35 entry daha
  • köklü, kaliteli eğitimi olan, çok iyi hocalara sahip ancak bazı noktalarda da büyük noksanlıkları bulunan fakülte.

    fakülte hakkında ayrıntılı ve derinlemesine bir inceleme olsun diye, hem üstte yöneltilmiş övgü/eleştirileri değerlendireceğim hem de bunlar bittikten sonra bazı noktalarda eksik kalmış bilgileri sunacağım. ancak entry bittikten sonra dahi aklınızda bir takım sorular kalmışsa, özellikle bu tercih döneminde, pm ile sormaktan çekinmeyin. çünkü ben de bu fakülte hakkında bilgi almak amacıyla kaydolmuştum buraya, ne var ki, o dönem çaylakların yazarlara mesaj hakkı bulunmuyordu ve kafamda birçok soru işaretiyle yapmıştım tercihlerimi.

    sırasıyla başlayalım.

    1) (bkz: #35965647) bu biraz eski bir yorum, o dönemden beri fakültede çok şey değişti. yine de kesinlikle haklı bir yorum. öğrenci işleri, fakültenin kanayan yaralarından biri maalesef. bunu şu şekilde anlatayım, bu sene dönem 3'lerin finali 12 haziranda yapıldı. normalde sonuçlar 6 hadi bilemedin 7 günde belli oluyordu. bu final sınavı ise, öğrencilerin fakülte bahçesine adeta kamp kurmasının zoruyla, anca 22 haziran cuma günü belli olabildi. bakın o da zorla diyorum, yoksa bir hafta sonrasına bırakmışlardı okuma işini. sebep mi neydi, çünkü sınavları okuması gereken kişiler tatile çıkmışlar! düşünün, sınav 26-27 haziran gibi açıklanmış olsa, 10 temmuzdaki büte 2 haftadan fazla çalışamayacak öğrenciler. bu konu insanı çileden çıkaran ve kendi kendine neden canlı bomba olmadığını sorgulatan, fakültenin bana kalırsa en berbat tarafı. neyse, bu konuda daha fazla yazmıyorum çünkü geçmişte çok daha berbat vukuatları olmuştu ve her birini hatırladıkça yeniden sinirleniyorum.

    2) (bkz: #48030906) haklı bir eleştiri daha. fakülte gerçekten kalabalık. hatta bizim dönemde (15' girişliler) daha da kalabalıklaştı. 2. dönemi 530 kişi okumuştuk. peki kalabalık olması eğitimi etkiliyor muydu? bana kalırsa çok etkilemiyordu; amfide asla sıkıntı çekmiyorduk, kişi başına yine 1 mikroskop düşüyordu, anatomi uygulamalarında bir sürü kadavramız olduğundan ayrıntısıyla görebiliyorduk. kaldı ki alanya tıbbın bu sene ayrılmasıyla, bu kalabalık olma olayına sona erecek zaten. peki hiç mi eğitimi etkilediği, geri götürdüğü noktalar olmuyordu? hemen her uygulamada oluyordu aslında, ama çoğunu aşabilmek için biraz uğraşıyordunuz sadece. bir de kalabalık olmak klinik eğitimi aksatacaktır belki, o eğitime henüz yeni geçtiğim için hakkında henüz bir yorumum yok.

    3) (bkz: #52359533) teorik sınavların lys'den zor olduğunu söylemesi tamamen saçmalık. evet bunlar kişiden kişiye değişebilen mevzular ancak şunu söylemek gerek, fakültedeki her 100 kişiden 95'i böyle söylemez. size zor olan komiteleri sayayım 1. sınıfta 3. komite; 2. sınıfta 1.,3. ve 4. komiteler; 3. sınıfta 3. komite. ama mesela 1. sınıf 1. komiteden çoğu kişi düşük alır, neden, çünkü sözel derslerin ağırlıkta olduğu bir komitedir. tıbbi felsefe dersleri filan vardır. bu da sayısal tıp f. öğrencilerine zor gelir. yine de eğer felsefe üzerine genel geçer bilgileriniz mevcutsa, kitap okuyorsanız; bu tür komitelerde de zorlanmazsınız.

