• 10 sene önce gayet normal olan bir durumdu. akp ileriyi temsil ediyordu o zamanlar. hala yapıyorsa öeh denebilir.
  • yok öyle biri ben göremedim
  • oksimoron başlık.
  • muhtemelen bir ihale almak isteyen veya kariyer basamaklarını hızlı çıkmak isteyen insandır. akp'nin kendi yöneticileri bile eğitim seviyesi arttıkça aldığımız oy oranı düşüyor diyor.
  • yancıdır onlar kazanınca o da kazanıyordur
  • bir şekilde, doğrudan veya dolaylı olarak devlete yaslanmış insandır. sayıları tahmin ettiğinizden çok daha fazladır.
  • yok oyle bir insan
  • öyle bir şey olduğunu düşünmüyorum (bkz: hani nerde)
  • iyi eğitimli insanlar karakter sahibi olacak diye bir şey yok ki. ne yazık ki okullarımızda vicdan, ahlak gibi değerler tam manasıyla verilemiyor.(bu tamamen ailesel ve sistemsel bir sorun) hal böyle olup kişisel menfaatler devreye girince herhangi bir partiye ve örgüte yamanmak da garip kaçmıyor.
  • akp'ye oy vermis iki kisi taniyorum. biri 75-80 yasarinda world bank'te mudurluk (genel degil, yoresel) yapmis cok zarif bir bey, biri de 83'lu iktisat ve siyaset uzerinde caismis bir hanim.

    birinci sahis, yasli bey, liberal ekonomi destekcisi oldugundan ozellikle ilk zamanlarda akp'ye destek vermis. kisisel/ideolojik olarak da kendisi cok batili bir hayat tarzi ve ingiliz karisi olmasina ragmen cerkes asilli oldugu icin derinden cok anti-ataturkcu ve anti-cumhuriyetci bir damari var. ancak o 2013'ten beri filan akp'ye destek vermiyor bayagi bir zamandan beri de tamamaen karsi.

    ikinci sahist, son derecede modern bir hayat tarzi olan genc bir kadin. ailesi cok cok cok koyu demokrat parti destekcisi, dedesi demokat parti zamaninda ust duzey siyasetcilik yapmis. bunun yaninda da annesi babasi 70'lerin agir burjuva komunistlerinden. zaten akp demokrat parti ile bolsevik ruhunu birlestiren bir akim oldugu icin de kendi ideolojilerine uyuyor.

    su iki sahisin ortak noktasi, akp'nin kamu alanini ve kamu kurumlarini islamilestirmesi, kendi hayatlarini etkilemiyor. birinci sahisin guzel ingiliz karisi hristiyan oldugu icin ve kizlari ingiltere'de yasayip zengin bir ingiliz erkegi ile evlendigi icin, ne torunarinin gelecegi, ne de kendi hayat kalitelerinden odun vermek zorunda degiller. cocuklarini bu ulkede okutmak zorunda degiller mesela. o beyin karisi mahalle baskisindan basini kapatmak zorunda kalmayacak.

    yani kamu kurumlari, devlet okullari, devlet hastaneleri, sokak, halk plajlari, sehir parklari, vesaire gibi dis dunyada yasamak zorunda olmayan insanlar icin, sunni ve yobaz olmayan ortalama bir insanin maddi imkani olmadigi icin kurtulamayacagi mahalle baskisi, dini fasizm, cinsiyet ayrimciligi, cinsel saldirganlik, spor ve hareket kisitlamalari, kulturel kitlik, onemli bir sey degildir. cunku o parayi verip kendi refah alanini satin alabiliyor. bir avrupali'nin yasadigi minimum refah ve kulturel/dogal estetik seviyesini de bu ulkenin halkina layik gormuyor.
hesabın var mı? giriş yap