• bugün bir e-posta geldi. arkadaşın arkadaşa gönderdiği cinsten. başlığı "chp'nin yaptıkları, akp'nin sattıkları". sanıyorum chp tarafından hazırlanmış. ancak ben buraya öncelikle akp'nin sattıkları kısmını taşıyacağım. chp'nin yaptıkları kısmında ise cumhuriyet döneminde atatürk önderliğinde yapılanları sahiplenip, ucuz propaganda yapmak dışında bir şey yok. maalesef akp'ye karşı yürütülen kişiliksiz muhalefetin izleri burada da görülüyor. sanki recep tayyip'i meclise sokan kendileri değilmiş gibi bir de rte'ye laf etmişler. neyse... ama bazı gerçekler var. şimdi gelelim akp'nin sattıklarına, ilgili kısımları aynen kopyalıyorum;

    ***
    2003 – akp lideri tayyip erdoğan'ın adli sicilini temizleyen yasa kabul edildi.
    2003 – seka balıkesir işletmesi satıldı.
    2003 – taksan takım tezgahlarısanayi satıldı.
    2003 – tzdk sakarya traktör işletmesi satıldı.
    2003 – petkim standart kimya şirketi satıldı.
    2003 – tekel çankırı kaya tuzlası satıldı.
    2003 – seka aksu işletmesi satıldı.
    2003 – sümerbank nazilli basma fabrikasısatıldı.
    2003 – ormanların satışını öngeren yasa kabul edildi.
    2003 – kuşadası limanı satıldı.
    2003 – seka kastamonu işletmesi satıldı.
    2003 – gerkonsan gerede çelik konstrüksiyon ve teçhizat fabrikaları satıldı.
    2003 – trabzon, dikili limanı satıldı.
    2003 – seka taşucu tersane alanı satıldı.
    2003 – seka çaycuma işletmesi satıldı.
    2003 – tcdd izmir limanı satıldı.
    2004 – seka karacasu işletmesi satıldı
    2004 – ebk manisa et ve tavuk kombinası satıldı.
    2004 – eti bakır işletmeleri satıldı.
    2004 – tekel sekili tuzlasısatıldı.
    2004 – bursa gaz satıldı.
    2004 – eti elektrometalurji satıldı.
    2004 – sümer holding bakırköy işletmesi satıldı.
    2004 – kütahya şeker fabrikası satıldı.
    2004 – thy'deki kamu hisselerinin %23'ü satıldı.
    2004 – eti gümüş satıldı.
    2004 – seka ardanuç işletmesi satıldı.
    2004 – sümerbank diyarbakır işletmesi satıldı.
    2004 – çayeli bakır işletmeleri satıldı.
    2004 – tügsaş’a ait gemlik gübre sanayi satıldı.
    2004 – tekel alkollü içkiler sanayi satıldı. (iki yılı ödemesiz 292 milyon dolara alan şirket 2 yıl sonra 920 milyon dolara amerikalılara sattı. devlet yaklaşık 600 milyon dolar zarar ettirildi.)
    2004 – tekel içki bölümünün satışının ardından 9 fabrika kapatıldı.
    2004 – esgaz satıldı.
    2004 – etikrom satıldı.
    2004 – tümosan türk motor sanayi satıldı.
    2004 – igsaş(istanbul gübre sanayi) satıldı.
    2005 – sümerbank manisa pamuklu mensucat satıldı.
    2005 – seka'ya ait üretim yapan 120 tesisin yıkımı tamamlandı.
    2005 – şeker kurumu ve idari birimleri bakanlar kurulu kararıyla kaldırıldı.
    2005 – sümerbank beykoz deri ve kundura satıldı.
    2005 – seka izmit işletmeleri satıldı.
    2005 – eti seydişehir alüminyum satıldı.
    2005 – tügsaş’a ait tekirdağ depoları satıldı.
    2005 – türk telekom (iki yıllık karına) yabancılara satıldı.
    2005 – adapazarı şeker fabrikası satıldı.
    2006 – tüpraş satıldı.
    2006 – thy'daki kamu hisselerinin %28’i daha satıldı.
    2006 – erdemir satıldı.
    2006 – büyük ankara oteli satıldı.
    2006 – tekel kaldırım, yavşan ve kayacık tuzlaları satıldı.
    2007 – tcdd derince limanı satıldı.
    2007 – deveci maden sahası işletme hakkı satıldı.
    2007 – araç muayene istasyonu i ve ii. bölgeleri satıldı.
    2007 – tcdd mersin limanı satıldı.
    2008 – petkim satıldı.
    2008 – tcdd bandırma ve samsun limanları satıldı.
    2008 – ankara doğalgaz üretim'e ait 9 santral satıldı.
    2008 – tekel sigara sanayi işletmeleri satıldı.
    2008 – tekel'in adana, malatya, tokat, bitlis ve samsun sigara fabrikaları geniş arsalarıyla birlikte yabancılara satıldı.
    2008 – tekel'in sigara bölümünün satışının ardından istanbul, adana, bitlis, malatya ve tokat sigara fabrikaları kapatıldı.
    2008 – türkiye genelinde 60 yaprak tütün işleme tesisi kapatıldı.
    2009 – başkent elektrik dağıtım satıldı.
    2009 – meram elektrik dağıtım satıldı.
    2009 – kastamonu, kırşehir, turhal, yozgat, çorum ve çarşamba şeker fabrikaları satıldı. (bu fabrikalarda sadece iki yıllık karına yabancılara satılmıştır.)
    2009 – iller bankası’nın tasfiyesi için yasa hazırlandı.
    2009 – güneydoğu sınırındaki arazilerin yabancılara satılması için yasa çıkartılmış olup, bu toprakların yabancılara devri için hazırlıklar devam etmektedir.