    baraj konusundaki serzeniş çok haklı. ben 1. sınıf hiç baraj yemeden atlatmışken, 2. sınıfta bir komite hariç tüm komitelerden baraj yemiştim. bu biraz nasıl çalıştığınıza bağlı aslında, sınavda çıkacak her derse çalışıp çıkmışlarına bakarsanız baraj yemeniz zorlaşır. ancak bazı zor komitelerin zor derslerine ne kadar çalışırsanız çalışın baraj yiyebilirsiniz. ya da yine zor bir komitenin ana dersleri dışındaki küçük derslere o kadar önem vermediğiniz için yine baraj yiyebilirsiniz. ancak yine şunu söylemek mümkün, siz bir dersin en azından konularına şöyle bir göz attıysanız, çıkmışlarına da en azından hızlıca baktıysanız o dersin sorularının en az 1/2'sini yapıyorsunuz. yani yediğiniz baraj 1/10'u geçmiyor. 72 almışken 70'e inmeniz bir miktar moralinizi bozuyor tabii. baraj yiyerek kritik notun altına düşmek ya da sınıfta kalmak çok dehşet verici bir şey olurdu sanırım. onu tecrübe etmediğim için (şükür!) hakkında bir şey söyleyemeyeceğim.

    peki zor bir fakülte midir? birçok kişiye göre türkiyenin en zor 2-3 tıp fakültesinden biridir. ki bu söylenti son derece doğrudur. hatta geçen senenin (16/17' dönemi) 2. sınıfının türk tıp tarihinin en zor 2. sınıfı olduğu söylenir. sınavlarda hemen hemen hiç çıkmış sorulmamıştır. zilli sınavın ve uygulama sınavlarının hemen hemen hepsinde zor olmasına kasılmıştır. anatomi sözlüsü zaten bir efsanedir; sabah 8'de başlayan sınav akşam 9'da bitmiştir. ki o anlatılması olanaksız final sınavından bahsetmiyorum zaten. 3-5 sorusu olan dersler bile uçuk kaçık bilgiler sormuş; biyofizikten koca koca denklemler gelmiştir. bu konuda fakülteyi hiç küçümsemeyeceğim, kimsenin de gözü korkmasın diye bir şeyleri yazmaktan geri durmayacağım açıkçası: fakülte hayvan gibi zordur.

    4) (bkz: #52359533) yine abartı ve yüksek ihtimalle bir anlık sinirle yazılmış bir yazı. bu entry'deki argümanları tek tek cevaplamayacağım, çünkü dediğim gibi, yazar sınıfta kalmanın ya da bütle tatilinin çoğunun yenmesinin hıncını bu yazıyla çıkarmış, ki haklı. yazıdaki birçok noktada çok haklı olsa da (kimse tarafından önemsenmemek, ders çalışması gereken bir makine olarak görülmek) bu dille derdini anlatmak hiçbir yerde hiç kimsenin bir işine yaramaz.

    şimdi akdeniz tıp hakkında eksik kalmış bazı noktaları belirtelim.

    eğitimi kaliteli midir?
    -her şeye rağmen öyledir, çünkü ders anlatan hocaların birçoğu kalitelidir. evet, öğrenciyi sallamayan; slayttan okuyup geçen de çok hocası vardır ama azınlıkta kalırlar. çoğunlukta olan diğer hocalar, öğrenciye konuyu yedirebilmek için didinir. yanına gidip ders hakkında bir konuda istekte bulunduğunuzda sizi kırmaz, gerekirse bir daha anlatır. kütüphanesinden okumanız için kitap getirir. şu bölümleri okursan daha ayrıntısıyla öğreneceksin der. başka bir fakültedeki arkadaşımdan 'fizyolojiye niye çalışıyorsun, o çıkmış ders değil mi?' lafını işitmiş biri olarak, ki arkadaş tr'nin en iyi fakültelerinden birindedir, zamanında hemen her gün isimlerine veryansın ettiğim hocaların haklarını şimdi teslim edebiliyorsam; bu yalnızca derslerin zorluğunu değil, hocaların kalitesini de gösterir. özellikle dönem 2'de ders anlatan fizyoloji hocaları, derslerini çok çok ileri düzeyde işler. sınavda başka fakültelerin karşılaşmadığı tarzda sorular gelir. (fizyolojiden) oysa anatomi hocaları biraz daha serttir, öğrenciye çok daha üstten bakar, seviyesine inmez. eleştirir, zaman gelir bağırır, çağırır; kızar. vs. bunun gibi her dersin kendine has özellikleri vardır ve bu tüm fakültelerde böyledir. bir ders x üniversitesinde en iyi şekilde işlenirken; başka bir dersin payına başka bir üniversite düşer. ama akdeniz, diğer kaliteli okulları aratmaksızın, size hemen hemen her derste bir şeyler aşılar. vasat altı olduğu ders yoktur. bunun yanında tıbbi genetik, biyofizik, fizyoloji, histoloji gibi derslerde türkiyenin en iyilerindendir. misal, fakülte hayatında birkaç komite hariç çok yer elde etmez ama tıbbi genetikte akdeniz'e yaklaşabilen başka bir tıp fakültesi yoktur.

