• soluksuz izlediğim ve neden sözlükte konuşulmadığına hayret ettiğim film.

    --- spoiler ---

    trafik kazasında belden aşağısı tutmayan bir engelli adamın kocaman, şahane evinde yalnız yaşamıyla başlıyor film. sonra bir gün kapı çalıyor ve üst kattaki odayı kiralamak için bir kadın ve ufak kızı geliyor. birlikte yaşamaya başlayan ev sahibi ve kiracı kadın iyi anlaşıyor, görünürde. mühendis olan ev sahibi bodrum katında çalışmalarını sürdürdüğü sırada duvarın arkasından bazı insan sesleri duyuyor ve film işte burada başlıyor. filmin ilerleyen zamanlarında çok zekice bir soygun izliyorsunuz, soluğunuzu tutup bırakamıyorsunuz.

    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---

    türkçesiyle "tünelin ucunda", ingilizcesiyle "at the end of the tunnel", 2016 arjantin yapımı suç-gerilim filmi. rodrigo grande'nin senaryosunu yazıp yönettiği filmin başrollerinde clara lago, leonardo sbaraglia, federico luppi, pablo echarri ve javier godino yer almışlardır. 2 saat uzunluğundaki filmin imdb.com puanı da 7,1/10 gibi yüksek bir ortalamadır.

    konusu
    joaquin (sbaraglia) tekerlekli sandalyeye mahkum, sakince hayatını sürdüren bir adamdır. evindeki bir odayı striptizci bir kadın (lago) ve kız kardeşine kiralamasıyla mülayim hayatı renklenir. joaquin, bir gece zemin katta bilgisayar tamiri yaparken, duvarın arkasından gelen belli belirsiz bir sesle irkilir ve kulağını duvara dayar. böylelikle galereto (echarri) liderliğindeki bir hırsız çetesinin yandaki bankayı soymak için tünel kazdıklarını anlaması uzun sürmeyecektir. joaquin, bu soygun planını boşa çıkartmak için harekete geçer.

    imdb.com - http://www.imdb.com/title/tt5133308/

    wikipedia - https://en.wikipedia.org/…/at_the_end_of_the_tunnel

    trailer - https://www.youtube.com/watch?v=r1381mj6j58

    --- spoiler ---
  • pek hoj bir ispanyol filmi.

    her sahnede bir tık daha yükseltiyor gizem olgusunu. tılsımı tadında.

    --- spoiler ---

    betty'ye mistik güç yüklemesi yapıldığından dolayı, adamımızı iyileştireceğini aklından geçirmeyen yoktur. çünkü çok fazla mutlu sonla biten filmler izledik.

    bir amerikan filmi olsaydı, evi satıp küçük bi sahil kasabasına yerleşirler, kalan parayla da adamın sağlığına kavuşması için harcanırdı.
    bu keskin çizgiyi lapss diye masaya vuran ispanyol sinemasına sonsuz teşekkürler.

    gerilim sahnelerindeki o gereksiz uzatmaları kısa kestiği için ekstradan takdirimi kazandı ayrıca.

    son olarak;
    ''kaderini ya bir kadın, ya da şans belirler''

