• yusuf yerkel'in kazada yakınını kaybetmiş insanı yerde tekmelemesi, sonra da "ayağım uf oldu" raporu alması.
    pişkinlik, şımarıklık ve arsızlık daha önce hiç bu kadar güzel sembolize edilememişti.
  • adam demişki ecevit dönemi açlık, sefalet. ya küfür etmeyelim diyorum ama inatla kaşınıyorlar, algı yönetimi yacaklar sözde. ecevit dönemindeki sefaletten kasıt heralde 70'ler oluyor, sağ-sol çatışması ülkenin canına okurken bir de kıbrısa çıkartma yapmışsın bütün dünya sana ambargo koymuş sen refah içinde olcaksın, bu neyin kafası aslanım? ha diyorsan yapmasaydık çıkartamayı, soydaş olmalarını geçtim insanlar ölsün, tebrik ederim seni!

    başka bir taneside diyorki onu yaptı bunu yaptı hem kullanıyorsun hem küfrediyorsun. sanki babasının parasıyla yaptı, hepimizin parası ile 1'e mal olacak şeyi 5'e yaptırdı. çıkan işide görüyoruz üç beş sene sonra elimizde patlıyor. yok üçüncü köprüymüş, havaalanıymış, çevre yoluymuş, hepsi istanbulun son ormanlarını yok etmek ve ranttan başka bir amaca hizmet etmiyor. bir zahmet etrafınızda çevre bilimci arayında bu yapılan kıyımın kent ve insanlar üzerindeki etkisini araştırıverin yada üşenirseniz gelin ben izah edeyim ama işinize gelmez.
    trafik düzelecekmiş, arkadaş son on senede boğazın karşılıklı bir noktasından diğer noktasına geçişim 30 dakikadan 60 dakikaya çıktı, motosiklet kullanıyorum düşünün artık. her trafiği iyileştiriyoruz diye yapılan, yoluma dakikalar giydiriyor, birakın ellemeyin dağınık kalsın. büyük şehirlendeki trafiği yol yaparak çözemessiniz, bunu bütün dünya öğrendi bizimkiler ve yardakçıları öğrenemedi gitti.
    gazetecelir kin kusuyordu, hesap soruldu diyenler kabataşta deri eldivenli fetiş manyakları haberlerine inanıyor.
    deldikleri ambargo sayesinde bütün paramızı doğalgaza veriyoruzda kıçımız donmuyor, veremiyenler ise donarak ölüyor, o yandaş gazetelerinizden başınızı kaldırında ülkenin gerçek gündemini, haberlerini takip edin. birde demişki benzini 10 lira yapmamak için savaşıyorlar, şaka gibil. eminim çok kanlı bir savaş veriyorlardır, elin kıytırık ekonomili gürcistanın da benzinin fiyatı bizdekinin yarısı. doğu karadenizde millet benzini batumdan alıyor haberin vardır heralde.
    gelmişler bir de burda goy goy yapıyorlar, ya hadi yürüyün gidin işinize.
  • detaya girilirse sayfalar dolusu yazılacak bir konu ama kısaca herşey "alt kimlik, üst kimlik" sözleriyle başladı, "laik değilim, müslümanım" ile devam etti, "hukuk" hukuksuzluğa dönüştü, "bop eşbaşkanlığı'nın" getirisi "ortadoğuda karışıklık" oldu, ülke içinde ise en önemlisi eğitimin altından girildi üstünden çıkıldı, özel zenginler, sözde dindarlar türedi, "parlementer sistem" birilerini gerdi "başkanlık" hayali kuruldu ve bu günlere geldik. bütün bu olanların yanında iyi bir şeyler olduysa da pek değeri olmadı. bu 13 yıl, bazıları için rüya gibi geçti, bazıları için de azap dolu yıllardı. ama işte bir iktidarın görevi herkesi, her kesimi eşit şarlarda mutlu etmektir. olmayan işte buydu.
  • hukuka güven duyamamak,
    kısıtlanmış! özgürlük,
    korku imparatorluğu,
    kahrolası medya,
    mahvolan eğitim sistemi,
    aklın sürekli çocukta, eşte, anada babada olması. sokakta, caddede, hastanede, okulda, orada ya da burada ya başlarına bir şey gelirse diye endişe duymak,
    sandığa artan güvensizlik,
    rte'nin tek adamlığı,
    gitmeyi düşünmek, kalmak ve devam etmek zorunda olmak,
    istanbul... ah o güzel istanbul. istanbul'un yağmalanması,
    yeni güne dair hayal kuramamak, hayallerin varolabilme, yaşayabilme (nasıldan ziyade sürekli) telaşesi karşısında giderek azalması,
    babanın emekli maaşıyla geçinememesi,
    boktan bir hayat işte.

    yorulmak... evet yorulmak.
  • 3 kelime 7 hece, sövdürür kendine her gece.

    (bkz: recep tayyip erdoğan)
  • nezaket ve efendiliğin acizlik olarak görülmesine yol açan, hayatımızın tamamına hayvanlığın egemen olduğu, şahsiyetsizleştiğimiz, kişiliksizleştiğimiz, onursuzlaştığımız, utanma duygularımızı tamamen kaybettiğimiz, tüm değerlerimizin metalaştığı bir değişim çağıdır bu 13 yıl. toplumsal değişim maalesef hep olumlu olmuyor. kaybeden nesilleriz biz. harcanan, içi geçirilen, bir kuasar gibi enerjisini uzayın boşluğuna savuran nesilleriz biz. halbuki hoşgörünün egemen olduğu bir topluma evrilse idik kimbilir ne cevherler çıkarırdık. amerika'da yapılan sosyal bir deneyde ilkokul cağındaki erkek çocuğunun kızlara tokat atmanın ahlaki olmadığını söyletebilecek bir toplumsal bilinç maalesef bizde oluşamıyor. halbuki o çocuğu oluşturan atomlar bizim çocukları oluşturan atomlarla aynı yıldızdan patlayıp gelmedimi? ama bizdeki ya da bu orta doğu bataklığındaki nasıl bir ortam ise bu atomu bile değiştirmiş. o kadar umutsuzum ki hayvanlar bana çok daha asil geliyor.
  • (bkz: yol yapmak)

    tdk diyor ki:

    yol yapmak
    1. yol oluşturmak
    2. kandırmaya çalışmak, avutmak
  • sadece bugünden çıkan özet: yetiştirilerek ülkeye hediye edilen dindar bir nesil. (bkz: izmit'te kız kavgası)
  • yapilan ozellestirmeler vs yapilan hizmetler

    seklinde ozetlenebilir.

    memleketin para kazandiran her kurumu satildi

    hizmet sağlayan her kurum yap islet devret ile yapildi. aradaki para nerde ?

    yapilacak yeni yatirimlar yap işlet devret ile devlete devroldugunda ne kadar karli ve isletilebilir olarak kalacak o da ayri vir tartisma konusu.

    kisacasi sicak para uzerine kurulmus olan bir surecti. sicak para bittiginde ne olacağı merak konusu.
hesabın var mı? giriş yap