    öğretim görevlileri nasıldır?
    -bunu bir nebze bir üstte cevapladım. özet geçeyim; kliniği henüz bilmiyorum ancak temeldeki hocalar çoğunlukla çok yardımcıdır. kapılarını istediğiniz vakitte çalıp, kafanıza takılan hemen her şeyi sorabilirsiniz. (yani bu benim edindiğim izlenimler + kendi söylevleri, yalan söylemeyeyim, şu ana kadar hiçbirinin kapısına gidip bir soru sormadım.)

    öğrenciler nasıldır?
    -antalya, izmir, mersin, adana, muğla taraflarından öğrencileri çoktur. ankara ve istanbul gibi büyükşehirlerden de çok öğrenci vardır. sanırım karadeniz ve orta anadoludan bir miktar daha az öğrenci mevcut ancak doğu ve güneydoğu anadoludan yine çok sayıda öğrenci mevcut. sosyal yönden öğrencilerin birçoğu iyidir. yardımseverlerdir, öyle not saklayan vs. çok görmedim. (belki gidip istemediğimdendir, bilemem.) çoğunlukla yardımseverlerdir. 3 sene boyunca öğrencilerle ilgili hiçbir kötü hatıram olmadı, çoğu saygılı ve güzel insanlar. ki sandığınız gibi tıp f. öğrencilerinin çoğu inek değil. evet sınavlardan bir hafta önce bu öğrenciler harıl harıl ders çalışır, ama sınavın o kadar yakın olmadığı dönemlerde de gayet gününü gün eder. (o da her ne demekse, eğlenir demeye çalışıyorum.)

    şehir nasıldır?
    -antalya ile ilgili başka bir entry yazmak istiyorum ama kısaca özet geçeyim. üniversiteden başlarsam; akdeniz ü. kaliteli bir üniversite değildir. bölümlerin çoğu sıralamalarda iyi yerler elde edemez. ancak bu sizi çok ilgilendirir mi? hayır, niye yazdım o zaman, ben de pek bilmiyorum. galiba biraz okumak istediğiniz üniversiteyi de anlatayım dedim. anlatayım: kampüsü güzeldir. şehrin güzel bir noktasında, denize yakın, pek ağaçlıklı ve düzenli bir kampüstür. kampüste birçok farklı yöntemle güzel vakit geçirebilirsiniz. hayatında bir iki kereden fazla okey, batak ve türevi oyunlara elini sürmemiş biri olarak, anlayamadığım şekilde, öğrencilerin çılgınlarcasına eğlendiği ve vakitlerinin büyük bölümünü verdiği aktiviteler genelde bunlardır. olbia ve yakut çarşılarında sınav dönemleri dışında masa bulmak bile zor olabilir; kahkahalar hiç eksik olmaz. yani sosyal açıdan büyük arayışlar içindeyseniz, diğer birçok tıp fakültesinin aksine, akdenizde başka fakültelerden insanlarla kaynaşmanız da mümkündür ve pek kolaydır. bu da çok iyi bildiğim bir konu değil ancak başka çoğu fakültenin, üniversite kampüsünden ayrı noktalarda bulunduğunu biliyorum. akdenizde tek ve birleşik bir kampüs mevcuttur.

    eğlence anlayışınız biraz daha kütüphanede takılmak; dergi karıştırmak; roman yahut teknik kitaplar arasında kaybolmak ise, bu konuda akdenizi övemeyeceğim. gayet özgürlükçü ve yardımsever görevlileri var, marjinal okullarda dahi zor görebileceğiniz bir dergiyi istettim ve kütüphaneye getirdiler, ancak bunun dışında; gerek teçhizat(kitap) eksiği, gerek de öyle cool bir kütüphane olmaması ve genelde yalnızca ders çalışmak amacıyla kullanılması yönüyle, sevemediğim bir kütüphaneye sahiptir.

