• benim bir türlü paranoyak bir hisse kapılmadan değerlendiremediğim destektir.

    şimdi akp uyguladığı politikalarla 8 yıldır bu ülkeyi yönetiyor. seveni var, sevmeyeni var, ama bir gerçek var ki bu sevenlerle sevmeyenler arasındaki farklılıklar giderek uçurum haline geliyor. "ab'ye uyum" diye kanunlar çıkarılıyor, bu kanunlara dayanılarak daha demokratik olduk deniliyor, açılımlar yapılıyor, çetelerle savaşılıyor, sonra ab ile ilgili işler ikinci plana itiliyor, "yüzümüz doğuya dönülüyor". kutuplaşmayı derinleştirecek değişiklikler, seçimler, referandumlar yapılıyor, ülke neredeyse üçe bölünüyor falan filan. durup baktığımızda bunlar ülke içinden her kesime farklı görülebilir. akp destekçisi birisi çıkıp, "bardağın boş tarafına baktığımı" söyeyebilir, ülkeye demokrasi geldi diyebilir vs. vs.. bunların hepsi tartışılabilir, belki akp'nin bizi götürdüğü yol bizim şimdi idrak edemediğimiz kadar doğru bir yoldur. ama bu abd'den ve ab'den gelen destek var ya... işte o bütün bunları benim zihnimde geçersiz kılıyor.

    sonuçta biz devlet olarak akp'ye bu kuvvetli desteği veren ülkelerle rekabet halindeyiz. bu adamlar bizi nasıl olur da bu kadar desteklerler? böylesine yoğun bir destek "aptal dostum olacağına, akıllı düşmanım olsun" düşüncesiyle açıklanabilir mi? hani akp'nin ileri gelenlerinin sık sık dile getirdikleri "ülkeyi şirket gibi yönetmek" benzetmesinden yola çıkarsak. aynı pazar için rekabet ettiğiniz diğer şirketlerin ceo'ları çıkıp da sürekli olarak "bravo çok iyi yaptınız", "evet harika bir hamle", "doğru adımlar atıyorsunuz" derse kıllanmaz mısınız? bizim durumumuzda bunu söyleyen ülkeler de çok yakın tarihimizde bu coğrafyada büyük ve güçlü bir ülke yerine kaynaklarını sömürebilecekleri ufak-güçsüz ülkeler oluşturmak için yoğun çabalar sarfetmiş ve bunu kısmen başarmış ülkelerse, bu her yapılanın kayıtsız şartsız desteklenmesinden kıllanmak için gerçekten paranoyak olmak mı gerekli?
hesabın var mı? giriş yap