• tarihte pek az bilinen hacli seferlerinden biri de (en azindan normal lise mufredatinda olmadigi icin bizim buralarda az bilinen) hristiyanlarin yine diger hristiyanlara karsi yaptigi bir seferdir. 12. yuzyilda fransa'nin guneyinde hizla yayilan bir mezhep cathar'lardi. (bkz: cathar/#3313672) katolik kilisesinin uygulamalarinin aksine sevkatle ikna yontemleriyle yayiliyordu. hristiyanligin ilk ciktigi zamanlardaki ogretilere yakin bir cizgi izliyordu. ama katolik kilisesini ve papa'nin otoritesini kabul etmedikleri icin 1209 yilinda papa innocent iii fransa'nin guneyinde catharlarin yok edilmesi icin bir hacli ordusu cagirdi. ona gore catharlar "musluman kafirlerden" bile daha tehlikeliydi.

    kilisenin onerisi gunumuzun pek cok sigortacisinin kiskanacagi bir teklifti. savasta en az 40 gun bulunanlar obur tarafta cenneti garanti ediyorlardi. bu hayatta ise kiliseye olan borclarinin birikmis faizlerini odeme yukumlulugunden kurtuluyorlardi, isledikleri herhangi bir sucta sivil mahkeme degil dini mahkeme tarafindan yargilanma hakki elde ediyorlardi. bunlara da ilave olarak ele gecirilen yerlerde elde ettikleri ganimetler onlarin oluyordu. her ne kadar bu teklif muslumanlara karsi yapilan hacli seferlerindeki teklifin aynisi olsa da savasa gidenler icin mekan cok daha cekiciydi. uzun bir yolculuga gerek kalmiyordu, savas sonrasinda eve donmek, veya ganimetleri tasimak cok kolay oldugu gibi orada da yerel halkin arasina karismalari oldukca kolaydi. tabi savasin yapilacagi ortamdaki hava kosullari da orta dogunun collerinden cok daha uygundu. sefere katilmak isteyen gonullu bulmak hic zor olmadi.

    haziran 1209'da 15-20bin kisilik bir ordu toplandi. askeri liderleri bir fransiz baron olan "simon de montfort"tu. dini lider ise papa tarafindan atanmis "arnald amaury"di. ordu guney fransa'da hizla ilerledi. buyuk olcude pasifist olan catharlar sikisinca silahla karsi koysalar da bu orduya karsi pek dayanamadilar. ilk kasaba ele gecirilince oldukca onemli bir sorun cikti ortaya. kasaba halkindan kimin cathar, yani oldurulmesi gereken, kiminse inancli bir katolik oldugunu nasil ayirt edeceklerini bilemedi askerler. papanin oradaki delegesine iletildi sorun. arnauld amary'nin verdigi cevap kilise'nin din anlayisini ortaya serer nitelikteydi: "hepsini oldurun, biz ayirt edemesek bile tanri kendine inananlari tanir ve korur"

    ordu hizla ilerlemeye, tum koy ve kasabalari yagmalamaya devam etti. 1218'de (25 haziran hatta tam tarih vermek gerekirse) simon de montfort savasta oldu. ondan sonra ordu da buyuk olcude dagildi. alinan sonuctan henuz tam tatmin olmamis olan papa bir ordu daha topladi. 1224'te bu sefer kral 8. louis onderliginde tekrar sefere cikildi. yine inanilmaz katliamlar sonucu 1244'te son cathar sehri, 1255'te de son cathar kalesi dustu. hayatta kalmayi basaran catharlar, hristiyanlarin arasinda kimliklerini belli etmeden inanclarini surdurduler. ancak bir sure sonra (tahminen 50 sene kadar sonra) catharlar tamamen yok oldular. ya da en azindan o inanc yok oldu.
  • belki papalik ve engizisyon zihniyeti yanlisi bir saskin gibi gorunme pahasina, henuz bu baslikta bahsedilmemis olan donemin engizisyonundan ve genel olarak engizisyon hakkinda bazi dogru bilinen yanlislardan biraz bahsedilmeli diye dusunuyorum.

    oncelikle gunumuzde hala ilgimizi cezbeden, ultra-katoliklikle bagdastirigimiz engizisyon algisinin hangi merceklerden gecerek bize ulastigina bakalim:

    - katolik kilisesinin sutunun bozuk oldugunu her firsatta dile getiren bir takim protestan mihraklar*,
    - ruhban sinifina kosulsuz itaat eden habsburg asilli katolik ispanya hukumdarlarinin dusmani ingiliz ve fransizlar,
    - ister katolik, ister protestan olsun, organize dinlere karsi olan 18. yuzyil aydinlanmasi,
    - ve son olarak da engizisyonu "gotik" soft-porno haline getirmis 19. yuzyil yazarlari ve cizerleri**.