    şehir diye başladık üniversiteye döndük. biraz şehirden bahsedip geçelim. şehir, tecrübelerime göre, türkiye'nin en yaşanılabilir şehridir. muratpaşa ve konyaaltı ilçeleri bilhassa, hem insan kalitesi hem de yaşanılabilirlik olarak göz doldurur. türkiye'de başka hiçbir büyükşehir merkezinin, bir konyaaltı plajı yoktur. ki bırakın büyükşehir merkezlerini, tüm ege sahillerindeki hiçbir denizin tuz oranı, sıcaklığı vs. açısından kalitesi konyaaltına yaklaşamaz. antalya, falezler üstünü bazı yerlerde apartmanlara kaptırsa da, çoğunlukla parklarla doldurmuştur. konyaaltı sahilinden başlayan atatürk parkı kaleiçine kadar uzanır. oradan sonra karaalioğlu parkı başlar, o da devasadır. oradan sonra laraya kadar ara ara parklar, apartmanlar şeklinde gider. bir öğrencinin kolaylıkla gezmeye çıkacağı bir şehirdir antalya. haftasonları olimpos, çıralı, adrasan gibi tatil yerlerinde ulaşım ve yeme içme dahil 150-200 tl'ye 2 gün geçirilebilir. ki çadırınız filan varsa çok daha az olur bu miktar. anlayacağınız şehri öve öve bitiremem, çünkü ben de buralıyım ve çok seviyorum. yine de antalya kent merkezi batı antalya'nın eline bir damla su dahi dökemez. batı antalya dünyanın en güzel yerlerinden biridir.

    öğrenci için hayat pahalı mıdır?
    -bu nokta şansınıza bağlı biraz. ben ilk sene ucuz yurt bulamamıştım. bulduğum ucuz yurt da, diğer illere göre yine pahalı ve üstelik; kötü, leş, lanet bir yerdi. çok kötü bir deneyimdi. kyk çıkmadıysa, yurtta kalmak biraz pahalı. ev, apart tutmak yine o kadar ucuz değil. diğer illere göre bir iki gömlek pahalı olduğunu söyleyebilirim. (ankara, istanbul, izmir dışındaki iller) ancak burs almasanız bile, kyk kredisi + küçük bir aile desteği ile geçinebilmek mümkün. ben 3 senedir babamdan hemen hemen tek kuruş almadım eğitim için. kyk kredisi + 150 tl burs alıyorum. ilk sene yurtta yaşarken zorlandım, ancak 2. ve 3. sınıflarda, kardeşlerimle beraber bir eve çıkınca, üzerine para bile biriktirmeye başladım. çünkü zorunlu ihtiyaçlar + kitap dışında hemen hiçbir şeye para harcamadım. derslerden vakit kalsa bile, uzaktaki tiyatrolara gitmek yerine kampüs içindeki, öğrencilerin hazırladığı tiyatro oyunlarına gittim. (ki bence daha kaliteliydiler ve ben daha çok eğlendim)

    okul masraflı mıdır diye sorarsanız, çalışmak için almak zorunda aldığınız notlar komite başına ortalama 50 tl tutar yani pahalı değildir. ki bunları almayıp, slaylardan + kendi tuttuğunuz notlardan çalışayım derseniz masrafınız sıfırlanmış olur. ancak tıp kitabı alayım (ki anatomi atlasında sobotto; fizyolojide guyton; patolojide robbins genelde tavsiye edilir) derseniz işin boyutu değişir. bu kitaplar pahalıdır. ilk sene ders notları dışında önlük ve bir atlas almanız gerekir. önlük 20-25 tl tutuyordu. atlas ise ben ikinci el bir atlas kullandım, 150 tl'ye filan bulmuştum sobotto(eski basım) sıfır ve en yeni baskıdan almak için 400-450 tl'yi gözden çıkarmanız gerekir.

    o kadar anlattın bir de şunu soralım; 3 sene önceye dönsen ve tekrar tercih yapsan, akdeniz üniversitesi tıp fakültesini yeniden seçer miydin, derseniz:

    'evet, seçerdim' derim.
4 entry daha
hesabın var mı? giriş yap