    not: bu listede yer alan kurum ve işletmelerin büyük bir çoğunluğu özelleştirme adı altında geniş arazileri ile birlikte önce akp ve cemaat yandaşı kişilere çok ucuza satılmış, onlarda bir iki yıl sonra 4-5 katı fiyatla genellikle yabancılara satmışlardır. türkiye cumhuriyeti bu yolla milyarlarca dolar zarara uğratılmış, akp ve yandaşları ise devletin üzerinden milyarlarca dolar kazanmışlardır. bu arada satılan bu kurumlardaki onbinlerce çalışan da sokağa atılmıştır.

    akp bu eserleri satarken bir taraftan da cumhuriyet tarihinin en çok borçlanan iktidarıdır. akp döneminde (2003-2009) sadece 7 yılda tüm cumhuriyet tarihindeki hükümetlerin toplam borçlarından daha fazla borç yapılmıştır (450 milyar tl). dış borçlar ise 269 milyar dolardır. diğer taraftan, bu kadar satışa rağmen sadece 2009 yılında akp hükümetinin bütçesi cumhuriyet tarihinin rekorunu kırarak 52 milyar tl açık vermiştir.
    burada bahsedilmeyen daha birçok kamu kurumunun, ormanların, limanların ve hatta okulların satışı ve tasfiyesi için hazırlıklar yapılmakta ve yasalar hazırlanmaktadır.

    işin en acı belki de en trajikomik yanı ise; akp tarafından satılan, tasfiye edilen veya satılacak kamu işletmelerinin hemen hemen tamamı tayyip erdoğan’ın karaladığı ve
    “chp iktidarında şu ülkede bir taş üstüne taş kondu mu?”
    “chp’ye soruyorum; yahu senin bu memlekette dikili bir ağacın mı var?”
    “bu cibiliyetsiz (soysuz) partinin bu ülkeye hiçbir katkısı olmamıştır”
    “biz bu chp’nin cemaziyelevvelini (tüm geçmişini) biliriz, hiçbir eserleri, emekleri yoktur bu ülkede”
    dediği chp iktidarında hiçbir borç alınmadan ülkeye kazandırılan eserlerdir.

    ***

    evet durum bu. ama burada gözden kaçan bir şey var. tamam diyelim ki özelleştirme güzel iyi bir şey, devlet sırtından kamburları attı ve gelir elde etti. peki nerede bu bu özelleştirmenin güzel yanları?

    yani bu giden kamburlar ile çevikleşen devlet nerede? daha refah, daha müreffeh bir türkiye'de mi yaşıyoruz? ülkenin iç ve dış borcu mu azaldı? yoksa kişi başı düşen gelir mi arttı?
    veya bu sağlanan gelirlerle yapılan yatırımlar nerede? köylüye, çiftçiye kredi mi verildi? hayvancılık mı desteklendi? gap projesi mi bitirildi? her ile metro mu geldi? ulaşım sorunu mu çözlüdü? yeni limanlar mı yapıldı?

    yani üstüne bastıra bastıra soruyorum. bu paralar ile ne yapıldı? ha ne yapıldı!!
  • insan onur ve ahlakı da bu satılanların arasındadır.

