• türkçe meali şu şekilde yapılabilecek olan kuran suresi.

    1. yaratmış olan efendinin adına oku/duyur!
    2. insanı (rahme) tutunmuş bir sülükten yarattı!
    3. oku/duyur! senin efendin en üstün olandır.
    4. o, kalemle (yazılmış kutsal kitaplarla) öğretti/mesajını iletti!
    5. insana bilmediğini (elçileriyle) öğretti/insanlığa vahiyle seslendi!
    6. insan, mutlaka taşkınlık eder;
    7. kendini zengin/yeterli görmesinden dolayı...
    8. (öldükten sonra hesap için) dönüş efendinedir!
    9-10. ne dersin engelleyene; namaz kıldığında bir kulu...
    11-12. ne dersin? ya o (namaz kılan) doğru yolda idiyse veya erdemli olmayı öğütlediyse...
    13. ne dersin? ya o (engelleyen) yalanladı ve yüz çevirdiyse...
    14. allah'ın görmekte olduğundan habersiz mi?
    15. eğer vazgeçmezse, o alnı tutup sürükleyeceğiz!
    16. o yalancı ve günahkar alnı...
    17. çağırsın aşiretini!..
    18. biz de zebânileri (cehennem meleklerini) çağıracağız!
    19. ona (o zorbaya) itaat etme! secde et(meye devam et) ve (efendine) yaklaş!
  • vahyedilen ilk suredir ve 19 ayete sahiptir. toplam 285 (19x15) harf içerir. ilk etapta verilen 5 ayetin 19 kelimesi vardır ve bunlar da 76 (19x4) harften oluşur.
    son vahyedilen sure olan nasr da, toplam 19 kelimeden oluşur.
  • peygamberin kuranla tanıştığı ilk sure.
  • ikra (oku), bi-ismi (ismiyle) rabbikellezi (rabbin) halak (halk eden/yaratan).

    oku, yaratan rabbinin adıyla.

    neyi?

    geriye dönelim. anlatı şöyle başlıyor:

    melek bana okumamı emretti. okuma bilmediğimi söyledim. beni kollarının arasına alıp kuvvetle sıktı; sonra 'oku!' dedi. ben yine 'okuma bilmem.' dedim. beni tekrar kollarının arasına aldı, kuvvetle sıktı ve 'oku!' diye tekrar etti. ben yine 'okuma bilmem.' dedim. üçüncü defa kollarının arasına alıp daha kuvvetlice sıktıktan sonra bıraktı ve şöyle dedi:

    'yaratan rabbinin adıyla oku. o, insanı alaktan yarattı. oku. rabbin en büyük kerem sahibidir. o, kalemle öğretendir. insana bilmediklerini öğretmiştir.' (buhari)

    muhammed'in okuması istenen yazılı bir metin yok ortada. oku dendiğinde 3 kez okuyamadığını anlıyoruz. en sonunda yalnızca 'oku' değil, 'yaratan rabbinin adıyla oku' deniyor ve rabbin adıyla okunduğu vakit, perdeler kalkıyor. muhammed, kainatı okuyabiliyor. çünkü o, insana bilmediklerini öğretmiştir.
  • kur'an'ın 96. suresidir. 19 ayetten oluşur. alak kan pıhtısı anlamındadır. türkçede alaka olarak kullanılan kelime de aynı kökten gelir ve bağlantı, ilgi gibi anlamlarda kullanılır. muallak kelimesi de aynı kökten türetilen ve asılmış anlamında bir kelimedir. kelimeye tıbbın gelişmesi ile birlikte embriyo, veya embriyonun rahim duvarına tutunması ile bağlantılı olarak verilen yeni anlamlara göre tefsir ve meallerde alak embriyo veya "asılıp tutulan şey" anlamlarında da kullanılır olmuştur. buradan da izlenebilir
  • özgürlüğün elinden alınmasına izin verme, gerçek kaynağı o’dur,. doğru bildiğin yolu her zaman sorgula, oku, öğren, davet et ama başkasını engelleme. herkesin yürüdüğü yol ve durağı birbirinden farklı. sonunda kimin doğru yere varacağını, insan bilemez. bildiğini sanan yanılır. yanlışta olan, seni de kendi yanlışına çağırır.

    https://kuranadair.blogspot.com/…1-alak-suresi.html

    https://youtu.be/gbm8e6jov7c
  • ilk ayet yaz* değil; oku*. yani kültürden kurtul; bilmediğine, bilinmeze en duru* gözlerle bir bak ki kültür oldukça ezbere çünkü. zihinsellikten arın. sonra, evet sonra geleceğin yer kanlı bir et parçası olduğun gerçeğidir. bu had bildirmekten fazlası. bu yitip gitmenin, bedenselliğin kabulü, geçicilik, sülük... kabul et, buradan başka çıkış yolu yok, giriş yolu da.*

    daha ilk iki ayet ki buradan hop cennet idealine zıplayınca,
    ''batı düşman''* diye atarlanırken dinini tam da batı ideali ediverdin.

    böyle olunca tabi elde var: millet bahçesi.

    oluş abi ya.
  • tamamen ebu cehil ile alakalı olan ayetlerden oluşur. muhammed'e sen ebucehile aldanma ve namazını kılmaya devam edip allah'ına yakınlaş mesajı verilir, toplam 19 ayettir.
  • yaşar nuri öztürkten okuyunca yasakçı, yasaklayan olarak anlatılanın (bkz: allah);

    (bkz: diyanet işleri başkanlığı)na ait kuran yolu mealinden okuyunca aynı kişinin namaz kılmayı yasaklayan müşrik biri ya da birileri anlamını çıkarıyorum.

    yaşar nurinin çevirisini okurken bu 19 ayet bir mantık çerçevesine oturuyor. çelişkili olmuyor. allahın evet yasak koyduğunu ama bu yasaklar iyiliğe ve doğruluğa ulaşmak için olduğunu söylüyor. günahtan sakınmak içindir yasaklar diyor. ama kuran yolunda 19 ayetin bir bütünlüğü yok. bi eften konuşuyor, bir püften konuşuyor. namaz kılmayı yasaklayan o adamı gördün mü diyor? ardından ey inkarcı o kul doğru yolda ise? diyor. düşündün mü ey resulüm ya o adam hakkı inkar ediyorsa diyor? vs. vs.

    (bi de kuran yolunda bazı ayetlerin çevirisi hiç yapılmamış. 4. ayet var mesela. kuranın orijinalinde açıkça kalem kelimesi kullanılırken, kuran yolu meali buna hiç yer vermiyor. belki önemli bir kelime, metaforik bir anlamı olabilir, sen bunu okuyucudan niye saklıyorsun?)

    neyse, bu surede geçen yasaklayan kimin için kullanılıyor? bilen varsa yeşillendirsin.
  • 15 ve 16. ayetleri diyanet tefsirine gore şöyledir:

    15 hayır hayır! eğer vazgeçmezse mutlaka onu perçeminden yakalayıp sürükleriz!
    16 o yalancı, günahkâr perçeminden!

    16. ayet için süleymaniye vakfı mealinde şöyle bir açıklama yer alır: perçem, alın kısmını gösterir. alın kısmı beynin frontal korteks denen ön bölgesini içerir. bu bölge muhakeme, doğruyu yanlıştan ayırt etme ve davranışların kontrolü gibi özelliklerden sorumludur.
hesabın var mı? giriş yap