• - bütün yaptıklarından sonra karşıma geçmiş hala konuşuyorsun. bak! artık sana bagırmıyorum bile.sinirlenmiyorum
    - yine başlama lütfen. ne yapmışım ben?
    - hangi birisini sayayım. bu eve taşınırken ben hamal gibi sırtıma eşya yüklüyordum , sen iş arkadaşım dediğin o cüce herifle kimbilir hangi meyhanede öğlen vakti bira içmeye başlamıştın.
    - bir dakika o içmek değil iş yemeğiydi bi kere
    - ya sus ve beni dinle. bir kere de beni dinle. ben çok iyi biliyorum senin iş yemeklerini. altı üstü boktan bir şirkette üç kuruş maaşla para sayıyorsun akşama kadar. bizim hiç elimize geçmeyecek paraları. hadi onu geçtim, ya abimin doğumgününde herkes bu evin içinde toplanmış seni beklerken, senin telefon açıp acil işim çıktı demen?
    - ama o gün gerçekten acildi işim ve özür diledim bunun için
    - arkadan isteka sesleri geliyordu sen kimi kandırıyorsun? okey arkadaşlarını bırakamadığın için, abimin doğum gününe önem vermediğin için o gün bu evde olmadığını bilmediğimi mi sanıyorsun?
    - gerçekten acil işim çı...
    - konuşma sus, hep sen konuştun artık sıra bende. ben tatildeyken seni aradığımda, sabahın köründe cep telefonunu açan kadın kimdi peki? tabi ben salak olduğum için görmezden geldim bunca zaman, ama bunu da biliyordum.
    - yaaa hayatım, sabahın köründe açtıysa bizim aylin’dir kim olacak başka? yahu kadının kocası da bizimle aynı ofiste bilmiyor musun. nasıl böyle bir şey düşünürsün? ve neden bana bunu o gün hemen sormadın. kafandan neler geçiyor senin?
    - hala gözümün içine bakarak yalan söylüyorsun, sana söylenecek hiç birşey yok artık. yıllardır sana diyorum ki bak naim’ciğim, bitanem, hayatım: biz bu şekilde devam edemeyiz. bu sorunları konuşmalıyız, örtbas edilemeyecek kadar büyüdü artık sorunlarımız. ama konuşamıyoruz. ancak kavga. patırtı gürültüden evimize bile kimse gelmiyor artık ...
    - senin geceleri bağırmalarından bütün mahalle illallah etti ondan gelmi...
    - kes be! ben ne zaman bağırdım sana
    - şu an mesela, bağırıyorsun. hem de hiç bağırmıyorum artık sana demiştin az ön...
    - hala konuşuyorsun, e tabi senin her şeye verecek cevabın var. peki gittin o kadar parayı annenin ameliyatına verdin, bütün birikimimizi...
    - ama sağlık işi bu hayatım nasıl bunu sorarsın, fena mı oldu kadın iyileşti
    - o zaman senden istediğim üç kuruşu bana niye çok gördün? cimriliğinden hasta olacaksın hasta. acıyorum sana, kendime de acıyorum hem de çok acıyorum naim. boşa giden her günüme acıyorum.
    - sırf arkadaşın satıyor diye o boktan arabayı almadım diye cimri oldum öyle mi? . bekle de krediyle adam gibi bir şey alalım dedim dinlemedin
    - ne yüzle bunu söylüyorsun. kız sana on milyarlık arabayı beşe bırakıyor sen sırf bana olan kininden, sırf benim istediğim bir şey olmasın diye itiraz ediyorsun.
    - ya allahaşkına yapma dilek, o arabayı hurdaya bile çıkaramazsın. hem anlamıyorsun, hem de anlamadığın şey için benimle kavga edi...
    - ben zaten hiç birşeyden anlamam değil mi naim. ben arabadan da anlamam, ben evden de anlamam, ben alışverişten de anlamam, ben sevgiden de anlamam, ben yetersiz bir kadınım zaten senin gözünde, neden gidip kendine bunlardan anlayan bir kadın bulmuyorsun o zaman, neden aylin’le gezmiyorsun sabaha kadar. benden nesi fazla o kadının söyle ha? şişe dibi gözlüklü yerden bitme çarşı kevaşesi.
    - ya sen evli barklı kadın hakkında niye öyle konuşuyorsun ne alakası var aylin’le tüm bunların. bunları niye karıştırıyorsun yok sevmekten anlamazmışsın falan. neler diyorsun sen dilek?
    - tabi koru sen daha o orospuyu. bakışlarından belli zaten. söyle nerde buluşuyorsunuz siz? söyle bana yemin ediyorum hiç kızmayacağım. benden güzel mi sevişiyor söyle.
    - dilek biz seninle sevişmiyoruz ki zaten. eskiden hafta olarak hesaplardım şimdi milli bayramlar üzerinden hesaplıyorum. hiç unutmuyorum geçen sene zafer bayramında bir şeyler olmuştu da yirmibeş pare top atışıyla kutlamıştım o günü
    - şu haline bak bir de utanmadan dalga geçiyorsun. sen ne zaman doğru dürüst bir adam oldun da bana bir çiçek alıp geldin eve. ne zaman güzel bir yemeğe çıkardın, ne zaman bir yüzüme güldün de bana bunları soruyorsun?
    - çiçek verince sevişeceksek ben rusa gideyim dilek. aynı şey. konuyla ne alakası var bunların.
    - ben çok iyi biliyorum senin hangi ruslara gittiğini terbiyesiz ahlaksız, bana hiç acımıyorsun değil mi? gerçi aylin’de sarışın ne farkı var ruslardan. göz göre göre beni aldatıyorsun ben affediyorum seni. salak mıyım ben ha? salak mıyım?
    - hahahahahaha
    - ne gülüyorsun be? ne gülüyorsun!
    - dilek bağırma. beş senede nasıl bu kıvama geldin ona gülüyorum. bak benim aylin denen karıyla hiç bir şe...
    - karı tabi karı o zaten. orospu karı. karın mı olsun istiyorsun git onunla evlensene giiiiit
    - ya sen iyice delirdin artık
    - tabi ben deliyim. delirttin beni çünkü sen, bir güzel delirttin.
    - bak ben aylin’i hayatımda ofis dışında bir yerde görmedim bile. hem ayrıca sen beni şerefsiz mi sandın, evli bir kadına göz koyacak kadar ha? asıl sen beni orospu çocuğuna çevirdin iyice, yeter artık. ayıp kızım her şeyden önce, sen nasıl böyle sözleri ağzına alırsın.
    - ağzına da mı alıyor doğru söyle. alıyor dimi. allah belasını versin ikinizin de.
    - offff yeter artık bunları konuştuğumuz, hayat yeterince zor zaten, olmayan şeyler üzerine birbirimizi kırdığımıza bile değmez. hem bak bir sürprizim vardı sana. çiçek. sen istemeden önce almıştım zaten. en sevdiklerinden
    - ay deliriyorum kesin. sen busun işte
    - neyim ben
    - busun
    - busun ne be! çiçek aldım.
    - götüne sok onları
    - oha dilek oha. hediyeye laf söylenir mi. ne oldu sana? ne yapıyorsun anlamıyorum.
    - az bile sana az. çok geç naim. ben toparlandım bile, gidiyorum
    - ne?
    - gidiyorum ben
    - nereye?
    - senin olmadığın her hangi bir yere
    - ben bu kadar mı eziyet ediyorum sana
    - evet
    - ...
    - gidiyorum ben
    - git
    - vay beee yanılmamışım işte bu kadar basitmiş senin için benim gitmem

    ...

    babam o haltercinin ismini koymuş bana, ne gereği varsa. hiç sevmedim ismimi. isim seçimi konusunda bu kadar başarısızlığı yakıştıramadım ona. ama kadınları anlamak konusunda babam kadar da başarılısını görmedim. "bir kadını anlamak istiyorsan onunla çok konuşma. bir süre sonra o sana kendini tanıtır" demişti bir keresinde.

    aylin’in kayınpederi de aylin’in kocasına futbolcu ismi koymuş. cevat. hani hırvat olan.

    dilek, cevat’ın evine taşınmış. hiç üzülmedim, sadece aptallığıma şaşırdım duyduğumda. ofise getirdiği pasta böreği ikram ederken cevat’ın gözlerinin içine bakışı geliyor şimdi aklıma. gülümseyişi. aylin’le girdiği iğneleyici tartışmalar. neyse cevat o arabayı almış. mutlu olmuştur kesin. ne güzel. aldıktan bir hafta sonra araba alev almış birden. ama olsun, dilek mutlu olmuştur bir defalığına. önemli olan almak zaten bir şeyi. sağlam almak değil. sağlama almak da değil hayatı.
    ikisinin suratı da tanınmaz haldeydi. aylin’in teşhis etmesi zor olmadı cevat’ı, dövmesi vardı bir kaç yerinde. ben, kömür olmuş paltosunun cebinden çıkan, küçük kutudaki alyansımı görmeden de önce tanımıştım zaten.

    ...

    son günlerde biraz daha iyi sayılırım. yeni bir eve taşındım. onca eşyayı taşımak yordu, ama değdi. kendim için bir doğumgünü partisi verdim, ağustosun otuzunda. sevdiğim herkes katıldı, çok eğlendik. içlerinden biri, kalın camlı gözlüğünü unutmuş. yatağımda.

    (bkz: #24350463)
  • iyi rol yapan kadindir...
  • tekrar aldatılmaya mahkumdur.
  • bir gün gelecek ve aldatacak olan kadındır.
    hiç bir kadın aldatılmayı kabullenmez ve affetmez. kabullenmiş gibi yapar sadece. illa ki bir şekilde de intikamını alır.
  • kuvvetle muhtemel çocuk sahibidir, annedir.
  • aldatanı aldatmak farzdır. önce aldatayım sonra terkedeyim diye düşünüyorsa haklıdır.
  • başka bir kadının koynuna girmiş, onu bu yola ikna edebilmek için oskarlık bir performans sergilemiş, o kadına kadının istediği bazı şeyleri veya birçok şeyi vermiş, yapmış bir adamı bunları bildiğiniz halde nasıl oluyor da iğrenmeden, mide bulantısı yaşamadan o adama "sevgilim, kocam, eşim" diyebilir bir kadın benim aklım almıyor gerçekten. ben bunu yapamam o adama bir daha asla eskisi bakamam. çünkü o yolda neler yapmış olduğunu çok iyi bilirim.

    aldatmak, seks yapmak öyle anlık şekilde olacak bir şey değildir. ayrıca erkeklerin bahane olarak da çıkıp "benim için bir anlamı yoktu, sadece seks yaptık" gibi yalanlarına inanmayacak kadar da çok şey gördüm duydum. adam zaten çıkıp da size "ben onunla çok keyifli zamanlar geçirdim" diyecek de değildi zaten.

    bu hayatta her zaman ikinci bir tercih yolu vardır ve her zaman da bunu söylerim ve defalarca kez de bunu gördüm zaten. aldatan erkeğin yanında kalan kadının sevgisi yoktur sadece çıkarları vardır. sevgisi olan insan orada zaten duramazdı, içi almazdı. erkek de kendine bile saygısı olmayan bir kadına zaten saygı duymayacaktır. yapılacak şey bellidir sizi aldatan adamı o kadın ile, tercih ettiği kadın ile bırakıp gitmek. bu hayatta hiç kimse kendi onurunuzdan, gururunuzdan önemli değildir. benim için yapılacak şey çok bellidir onlara mutluluklar dileyip yoluma bakarım. bir daha da asla dünya yerinden oynasa, dünyada tek ikimiz bile kalsak o adamı yanıma bile yaklaştırmam.
  • affetmeyin! pişman olursunuz. aldatan yeniden aldatır.

    hatta aldatmayı geçtim, ayrılır ayrılmaz başka yatağa giren kadına da erkeğe de bir daha selam bile vermeyin.
    insanın yaşadığı aşka ilişkiye saygısı, ona biraz da olsa yas tutma süreci olmalı.
  • cok seven ama aldatmayi kabullenisi yanlis olan kadin. bu kadar sevmenin bedelinin muhtemelen tekrar aldatilmakla oder.
    diger bir turu de anlasmali ya da cikar iliskisi yasadigi icin aldatilmayi sallamayan kadindir.
  • kendisini hicbir zaman affedemeyecek kadindir.
hesabın var mı? giriş yap