• zaten hissediyor, sorun artisla kotu yonetim arasindaki korelasyonu kuramamasinda.
  • a101, bim, şok fiyatları bu hafta düzenler. o zaman hissederler de bu teyzeler a101'de bir kart kullanıyor, hepsinde aynısından var. nedir o kart bilen yeşillendirsin.

    edit: belediye veya kaymakamlıktan yardım alıyorlarmış bu da hediye çeki şeklindeymiş galiba. valla fakir insanlara bir şey diyemem ama benim evime onların bir kısmından daha az gelir giriyordur bu kesin.
  • hissetmezler abicim. bunlarım beyni yıkanmış. sağlıklı düşünemiyorlar. lira 1 haftada nerdeyse %50 değer kaybetti. adamlar hala devletim de devletim diyorlar. gerekirse taş yerlermiş de yine de bu oyunu bozarlarmış. adama sorarlar ecevite niye sahip çıkmadınız diye ama mantıklı cevap var mı? yok. o yüzden bence pek bişey beklemeyin siz.
  • akp son 1-2 yıldır zamları kendi seçmeninden uzak tutmaya çalışıyor. alkole zam, sigaraya zam, özel tüketim vergisine zam vs. vs. ama bu zamlar yetmiyo ve yetmeyeceği için illa ki herkesin kullandığı ürünlere de gelecek sıra. hele hele benzinde ciddi artış bekliyorum. bunlar daha iyi günler, gemi su almaya başladı. batarsak hep birlikte batacağız.
  • hamam böceklerinin atom bombasından sağ çıktığını bilmeyen yazar beyanı.
  • ekonomik krizin kendi ceplerine yansıdığı gün hissedecekler ama maalesef geri dönüş için çok ama çok geç olacak.
  • benzinin litresini 6,27 kuruştan aldım. bu fiyat dolar 4 küsurken geçerliydi. şu an akaryakıtın fiyatı artırılmıyor özellikle. hükumet olayı germek istemiyor halk açısından. aldığı ötv'den feragat ediyor. ne kadar feragat edebilir ki? bu kadar dış borcumuz varken bir noktadan sonra ikişer üçer beşer onar kuruş artacak. bu "ben hep 50 liralık alıyorum"cular 3 gün evinden işine gidip gelmeye benzin, mazot, gaz yeniledikleri zaman zaten bir şok olacaklar.

    ama asıl olay marketlerdeki stoklar tükendiğinde başlayacak. 4-5 parça bir alışveriş yapıp 100 lirayı geçtiklerinde durup kasada hata mı var diye soracaklar. kapıdan çıkıp kafalarını kaşıyacaklar. meyve sebze için gidilen pazarda da durum değişmeyecek. kilosu 10 tl'nin altında çürük mal bile bulamayacaklar. şu an 4 - 5 tl'ye bile çok denilirken 10 tl normal bir kilogram fiyatı olacak. kırmızı ve beyaz eti geçtim, yumurtanın bile tanesi 1 lira olacak. en sası tadı olan beyaz peynir bugünkü ezine peyniri fiyatına falan gelecek. yani pazara gidip 4 - 5 çeşit alışveriş yapıp ikişer kilo bir şey aldıklarında yine 100 tl bırakıp çıkacaklar.

    ancak emektar makarna hep yanlarında olacak tabii. buğdayı şu an ithal ediyor muyuz bilmiyorum ama onu da edeceğiz çünkü talebe yetişilemeyecek un mamullerinde. sonuç olarak o da henüz değilse bile dolara endeksli bir kalem olmaya başlayacak. ekmek - yoğurt - makarna üçlüsünden sıkılmadıkları müddetçe -tabii eklenen yoğurt miktarı azalacak- açlıktan sıkıntıya düşeceklerini sanmıyorum.

    ama tabii elektrik su ve doğalgaz için aynını söylemem pek mümkün değil. bir kere suya hiçbir şey yapamasalar vergisini artırıp oradan vururlar. doğalgaz desen zaten direkt dolara endeksli. kur farkından dolayı gelen zama vergi koymasalar bile kışın 300 liraya ısınan ev minimum 500 liraya ısınır hale gelecek. elektrik zaten allah kerim. kurdan dolayı yaşanan artışa bir de dağıtımcıların ekleyeceği karı da düşünürseniz gerçekten de bir arkadaşın bahsettiği gibi 100 lira ödeyen bir ev rahatlıkla 300 lira öder hale gelecektir.

    aslında bu kalemleri üst üste koyduğunuzda zaten 2 asgari ücretle geçinen bir evin ekonomisini çoktan aştığını görebilirsiniz. ama bizim halkımız cefakardır. haftada 2 banyo yapıyorsa bir yapar. sifonu 3 işemede bir çeker. kışın 40 derecede kombi yakıyorsa 25 - 30 derecede yakar evde paltoyla oturur. efendime söyleyeyim, akşamları tek bir odada toplanılır. orada elektrik açılır. okulunun dersine çalışacak çocuk da orda çalışır. çok elektrik yakmamak için erken yatılır falan. çok şükür geçiniyoruz derler, allah hükumetimize zeval vermesin derler konu kapanır.

    asıl şenlik şurda başlıyor: işten çıkarmalar gerçekleştiğinde. şimdi bu adamlar haliyle bir yerlerde işçi olarak çalışıyorlar. fabrikalar ekonomik durumdan dolayı oluşan mali yükü azaltmak için halkımız gibi tedbirlere gidecekler. bunun da en kolay yolu işçi çıkartmak. kurumlardaki işçilerin %40'a varan bir oranı işten atıldığında o iki asgari ücretin birisi eve giremez olduğunda bir de bakmışsın ki artık giderin gelirini sollamış. hele bir de kirada oturan bir vatandaşımızsa, her akşam çocuklar yattıktan sonra "nası yapıcaz hanım, ayın 20'si olmadan bir lira para kalmadı" sohbetleri başlayacak...

    bu dediğim ertesi gün olacak bir şey değil. en az 3-4 ayı var. bu sebeple akp seçmeninin yoksul olanları için kriz henüz gelmiş değil. zaten böyle mecraları da okumadıkları için korkmaları gibi bir durum da yok. bu sebeple birkaç ay daha mesut bir şekilde yaşamlarına devam edecekler. zaten krizi hissetseler bile görüş ve biatlarında bir değişiklik olacağını düşünmüyorum artık. yani aslında kriz bir değişimden ziyade bir sonucu ortaya çıkaracak.
  • benim için merak konusudur. az ekonomi ve olacakları bilen insanlar için gelecek karanlık görünüyor. akp seçmenine bakıyorum sanki hiç bir şey olmamis gibi . reisin elinde bizim bilmediğimiz bir çubuk var sanirim , bir dokunuşta her şeyi düzeltecek diye hayal dunyasindalar.
  • hayat boyu hissetmezler. bu iş gurur meselesine döndü kendileri için. bir noktada biz gerizekalı mıyız akp’ye verdik kafasında büyük bölümü
  • kırsaldaki seçmen kolay kolay hissetmez. ekonomik krizi hatta savaş bile çıksa onun köyüne gelene kadar pek hissetmez. gerçi artık öyle tamamiyle kendilerine yeten dışa kapalı ne kadar köy kaldı bilemem.

    kötüleme amacıyla falan yazmadım köy ortamını bilirim. para bile kullanılmasa eksikliği fazla duyulmazdı bundan 20 yıl önce. şimdi hala öyle köyler varsa eğer üstte yazdıklarım hala geçerli.
hesabın var mı? giriş yap