• tarihin affetmeyeceği insanlar.tıpkı nazi almanyası'na destek veren almanlar gibi.
  • ideoloji bataklığına saplanmadan düşünebilen, konuşan ve oy kullanan insanlardır. tek dertleri biricik vatanlarında inandıkları gibi yaşamaktır. aralarında elbette örümcek kafalı, kendilerine yapılan ötekileştirmeyi şimdi başkalarına yapmaktan geri durmayan dangalaklar vardır. fakat genel olarak alevisinden sünnisine, dindarından ateistine, türkünden kürdüne herkesin huzur içinde ve inandığı şekilde yaşamasını savunurlar. sanal alemde kendilerine pervasızca saldıranlara karşı bile olabildiğince hoşgörülüdürler.
    selametle...
  • 10 ağustos 2014 seçimleri için konuşacak olursak,

    çatı adayı ekmeleddin ihsanoğlu'na oy veren 15 milyon ve büyük çoğunluğunun bu adaya verebilecekken boykot edip sandığa gitmeyen 15 milyon oyun toplamından en kötü ihtimalle 5-6 milyon eksik kişidir.

    hee gördük gördük
    boykot, sokak, özgürlük, bağzı...
  • kuzu kuzu oy veren bazı vatandaşlara nazaran inandıkları adaya oy verme güzelliğini yaşayarak demokratik haklarını kullanmış olan kişilerdir.
  • öyle veya böyle,
    o veya bu sebeple,
    hırsızlara/yüzsüzlere oy vermişlerdir.
  • egemenligin kaymagi. evet dogru okudun, kaynak degil kaymak.
  • her biri ayrı ayrı birer bireydir.
    ve hepsinin birbirine benzeyen veya benzemeyen ama tıpatıp aynı olmayan bir hayat serüveni vardır.
    onları bu partiye oy vermeye iten bir sebep olabilir.
    saygı duymak gerekir.
    bu tıpkı trafikte yayalara veya diğer araçlara tebessüm ederek yol vermek gibidir.
    ya da batı toplumunda olduğu gibi yolda karşılaştığın ismini dahi bilmediğin insanlarla selamlaşmak gibidir.
    saygı ve sevgi zordur. ama kolaydır. meyvesi çok lezzetlidir.
    ihtiyacımız vardır.
    öfke mi?
    bu zamana kadar öfke ile kalktık zararla oturduk. değdi mi?
    hiçbir şeye değilse bile alnımızdaki kırışıklara yazık.
    hiç değilse yanaklarımızda gülümseme izleri ve gamzeler olabilirdi.
  • dert eden zihinin; kendi problemidir.

    garip, zihnimizin algı sınırları dışında kalan şeyler için kullandığımız bir kavram ise; ne kadar az algılarsak o kadar çok garipseriz mantığı oluşur.

    ne zihnimizin problem gördüğü şeyi herkesin sorun olarak görmesini bekliyoruz ki; bu zihnimizin kavrayamadığı bir durumdur ve aslında onun bir sorunudur.

    bir elist, monşer, laik vb kişinin özgür olmak anlayışı ile bir amele, muhafazakar vb sosyal grup için aynı şekilde olmaz...

    asıl bu durumu kavrayamamak ve o grup veya grupları zeka yoksunu görmek eşek mertebesi altında bir ahmaklık olur. hele bildiğini iddia eden biri için
  • içlerinden 1 yada 1 kaçı son dakika golüyle bedelliye gitti. anladınız siz o tarihi
hesabın var mı? giriş yap