    1 kilo makarna, 3 torba kömür karşılığında oy satılması veya yardım adı altında son kullanma tarihi geçmiş ürünlerin insan sağlığını hiçe sayarak muhtaç durumdaki insanlara dağıtılması da hep bu dönemde gerçekleşmiştir.
  • ünlü malı ye bakanı unakıtan efendi hazretleri vakti zamanında "özelleştirmede sata sata bitiremiyoruz. bu kadar komünist bir ülkeymişiz. komünizmin ağdalısı olmuşuz. her şey devlete ait. özel teşebbüsün elinde bir tek berber dükkánları kalmış. satmaya devam edeceğiz." diye buyurmuştu.

    ama gelinen noktada diyebiliriz ki "bitti", "bitiyor".

    adamlar senin benim herkesin hakkını kendi mallarıymış gibi sattılar. kısa sürede çok zenginleştiler. ama diğer taraftan halk da fakirleştikçe fakirleşti... bu satışlardan nemalanalar da ekonomi süper falan deyip durdu... evet senin ekonomin iyi de peki ya halkın...

    uyanın artık!
  • ar, namus, haya, ahlak, hukuk, adalet, onur...
  • bir de akp'nin sattığı her yerde sanki bütün çalışanlar mesai saati boyunca kazak filan örüyormuş, ilkokul mezunuymuş, yaptıkları tek bir şey yokmuş gibi üste çıkılmıyor mu buna tav oluyorum arkadaş.

    o özelleştirilen yerler sonucunda kaç mühendis işsiz kaldı, kaç üniversite mezunu işsiz kaldı, kaç kalifiye eleman kapatılan fabrikalar sonucu işsiz kaldı,, bunla ilgili bilginiz var mı?

    varsa yoksa bi bellemişiniz, 1 kişilik işi 4 kişi yapıyor, oturup kazak örüyorlar argümanını, komunizm ne bilmeden komunistlikten öte bi hantallıktı demeyi.

    tamam anladık çevrenizde işsiz kalmış bir mühendis filan yok bu özelleştirmeler sonucunda da, size kim bu özelleştirme anlayışını verdiyse bütün devlet kurumlarına siyah bir propaganda gözlüğü ile bakıyorsunuz. devlet kurumudur, komunisttir, 4 kişi 1 işi yapar, kazak örerler. kapatalım bunları da işten çıkartalım gitsin. mantık bu.

    hayır yani madem bu kadar üstün liyakat belirleme hasletiniz var.
    bi de bana şunu deyin.
    devlet malını 100 e veriyor iktidar, alıcı çevre illaki şu 7.4 yetmedi mi zihniyetinin mahsulü olan yerli cemaat çevreler, onlar da alıyor 300 e veriyor bi yabancıya.

    mal en nihayetinde yabancıya gidiyor, cemaat kesimi devletin yok fiyatına sattığı yerden 3 misli kar yapıştırıyor.
    cemaatte yakın olmayanlar hariç herkes işinden oluyor buna üniversite mezunları ve kalifiye elemanlar da dahil.

    eee? liyakat dediğin devlet üzerinden 200 kar eden cemaat çevrelerine gelince niyeyse hiç bahsedilmiyor.
    lokum gibi kar ediyor bu adamlar devletin malı üzerinden, bizim işsiz bıraktığımıza gelince "yav sen bütün gün örgü ördün yeter"
    ulan sen naptın da 200 ü kazanacak hakkı ve layıklığı kendinde buldun? diye sormuyorlar adama.

    ulusal ekonomi bilinci yok, milli devlet olma bilinci yok, ben işsiz kalmadığıma göre sorun yok, işsiz kalanlar zaten komunist sistemin atıkları, 4-c ye bile razıyım ne güzel 1 ay tatili var, özelleştirilen yerlerle ekonomimiz iyiye gitti bakın kredi notumuz arttı vs. vs.

