• "mutluluk, bizde olmadığı halde başkalarına verebileceğimiz tek şeydir" demiştir.
  • duyarlılığını henüz ilk okul yıllarında fark etmiştir. beraber okuldan eve dönerlerken en yakın arkadaşı buna 'ben seni güreşte yenerim' demiştir. bunun üzerine kırda güreşe başlamışlar ve kazanan albert olunca arkadaşı ona 'ben de haftada iki kez et suyu çorbası içsem ben de kazanırım' deyince albert koşarak evin yolunu tutmuş o akşam önüne konan yemeği yememiş, kış geldiğinde palto giymemiş, okuldaki sınavlarından bilerek düşük almıştır. başkasını anlamak için eşitlik gerekir diye düşünmüştür. afrika'ya gidip tropikal hastalıkları iyileştirmek amacıyla teolojiden hemen sonra tıp okur, mezun olduğu gibi ailesiyle birlikte çekip oraya gider. her tür zenginliğe ve zevke sırt çeviren bu kişinin öyküsü assisi'li st. francis'in öyküsünü hatırlatır.
  • ne mübarek adammış.

    http://i.imgur.com/zwq2yye.jpg
  • "there are two means of refuge from the miseries of life: music and cats" lafını etmiş, iyi de etmiş kişi.
  • "başkaları bizi duygusallıkla suçlayıp gülecek diye çoğu kez içimizdeki iyiliğin sesine kulaklarımızı tıkıyoruz ama ben buna asla izin vermeyeceğim, kendi duygularımın körelmesine karşı çıkacağım." demiştir.
  • "büyük olmak iyidir, ama insan olmak daha iyidir" - a.schweitzer
  • 1875-1965 yillari arasinda yasamis kisilik. hic bir seyden mutlu olamayan, huzursuz bir insanmis. gencliginde incil incelemeleri ile dine yenilikler getirmenin yanisira dunya ustunde bach'i en iyi yorumlayan virtuozlerden biri olarak bilinmektedir. felsefe uzerine onemli calismalari ile taninmaktadir ayni zamanlarda. o yaslarda ilahiyat doktoru, felsefe doktoru, muzik doktoru unvanlarini tasimaktadir. ama yine de huzursuzdur. otuz yasinda tip doktoru olmak ister ve bu dilegi otuzsekiz yasinda gerceklesir. fakulteyi bitirir bitirmez avrupa'dan kacarcasina ayrilir ve afrika'ya yerlesir. 1913'de gabon'da sonradan dunyada un kazanan ''lambarene hastanesi''ni kurar. din, muzik, sosyoloji konularinda bir cok kitap yazar. 1952'de ''din adami olarak insanliga yuksek hizmetleri'' nedeniyle nobel baris odulu almaya hak kazanir.
  • "eylül ortasında ilk yağmurlar başladı. bu yüzden hastanenin bütün yapı malzemesinin üstünü örtmek işi de bize düştü. çalışabilecek adam bulmak hastanede çok güç olduğu için kirişleri, taban tahtalarını taşımaya, iki yardımcımla beraber ben başladım. çalışırken, bir ara beyaz takım elbiseli bir zenci gözüme ilişti. yoklamaya geldiği hastası ile oturuyordu. 'merhaba arkadaş' diye seslendim. 'bize yardım etmez misin?', 'ben entelektüelim, odun taşıyamam' demesin mi, 'tebrik ederim' diye cevap verdim. 'ben de entelektüel olmak istemiştim, ama başaramadım.' - albert schweitzer
  • geceleri okurken masasının altina içi buzla dolu bir leğen koyarmis ve uykusu gelmeye basladiginda ayaklarini daldirirmis buzlu suya.

    gece boyunca evin icinde yürüyerek okuyan lenin' in metodu kadar pratikmis bu da.
  • bir kore dizisi olan descendants of the sun'da bolca ismi geçen doktor. dizide doktorlar onu örnek almışlardı. buradan yola çıkarak merak ettim kimdir diye, afrika ve insanlık için uğraşmış yardımsever bir insanmış. hani sayısı dünyada en az olanlardan...

    bir şeyi o kadar çok seviyorsanız, bırakın gitsin. geri gelirse olacağı varmış; gelmezse zaten hiç olmamıştır.
    gibi bir söz söylediğini yazmış birçok kaynak. tanıdık geldi mi?

    ''insan yaşamının amacı başkalarına hizmet etmek, şefkat göstermek ve yardımcı olmayı istemektir.'' de demiş. kendisinin felsefesi tam da bu.

    “bir insanın sahip olabileceği en güzel anıt, insanların kalbindedir.” eminim çokça anıtı yapılmıştır.
hesabın var mı? giriş yap