayarak burslu bir şekilde girersiniz. yani sınava giren en başarılı öğrenciler akdeniz’e yerleşir. bu nedenle bir seviye vardır ve diğer üniversitelerden ayrılırlar. bilinçli, çalışkan ve idealist gençlerle doludur. genelde okurken 2 dil öğrenip yurtdışında kariyer kovalarlar. henüz az sayıdadır ama kariyerine mutfakta devam eden çok başarılı mezunlara sahiptir. nedeni kesinlikle bahsettiğim bilinçle alakalı.

    fakültenin en prestijli dersi ise tartışmasız şarap bilimidir. bölümün amacı belki şarap garsonu yetiştirmek değildir ama şarap tadım atölyesinde o kadar kaliteli bir eğitim alırsınız ki bu alana yönelmeniz mümkündür.

    son olarak işini layıkıyla yapan tüm akademisyenleri yukarıda belirttiğim nedenlerden tenzih ederim.

    edit: düzenleme, ekleme.
  • #78841727 bazı şeyler oldukça iyi özetlenmiş.
    evet kampüs güzel, fakülte şirin, ortam sıcak, arkadaşlıklar harika, turizm şehri olmasından kaynaklanan imkanlar da var.bu konuda yazılmış tüm entryler için hemfikirim. gastronomi bölümü için diyorum, devlet üniversitesileri içerisinde rakipsiz olup özel üniversitelerin bir çoğundan fersah fersah öndedir.
    neyse okulumu ve ortamımı çok sevsem de burada neden bu kadar kusursuzcasına anlatıldığını da anlamıyorum. mesela benim zamanımda uygulamalı dersler pek iyi geçmiyordu. şu an ne durumda bilmiyorum. çok güzelmiş gibi görünüyor.
    topluluk gıybet yuvasıydı. toparlanmışsa harika.
    şarap bilimi fakültedeki en güzide ders olabilir. ayrıca bu dersin çok sevilmesindeki bir başka nedense tunç hocanın anlatımıyla ilgili, diksiyonunu çoğu kişi beğenirdi. bu dersle ilgili gördüğüm tek yanlış; üzüm hasatını ve şarapçılığı yerinde görmek adına bir bağ gezisi düzenlenmişti. hocalarımız bu bağ gezisine şarap bilimi dersini alan öğrencileri değilde konuyla alakası olmayan alt sınıflardan birini götürdüler. insanlar bu duruma çok tepkiliydi o zamanlar. haksız da değillerdi aslında. hocalar pek izah edemediler olayı ama bir iki öğrenciyle olan kişisel problemlerini koca sınıfa yansıttılar sanırım. böyle şeyler benim dönemimde çok oluyordu. şu an ne durumda bilmiyorum.
    herneyse yine de bu ders için tunç ve osman hocaya teşekkür etmek lazım.
  • 4 sene sonra ne olup bittiğini yazmak istiyorum.
hesabın var mı? giriş yap