    gercekte ise, engizisyon bircok acidan "modern"di. yuksek oranda okur-yazarlik, detayli arsivcilik ve toplanan bilgilerin analizi sayesinde kendilerine gore "sapkin" olan kisileri yakaliyorlardi. bu yontemlerin, sadece bugune gore degil, o zamana gore de "modern" oldugunun* kanitiysa, sadece engizisyonun degil, diger "sekuler" yonetimlerin de bu yontemleri kullanmalaridir.

    engizisyonun ortaya cikisi ise, bu katliamlarla baglantili. 12. yuzyil languedoc'unda katharizm adinda, budizm'e benzer bir karsi-kilise ortaya cikiyor(asil kokeninin, 2. hacli seferi donusu bogomiller'den etkilenen kisiler oldugu soyleniyor) ve zamanla kuzey italya'ya ve rheinland'a da yayiliyor -buralarda yanki bulmasinin sebebi olarak ise, merkezi yonetim eksikligi ve haliyle papa'nin da nufuzunun guclu olmamasi gosteriliyor. ha zaten var olan yoneticilerden bazilari da, ornegin guneybati fransa'nin en guclu figuru olan toulouse kontu vi. raymond, kathar'lari sahipleniyor(saniyorum ki bunda, sistersiyenlerden nefret etmesinin yani sira, kiz kardesinin bir perfectae olmasi da onemli rol oynamistir).

    40-50 yil boyunca papalik tarafindan gonderilen misyonerler, bolgeyi katoliklestirmekte basarisiz olunca, gelmis gecmis en guclu papalardan olan iii. innocentius'un emriyle, ingilizlerin de yer aldigi fakat buyuk cogunlugunu fransizlarin olusturdugu bir hacli ordusu yaklasik 20 yil surecek olan bir sefere cikiyor ve guney fransa'da kathar'lari koruyup kollayan hangi lord veya sehir varsa hepsine savas aciyor. unlu "caedite eos! novit enim dominus qui sunt eius" sozunun, béziers kusatmasinda soylenmis olduguna inanildigini da belirteyim. katolik inanci cercevesinde bakildigina(nihayetinde ruhun ebedi hayati, vucudun varligindan daha onemli) o kadar da garip kacmiyor.

    fakat haclilar da kathar inancini -ozellikle tasrada- tamamen yok edemiyor ve bunun uzerine 1233 yilinda, ix. gregorius tarafindan engizisyon baslatiliyor. bunun icinse, bizlere de cok tanidik gelecek sekilde ozel yetkilerle(papa disinda kimse tarafindan aforoz edilememe, aristokrasi ve yuksek devlet gorevlileri dahil herkesi kathar olmak veya onlari hos gormek suclamasiyla tutuklama, cok ilginc olarak, toplumda statusu kotu olan* insanlari**** tanik olarak kullanabilme) donatilmis fransiskan ve dominikan rahipler kullaniliyor. ayrica tutuklanan kimseler, kendilerini suclayan kisilerin kim olduklarini bilmiyor ve yanlarinda bir avukat veya konsul olmadan sorgulaniyorlar.

    tum bu ozel yetkiler ve sistematik bilgi toplayislari sayesinde engizisyon, cok efektif bir makinaydi. butun itiraflari yerel dilde dinleyip simultane olarak latinceye ceviriyorlardi. arsivleme ve indeksleme konusunda cok titiz olduklari icin, farkli itiraflar arasindaki baglantilari veya bir kisinin farkli zamanlarda kaydedilen itiraflari arasindaki farkliliklari bulabiliyorlardi. ayni zamanda, sapkinligin ailevi veya sosyal baglar yoluyla yayilabildigini dusundukleri icin, itiraflar sayesinde yeni "potansiyel sapkin"lara da ulasabiliyorlardi*.

    bu tur calisma o kadar etkili ki, "albigene" isminin geldigi albi sehrinde bir mubarisin, islerine comak soktugunu fark edip, arsivlere daldiktan bir sure sonra, mubasirin ninesinin hukum giymis bir sapkin oldugunu buluyorlar(bu noktada ben de engizitorlerin sahte delil yaratmada da yetenekli olup olmadiklarini sorguluyorum). kilise hukukuna gore, sapkinligi kanitlanmis kisilerin cocuklarinin ve torunlarinin devlette veya kilisede yetki sahibi olmalari yasak oldugundan, onlerindeki engel kalkmis oluyor. suc tasnii durumunda ise, gene arsivler sayesinde durumun asli ortaya cikiyor ve yalan soyleyen kisi, ceza olarak uzerinde kirmizi diller olan bir kiyafet giymek zorunda birakiliyor.

    bir diger konu da engizitorlerin ne derece kana susamis olduklari. bunun icin de elimizde 2 veri var:
    - 1249-1257 arasinda toulouse cevresinden: toplam 230 sapkin hapse gonderilmis, 21 tanesi ise yakilmis(1/11).
    - unlu engizitor bernard gui, yaklasik 17 senede 950 kisiye ceza vermis(senede 55). bunlardan 307'si hapse gonderilmis(hem ceza, hem de daha fazla itiraf elde etmenin bir yolu - senede 18), 143 tanesi hac giymek zorunda birakilmis(disaridayken, eski bir sapkin oldugu gorulsun diye kiyafetinin onune ve arkasina sari haclar giymek. ayrica her pazar ayini kilisenin disindan dinlemek ve yerel rahip tarafindan, kefaret icin kirbaclanmak - senede 8), 9 tanesi hacca gonderilmis(allah islah etsin diyerek, genelde avrupa manastirlarina), 42 tanesi yakilmis(senede 2.5), 69 olu de, suclu gorulerek topraktan cikarilip yakilmis. yani oyle hayal ettigimiz gibi, her gun birileri yakilmamis, gunumuz abd'sinde veya cin'de daha fazla idam cezasi veriliyor.

    bunlarin sonucunda, 1270'lerden itibaren languedoc'da acik acik "ben kathar'im" diyen kalmiyor. bernard gui'nin gorevinin bitisiyle beraber yani 1320'lerden itibarense engizisyon, hic kathar bulamamaya basliyor. bunun uzerine engizisyon, gozunu kripto-yahudilere ve kisisel mulkiyete, paraya ve dolayisiyla papaya karsi olan, fakirlik icinde yasamak isteyen fraticelli tarikatina donuyor.

    engizisyonun basarili olmasinin sebepleri arasinda, toplumda yarattigi ayrisma, sapkinlik suclamasinin getirdigi utanc, kisinin sapkinliginin kanitlanmasinin ailesine ve gelecek nesillere getirdigi maddi ve manevi yuk vs. sayilabilir. bunlarin hepsi, seref kavramina onem veren bir toplumda kritik rol oynarlar.

    son olarak engizisyon, kendi icinde tutarli. tanrinin insanlari ceza ile korkutarak dogru yola getirmeyi amacladigina inandiklari icin, tanrinin dunyadaki temsilcisi papa'nin atadigi engizitorlerin de bu yetkiye sahip olduguna, ibretlik cezalar vererek, birakin o zamani, bugun bile gordugumuz bu yolla daha az gunah islenmesini saglamak istiyorlardi. siddet kullaniminin normal olmasi, kendilerini kirbaclayan dominikanlardan ve genel olarak kefaretin ancak hem ruhsal, hem de bedensel aci yoluyla odenebilecegi inancindan dolayi, bize kabul edilemez gelse de, donem icin pek de sasirtici oldugu soylenemez.**
  • ariusçuluk, pavlikanlar, bogomilizm ve catharlar... heterodoks düşünce bir şekilde, çeşitli değişimler geçirerek varlığını sürdürdü çağlar boyunca. dolayısıyla catharlar da tamamen yok edilmedi, nitekim ön akımları göz önüne alındığında yok edilmesi de imkansızdı. muhtemelen hala fransa'nın güneyinde cathar akımının varisleri başkalaşmış düşünceleriyle ve belki de başka bir adla yaşamaktalar.

    hristiyanlar reqonquista sonucunda müslümanları yarımadadan kovduğunda aynı zamanda endülüslülerin bütün kitaplarını da imha etmişlerdir. endülüs o zaman için bilimin en önemli merkezlerinden biriydi ve eğer kitaplar yakılmasaydı insanlığın şu an belki de uzayla ilgili daha çok şey biliyor olacağı söylenir. sonuç olarak catharlar üzerine yapılan bu kıyım da bir sike derman olmadı, sadece kuzeyde ve belki de doğuda bok içinde yaşayan kıskanç hristiyanların, güney'in refah bölgesini yağmalamalarını sağladı.
  • insanın "öteki" olarak gördüklerine karşı neler yapabileceğini acı şekilde bize gösteren hazin olay.

    katoliklerin katharlardan bu derece nefret etmelerinin sebebini şu yazımda anlattım:
    katharlar ve gnostisizim
hesabın var mı? giriş yap