• hiç bir işe yaramayacak tavsiyelerdir. boşuna çenenizi yormayın. sinirinizi yıpratmayın. gerek yok.
  • vaatler verin.. ciddiyim. mesela hamile bir akp'li tanıdığınız mı var? oyunu mustafa sarıgül'e ver, fotoğrafını çek bana getir çocuk doğunca bez masraflı benden diyin.. ya da bilgisayar almak isteyen akp'li bir arkadaşınıza aynı şartı getirin ve bilgisayarını ben alacağım diyin.. ben denedim %100 işe yarıyor.. söz konusu vaatleri ödeme noktasında ise "siyasette dün dündür bugün bugündür" dostum diyin.. çok çok küfür yersiniz..
  • chp'llilerin yolsuzluk yaptığını, rüşvet aldığını, medya kuruluşlarına müdahele ettiğini, kuran'la alay ettiğini yadsınamaz bir şekilde kanıtlayan ses kayıtları dinletin onlara. montaj çığlıkları eşliğinde anında cehapeli olacaklardır.

    nedeni stockholm sendromu mu, safi gerizekalılık mı orasını bilemiyorum.
  • denemeyin. yapamazsınız.
  • beyhude çaba sarfetmeyin, bütün bu yolsuzluklara, özgürlük kıstlamalarına, bu avam üsluba rağmen hala akp'ye oy verecek birini ne deyip ikna edebilirsiniz ki? her şeyi kılıfına uydurulur, inanmak isteyen de inanmaya dünden razı olur. zaten şahsen ben bu kadar iyi görmezden gelebilen, anlamayı reddeden birini asla ikna yoluna gitmem, nefesimi tüketmem.
  • akp'li ikna olmaz. çünkü iki şeyden yoksundur. vicdan ve bilgi.

    uğraşmayın gerek yok. çürüdüklerinde saldırganlaşıyorlar. çünkü en sağlam argümanları erdoğan'ın sağlam iradesi.

    birey olarak iradeleri yok yani. usta dedikleri bir adamın iradesi ve ezberiyle yaşıyorlar hayatı. siktir edin.
  • basit bir durum var insanlığa dair; kimse kolay kolay haksız olduğuna, şu vakte kadar yanlış düşündüğüne, yanlış yaptığına ikna olmuyor... bu iktidar için de, muhalefet için de, apolitiği için de, darbeci için de, cemaatçi için de, anarşisti için de, troçkisti için de, yetmez ama evetçi için de geçerli bir durum.

    bir insanı hatalı olduğuna ikna etmenin en güçlü yolu ise bulunduğu hatalı/yanlış konumun, onun seçimlerinden dolayı değil de dış etmenlerden dolayı kaynaklandığına inandırmak. biraz karışık gelebilir ama basit örneklerle anlatırsak, bir arabaya arkadan çarptınız, trafik kazalarında arkadan çarpan her zaman suçludur, lakin suçu başkasına yükleyerek hatamızdan kurtulabiliriz, mesela çarptığınız kişinin fren lambaları bozuk olabilir, yanınızdan geçen minibüsçü sürekli korna çalarak dikkatinizi bozmuş olabilir, solunuzdan bir ferrari geçmiş siz de ona bakarken önünüzdeki aracın durduğunu görmemiş olabilirsiniz, kaldırımda mini etekli bir kız ayakkabısını bağlıyor olabilir vs vs vs.

    akpliler içinse yapabileceğimiz uygulayabileceğimiz yöntem ise, tayyip'in onlara büyü yaptığına, efsunladığına inandırmak. bir akp'ye oy verdiğini söyleyen birine tayyip erdoğan'dan duydukları en son cümlenin ne olduğunu sorun, cevap veremeyecektir, ama onun yerine onun ne kadar karizmatik bir lider olduğunu, tüm bu oyunlara rağmen dimdik durduğunu falan anlatacaktır. siz de diyeceksiniz ki, adam sizi büyüledi, yaptıklarını görmüyorsunuz, dediklerini duymuyorsunuz bile, el hareketleriyle, gözleriyle, sesiyle sizi efsunluyor, zehirliyor, kendi belediyelerinde haberlerden önce suya özel ilaçlar katarak sizi hipnotize ediyor bu işin arkasında da israil, mossad, cia var. bunun ilacı şu okunmuş pirinci koynuna koy, bu efsundan kurtulacaksın diyeceksiniz. böylece subje akp'ye oy verdiği için suçlu hissedecek ancak suçlunun başka biri olduğunu görünce de rahatlayacak ve o da büyücüyü suçlayacak. bir de 2-3 güne bir sözcü verin eline, çok hızlı kendine gelecektir.

    bence denemeye değer.
  • önceki seçimde ekonomi o denli kötüydü ki akp'ye hiç oy vermemiş kişiler bile oy verdiler. oy artışının çoğu cebini düşünen kobi'lerden geldi. bugün durum daha da vahim. kobilere anlatın lütfen bunu. yokuş aşağı olduk o gün bugündür ve artık ekonomik olarak uçurumun ucundayız. tekrar bu seferde oy verir iseniz direkt hep beraber batıyoruz, aynı gemideyiz.
hesabın var mı? giriş yap