    --- spoiler ---
  • süre olarak 2 saat sürse de geriliminden ve sürükleyiciliğinden taviz vermeyen güzel arjantin-ispanya ortak yapımı gerilim ve suç filmi. filmden sonra en çok aklımda kalan ya da muhtemelen sizin de kalacaktır, la cara oculta filminde belen karakterine hayat vermiş clara lago'nun o muhteşem şirinliği ve çekiciliğidir. bu filmde de bertaolarak rolünün hakkını veriyor.
  • bir erkeğe en çok zekayı yakıştıran bir despirit olarak, joaquin karakterini canlandıran leonardo sbaraglia'nın oyunculuğunu ziyadesi ile beğendiğim filmdir.
  • tünel adıyla ayrıntı yayınları'ndan 2000 yılında yayınlanmış olan ernesto sabato romanı. kitabın arka kapak yazısı:
    yirminci yüzyılın ilk yarısında yazılmış; ama insanlık kadar eski, insanlar yaşadıkça var olacak ruh hallerinin dibine kazılan bir "tünel" bu kitap. özdeşlik arayışı, aşk, tutku, şüphe ve cinayet... sıradanlığın ve sanatçı ruhunun, aklın ve içgüdünün birbirine karıştığı girdaplarda soluk soluğa bir yolculuk. bizi götürdüğü yer ise daha ilk cümleden belli: ben "juan pablo castel, yani maría ıribarne'yi öldüren şu ressam..."varoluşçu bir anti-kahramanın cinayet itirafnamesidir tünel. fransızcaya çevrilmesini albert camus'nün önerdiği, graham greene'in hayranlıkla karşıladığı bir başyapıt. ernesto sàbato'nun felsefi ve edebi evrenindeki yolculuğunun da ilk adımı.tünel, çağımızın temel entelektüel sorunlarını, toplumların ve ruhlarımızın karanlık, izbe köşelerini didikleyen bir üçlemenin ilk kitabı.yaratıcılık, dışavurum, istense de istenmese de, sonuçta, en azından tek bir kişiyle duygudaşlık, anlamdaşlık için değil midir?ya böyle bir kişiye rastlarsa yaratıcı?işte, ressam castel'in öyküsü böyle bir rastlaşmayla; maría'yla başlar. kurtarıcısını, tüneldaşını bulmuş gibidir. marazi bir ruh taşkınlığıyla sarılır maría'ya...aşkın, takıntının, kuşkunun, kıskançlığın, sıkıntı ve deliliğin kol gezdiği castel'in dünyasında gerçeklik duygusu adım adım yitirilir. geride ne yaratıcı, ne de yaratı kalır. cinayet de çözümsüzdür, kalıcı olan tek şey sonu gelmeyen kuşku döngüsüdür.iflah olmaz aşkları, ruh tutulmalarını bilenler için.
  • karakter derinliği, tür itibariyle de, oldukça yoksun olmasına karşın; özellikle ışık kullanımı ve oyunculukların (başroldeki performans çok iyi) hakkının verilmiş olması dolayısıyla başarılı bir film. soluksuz izletiyor ve geriyor da geriyor. yapmak istediğini başarıyor velhasıl. filmdeki esaslı hikayelerin konuları "geçiştirilmek" için ağır. olay örgüsünde sonradan olacaklara -ya da olmuş olanlara- dair işaretler de olması gerekenden fazla belirgin kanımca. yine de seyir zevki yüksek.

    --- spoiler ---

    kurabiyelerin nerede kullanılacağını bekledim durdum. kendisini acısız şekilde öldürebilmek için kullanacağını ya da kazı ekibinden birine ikram filan edeceğini sanmıştım esas adamımızın. ammavelakin; güzel bağlamışlar. yaşlı amcam da çok başarılı; ayrıca analım.

    --- spoiler ---
  • tek sıkıntısı tempo sorunuydu bir gazla başladı yavaşladı hızlandı sonra bir vites daha düşürdü finali de normaldi...oyunculuklar iyi mekan tasarımı fevkalade ince detaylar iyi düşünülmüş...
  • ispanyol/arjantin sineması iyi film yapabilmek için öyle yüksek bütçelere büyük prodüksiyonlara ihtiyaç olmadığının, iyi bir senaryo ve oyunculuk ile de şahane filmler çıkabileceğinin kanıtı niteliğinde, bu film de onlardan biri.

    --- spoiler ---

    filmde berta karakterini canlandıran clara lago'nun bir dans sahnesi var ki birlikte seyrettiğim kız arkadaşım "ben bile etkilendim" dedi, varın gerisini siz düşünün.

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap