• muslum gurses'in dinlerken bi garip hissettiren sarkisi. raki masalarinin vazgecilmezi.

    aldanma cocuksu, mahzun yuzune
    mutlaka terkedip gidecek bir gun
    kanma sever gibi gorundugune
    "seni sevmiyorum" diyecek bir gun

    sevmek cok guzel sey, aldanmak aci
    ruhunu saracak bir buyuk sanci
    o durmayan yolcu, sen garip hanci
    hesabi vermeden gidecek bir gun

    ugruna yillari harcayacaksin
    askini omrunle bir tutacaksin
    ne yazik sonunda aglayacaksin
    gururunu yere atacak bir gun

    [prologue]
  • kimileri için "bu ne lan, kapat şunu" ayarında müslüm gürses'in en "damar" zamanlarından arabeskçe bir şarkıdır, kimileri için "yahu ben bu şarkıyı çocukluğumdan beri söylerim, ne zaman dinlediğimi de hiç bilmem, acaba niye söyletiyor bu şarkıyı bana aklım, yarabbi" gibidir, kimileri için ise kaderin ve kederin en "gerçek" özetidir.
  • do not be mistaken by her sad and childlike face
    one day, she will leave you and go away
    do not be fooled that she looks like she loves
    one day "i do not love you", will she say

    loving is pretty, being lied to is painful
    a great grief will embrace your soul
    she's the wanderer, you're the poor manciple
    she's going to check out with a bill unpaid

    you'll waste your years for her
    as one your love and life you'll consider
    alas, you're going to cry ever after
    one day she's going to destroy your honor
  • baştaki 44 saniyelik saz tıngırtısını babanın "aldanma çocuksu mahzun yüzüne " diyen acılı sesi bozar ve akabindeki damar sözlerle n'oluyo ya dersin. adam çok içten söylüyor be!
  • günlerden pazar, evde oturuyorum, lanet olasıca interneti eve bulaştırdığımdan beri sadece bilgisayar zaman geçirtiyor bana, kitap mitap hak getire. gerçeğini okuyamıyoruz diye çizgi romanını aldık dünya klasiklerinin, onlar da malak gibi yatıyor rafta. pazarları facebook ve sözlük kapalı olduğundan yan siteler idare edemiyor beni, sıkılıyorum. sap sıkılınca ne yapar? canı sıkkın sap arar, "it iti çöplükte bulur" hesabı, diyo "sokağa çıkalım", ne yapacağız sorusu tarih olmuş artık, klasik, pes'e gideriz.

    hazırlanıp çıkıyorum, ineceğim yere yaklaşınca önümdeki kalkıyor, bir ön koltukta oturanı da görebiliyorum artık. havalar soğuk, kafasında bere var, kuru kafa desenli bere, saçları ilginç bir kızıl, kızılbakır diyorlar sanırım ve kat kat kesilmiş, arka taraftaki arkadaşlarına bakıyor, dudağındaki piercing gözüme ilişiyor. sınıflandırmayı, farklı olanları yadırgamama rağmen; emo mu? entel mi? tiki mi? bu kız diye düşünmekten kendimi alıkoyamıyorum.

    arkadaşlarına selam ederken kulağında telefon, dinliyor sürekli, inmesine yakın dudaklarından bir cümle dökülüyor.

    "sevmek güzel şey ama aldanmak acı"

    nasıl yani? baba'nın şarkısı bu, belki de en güzel şarkısı. aslında tüdanya'nın şarkısı ama müslüm gürses söyleyince anlamı bir değişik olur. sonradan arabesk/fantazi şarkıcı müsveddeleri de söylemedi bu şarkıyı, bu kız nerden biliyor ki bunu? o değil zoruma giden! biz dinleyince "ıyy, iğrenç, amele" oluyoruz da siz sözlerini araklayıp kullanınca şair oluyorsunuz ya benim derdim o.

    ---

    şarkı ise mükemmel sözlerine karşılık çok kısadır. vucüdu 1 dakikayı aşmamasına rağmen, başındaki bağlama, sonundaki şiirle 4 dakikaya yaklaşır. yarın öbürgün bir arabesk playlist lazım olur da bu şarkıyı yazarsanız, peşine unutumazsın'ı koyun, onu baba da söyler bülent ersoy da.

    ek : şarkının gerçek ismi gidecek bir gün olmasına rağmen bilen sayısı çok az olduğu için bu isimle bilinmesi ve aranması normal karşılanmalıdır.
  • bir arabesk şarkı değil de, herhangi bir şairin türkçeye çevrilmiş şiiri, ya da memleketimizin şairlerinden birisinin olsaydı bu şarkının sözleri;

    lisede defterin arkasına yazmayanı, aşk acısı çekince okuyup ağlamayanı vururlardı bu ülkede... arabesk olunca işte ne kadar banal, ne kadar sıradan değil mi?

    "o durmayan yolcu sen bir garip hancı
    hesabı ödemeden gidecek bir gün"

    (bkz: yarım kalmışlıklar)
  • bu şarkıyı yaparken dinleyici kitlesini az çok biliyordun be ali tekintüre, ne diye kıydın bizlere ki. ne gerek vardı buna ya, binlerce şarkı yaptın zaten bunu da kendine saklasaydın. şimdi bu şarkının hakkını verebilmek için kurulan içki masalarının hesabını kim verecek ki hancıya. sana hiç gelmiyorum müslüm baba, 2000'e yakın şarkın var şunu ne diye söyledin. yapmayacaktınız bunu. şimdi sizin yüzünüzden açıp kollarımı bekliyorum gelir diye, ümidim içimde soluyor her sabah.
  • kadınların çok rahat "seni sevmiyorum" demelerini bu kadar acı bir şekilde anlatan şarkı.
  • şarkının başında yer alan uzun bir bağlama solodan sonra müslüm gürses'in hüzünlü bariton sesi insanın omuzlarını yere düşürür. bu şarkının, piyasadaki en sulu adamı bile ciddiyete davet etme özelliği vardır. müslüm gürses'in bu ve bunun gibi şarkıları ile orhan gencebay şarkıları mukayese edildiğinde, orhan gencebay -kendisinin de söylediği gibi- gerçekten arabesk yapmamaktadır.
  • herşey tıkırında giderken bile dinleyenlerine baba'dan rahat olmadığını gösteren şarkı.

    arkadaş tüm o arabesk şarkıların yekününde dillendirdiğin erilmez muradına ermişsin işte. nihayet gün yüzü görmüş rahata kavuşmuşsun. tam keyfini çıkarıp meşke dalacağın noktada baba yine kıyım kıyım giriyor araya:

    "aldanma cocuksu, mahzun yuzune
    mutlaka terkedip gidecek bir gun
    kanma sever gibi gorundugune
    seni sevmiyorum diyecek bir gun"

    ayh! daralttın vallahi müslüm.

    edit: babamız doğru demiş beyler.
hesabın var mı? giriş yap