• alay etmek dayanaksız fikirlerin bastonudur

    empatiyi sarsan ritm bozukluğudur. sözlüklerde ve gündelik yaşamda sıkça tıkırtılarını duyduğumuz bu plastik bastonları tutanların, bu bastonlara neden ihtiyaç duyduklarını uzun uzadıya incelemek gerekiyor. herhangi bir fikre ya da yaşam tarzına ya da ırka ya da biçime yönelik, argumanlara ve bilgiye dayalı eleştiri sunmak sonuna kadar açılmış algılar gerektirir. okumak, araştırmak ve en önemlisi yaşam pratiği gerektirir; yani deneyim. bir insanın adının önüne konan bir sıfatla tarif edilmeye kalkışılması, tarif edenin öngörüden ve bilgiden yoksun olduğunun göstergesidir.
    dayanağı olmayan, temelini kulaktan dolma mitlerin oluşturduğu fikirlerin ayakta durabilmesini sağlayan "alay etme" bastonu, o bastonu kullanan insanların başka başka yerlerinin de sakatlanmasına neden olacaktır zamanla. bilgiden uzaklaştıkça görünen ve duyulanla yetinmek zorunda kalır insan. sıkça rastladığımız bu alay etme yöntemi, karşısındaki insanın ya da fikrin ya da ırkın yaşama hakkını yokedemeyip o yaşamla dalga geçme yöntemine sığınmaktan başka birşey değildir. aczin dibine vurmaktır. eleştirebilirsiniz; ama eleştirmek için bilgiye ihtiyaç vardır; hak verebilirsiniz; ama hak vermek için bilgiye ihtiyaç vardır; savaşabilirsiniz; ama savaşmak için bile bilgiye ihtiyaç vardır. sadece ve sadece alay etmek, dalga geçmek için bilgiye ihtiyaç yoktur. çoğu insan, bilgisizliklerinin yerini dolduracak olan bu bastonu kullanmaktan çekinmezler. bilmezler ki, bugün alay ettikleri her ne ise, yarın yan yana, iç-içe yaşamak durumunda kalacakları ve belki de ihtiyaç duyacakları şeydir. işte o zaman, o ellerinden düşürmedikleri bastonları utana sıkıla saklamaya çalışacaklar ve bilgisizliklerinin onlara hediyesi olan körlüklerine dayanak olarak kullanmaya başlayacaklardır.
  • ''kimseyle alay etme, asla kimseyi gülünç duruma düşürme, kalbinin en ücra köşesinde bile yapma bunu. insan yaşamı alaya alınmayacak kadar hüzünlü ve ciddidir.''

    (bkz: fernando pessoa)
  • öncesinde girilmiş bir entrydeki yazılanlarla dalga geçmek amacı ile, bu sözleri rero rero rö rö ööö gibi tekrarlayarak entry girenler de, oldukça sıkı bir alaycı sayılırlar.

    hayvanların kendi lisanları ile dertlerini anlatmaya çalıştıkları böğürme, anırma, kişneme ile benzer özellikte olan bu sesleri yazarken de çıkarıyor olduklarını hayal edecek olursak, bu kişilerin hayalimizde oluşan imgesi, eşekle öküz arası bir mahluka benzeyecek ister istemez.

    yine de doğrusunu onlardan öğrenmek isteriz.
    eğer, ilkmektep talebesi değilseniz, kuzum söylesenize, siz hangi ormanın, evrimi sakata gelmiş mahsulüsünüz öyle?
  • bir olay ya da kişi ile alay ediyorsanız , o olay ya da kişi ile ilgili bilgi seviyenizi sorgulayın . psikiyatrlar, bir deli ile alay etmez. ama sokaktaki ahmet efendi uzaktan güler .
  • athena'nin "alay etmeden olmaz, baska turlu yasanmaz ki" diyen bir sarkisi vardi. dinlerken 4. siniftaydim, matah bir sey oldugu zannina kapilmistim. kapis o kapis, istihza yillarca hayatimin merkezinde oldu. en ciddi konulari bile kolaylikla sarakaya alabilmek bisud meziyetimdi. ben yani seviyeli, ilimli, ehven-üş şer sarcasmin dogru adresi.

    bugun durdugum yerden sunu cok net gorebiliyorum. dunyanin alaya en muhtac insaniyla alay edecek kisi benim hayatta kendi hur irademle muhatab alacagim biri degildir. meselesini yillarca okudugu ogrendigi elzem kelimelerle aciklayamayan, kendi zanninda isnat ettigi hakirlik vasiflarini saraka yontemiyle bir insana aksettiren, bir dusunce sistemi etrafinda fikirlerini kaliplastirmak, yuymak, aktarmak icin basta benim saygi duymadigim kisi ve dusunceleri secmis oldugunda dahi kucumseme yontemine basvurmak, had bilmezligin bilmiyorum ki neresindedir. baskasiyla alay etmek, hic bilmem ki kendini evrende nasil bir yere konumlandirmaktir...
  • kesmek ve kesim kesmek alay etme amacıyla yapılan söz, tavır, jest taklitleridir.
    alay etme amacıyla alay edilen kişi (nin sözü/jesti) kesilir. kesim kesmek ise o nitelikteki alayın betimlenme adıdır, geneldir.

    "onu satyr marsyas'a da benzetebilirim. görünüş bakımından bu silenlerin tıpkısısın sokrates. yalan mı? daha başka benzerlikler de var aranızda, söyleyeyim bak. bir defa her şeyle saygısızca alay edersin, doğru değil mi? değil dersen tanıklar getiririm. kaval çalmasını bilmez misin? öyle bilirsin ki, marsyas hiç kalır yanında." eflatun - symposion/şölen (alkibiades'in ağzından)

    "biriniz 'hırpaladı' diyor 'parçaladı' kelimesi yerine, böyle oluyor işte 'alay etmek' ve 'küçümsemek', sanki sevinçten alkış tutuyor gibi!" thomas mann - joseph und seine brüder* (yusuf'un gençliği)

    (ilk giri tarihi: 3.1.2015)

    (bkz: ağız eğmek/@ibisile)
    (bkz: tansımak)
    (bkz: tersinleme), alay, istihza, ironi
    (bkz: körlemek), kör bakmak, aşağısamak, aşağılamak
    (bkz: kesim kesen kesikte kalır)
  • genellikle empati duygusu olmayan sosyopatların tercih ettiği bir yöntemdir. sıradan insanlar ise alay ederken sosyopatlara farkında olmadan özenmektedirler.
  • alay etmek, aslında başkalarını küçük düşürmekten çok, kendini büyük göstermeye çalışmaktan kaynaklanır.

    kendine olan güvenini sağlamak için başkalarını küçültmeye değil, onları destekleyip güçlendirmeye odaklanman daha mantıklıdır
  • (bkz: dalga gecmek)
    bir seyin garip, kusurlu, eksik yonlerini kucumseyerek yada abartarak gulunc duruma getirmek
  • suan cogu kisinin burda yaptigi is
hesabın var mı? giriş yap