    mantık bu. imf kredi notunu arttırdıysa ekonomi müthiş.
  • "akp'nin bu forward mail'de yazılan teşekkülleri satıp üstüne para kazanması şart değildir." şeklinde savunulan satışlardır. hatta köhneleşmiş devlet kurumlarından, bankamatik çalışanlarından falan bahsedilerek olumlu gösterilmeye çalışılmıştır...

    doğru köhneleşmiş, kemikleşmiş kamburların temizlenmesi lazım. ama bu satışlarla yapılan bu mu? kesinlikle hayır. çünkü bu yerler köhneleştiği veya hantallaştığı için değil çok yüksek miktarda gelir getirebileceği için satılmaktadır. bu kurumların hepsi yıllarca üzerine -vergilerimiz ile- yatırım yapılmış, arazisi, taşınmazı ve altyapısı ile muazzam noktalara ulaşmış kurumlardır. yani limanların, türk telekom'un, petkim'in seka'nın, tekel'in hangisi hantal olduğu için satıldı? peki özelleştikten sonra mesela türk telekom'dan daha iyi hizmet almaya mı başladık? hizmetleri mi ucuzladı, kalitesi mi yükseldi? adamlar anca fatura kesiyorlar...

    et balık kurumu satıldı... ülkede et krizi başladı... bu arada hadi diyelim hantal kurumlar satıldı, özelleşti, ekonomiye katkı sağladı... eee hani yeni yatırımlar, hani yeni iş kolları, hani kişi başı artan gelir, hani istihdam, hani yükselen refah seviyesi. hani? anca işsizlik arttı, anca fakirlik arttı, anca borç arttı...

    bu arada köhneleşmeden veya devletleşmeden şikayet eden akp'liler -milli eğitim bakanlığı'ndan daha çok ödenek alan- diyanet işlerine çatır çatır imam almaktadır. diyanette 1 yıl çalışıp asaleti tasdik olan imam ise devlet memuru olarak istediği bir kuruma atanmaktadır. sonra 30 matematik öğretmeni atanırken 3000 din öğretmeni atanmaktadır. eee bunları da açıklayın o zaman? şu devlet kurumlarındaki kadrolaşmayı bir anlatıverin bakalım... hani köhneleşmeye karşıydınız... devlet dairelerine doldurduğunuz bıyıklılar çok iyi iş mi çıkarıyor, maaşlarını çok mu hak ediyor? ha?

    ya da 2-3 yılda akıl almayacak paralar kazanan adamları açıklayıverin. bakın burada yazıyor. (bkz: akp'li)

    ne desem bilemiyorum. bu yalan, riya, çarpıtma, alçaklık karşısında diyecek bir şeyim kalmadı.
  • aslında cevap vermeye bile değmeyen saçmalıklarla savunulan satışlardır ama madem bahsi geçti açıklamaya çalışayım.

    et balık kurumu; satıldı... peki satın alanlar ne yaptı? neredeyse tüm fabrikaları ve üretim tesislerini kapattı. neden acaba?
    kaçak hayvan şu bu... hikaye. amaç türkiye'de hayvancılığı bitirmek, bu konuda bile yurt dışına muhtaç edilmek, kendini bile besleyemeyen bir ülke yaratmak... tabii bu arada birileri de yurt dışında kedi köpek maması olarak kullanılan etleri ucuza ithal etsin, satsın, çok para kazansın... ayrıca devletin kasaplık yapması ile hayvancılığı desteklemesi arasındaki farkı bilmeyenlere de ne desem bilemiyorum.

    telekom; gelişen teknoloji ile hızlı ve ekonomik iletişim imkanlarına sahip olmak ile, yabancı bir şirkete 2-3 yıllık karı karşılığında devredilmiş bir kurum ile ülkece kazıklanmamız arasındaki farkı bile anlayamayacak kadar eksik beyinler var demek ki. vakti zamanında takoz gibi cep telefonlarına da servet dökülmüştü hatırlarsanız. ama teknoloji ilerledikçe kimi şeylere ulaşma imkanı ucuzladı ve kolaylaştı. ama bu başka, benim her ay elin yabancısına sabit ücret adı altında haraç ödemem başka. arada fark var. bu arada gören de fiber optik kabloyu falan özelleştirme sonrası telekom'a alınan mühendisler buldu sanacak.

    limanların durumu; kurtuluş savaşı sırasında mustafa kemal ve arkadaşları için ölüm fetvası çıkarıp, yunan'a direnmek allah'a direnmektir diye konuşmalar yapan adamların torunları bugün çıkmış kurtuluş savası ile elde edilenleri sorguluyor. hadi onu geçtim bugün abd, israil ve ab önünde diz çökmüş bir iktidarı destekliyor, onun şakşakçılığını yapıyor. ha siktir derler adama. limanlara gelirsek. birileri büyük paralar kazanıyor ama ülke ekonomisine yani saba bana bir katkı yok. bu işi planlayacak yetkililer de tısss...

    enerji dağıtım kurumları; dünyada benzin ucuzluyor türkiye'de zam var. rafineriden 80 kuruşa çıkan benzin iç piyasada neredeyse 4 lira. 4 liranın neredeyse %70'i de vergi. bu arada çok pahalı olduğu için iç piyasada satılamayan benzin 82 kuruştan bulgaristan'a satılıyor. ha keza doğalgaz ha keza elektrik. bir de çıkmış nükleer enerji diyor allahın malları. ulan kaçak elektrik tüketimi %40. ama bu mallar nükleer enerji santrali ile sağlanacak %2 enerji katkısının hesabında. iletim hatlarını yenilesene, kaçak elektrik kullanımının önüne geçsene. generalleri sahte planlarla içeri atma gücün varken kaçak elektrik kullananları durdurmaya neden gücün yok?

    yani ne deyim ki. cidden bu adamların beynini incelemek lazım. nasıl bu kadar akılsız olunabiliyor bakmak lazım.
  • bu satışlar ile elde edilen gelirlerle tek kuruş iç veya dış borç kapatılmış mıdır acaba?
    bu satışlar ile elde edilen gelirlerle tek kuruş yatırım yapılmış mıdır acaba?

    ama bu satışlar ile elde edilen gelirler ile birilerine villalar, jipler, gemiler alındığına eminim. hayır diyen varsa örnek versin.

    ***
    din öğretmeni meselsine gelirsek. ne demişiz 30 matematik 3000 din öğretmeni... bir gerçeğe dikkat çekilmeye çalışılıyor burada. ama bir kısım akılı çıkmış 2009 yılındaki atamalardan bahsediyor. ulan hayatınız yalan be. buyrun;

    chp yalova milletvekili muharrem ince milli eğitim bakanına söyle sormuş;

    "akp iktidarının 2002 kasımından bugüne gelindiğinde, altı yıl içerisinde, ben bir fizik öğretmeni olarak, türkiye cumhuriyeti devletinin altı yılda aldığı fizik öğretmeni sayısını buradan söylemek istiyorum. bu sayı 266'dır, altı yıldaki sayı. bu süre içerisinde din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni sayısı 7.395'tir. neden?... son altı yılda alınan felsefe öğretmeni sayısı 773. neden?"

    eski milli eğitim bakanı hüseyin çelik de şöyle cevap vermiş;
    "şimdi, fizik öğretmeni az atamışız. bakın değerli arkadaşlar, şimdi meclisin huzurunda, milletin huzurunda bir şey söylüyorum: türkiye'de şu anda 532 fizik öğretmeni fazlamız var. geçmiş yıllarda bu işlerin hesabı kitabı yapılmamış arkadaşlar, 532 fizik öğretmeni fazlası var. şimdi, herkes şunu bilir ki fizik dersi lisenin sayısal bölümlerinde verilen bir derstir ve bunun müfredatımız içerisindeki yekûnunu hesapladığınız zaman ortaya çıkan rakamla ilköğretim dördüncü sınıftan itibaren anayasal olarak zorunluluk olan din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin haftalık ders saati ve toplamda öğretmen ihtiyacı ve gereksiniminin çok çok farklı olduğunu eğitimden anlamayan insanlar bile bilir. dolayısıyla, burada "felsefe az atandı..." felsefe dersi sadece liselerin sözel bölümlerinde okutulan bir derstir değerli arkadaşlarım."
    ***

    bilmem anlatabildim mi? bu arada başbakan, bakanlar, valiler, kaymakamlar, bürokratlar... büyük çoğunluğu imam hatip kökenli. ülkeyi imamlar yönetiyor dersek de yanlış olmaz herhalde. sadece imamlar. iş bilmeyen ama imam olduğu için atanan adamlar...
hesabın var mı? giriş yap