• "kendisiyle ilgili sondan bir önceki paragrafta yazdığım ''iyi'' dilekleri iptal edelim. düşündüğümden çok ama çok daha iğrenç ve şeref yoksunu bir insanmış"

    bu yazı bu konuyla ilgili hayatımı ve kafamı son meşgul edişim. hani diyor ya şair "yazmasam ağlayacaktım" diye. yazmasam ağlamayacaktım ama dağa taşa da haykırmak istemiyorum. son kez yazmak ve içimdekileri dökmek, kendime yakışır şekilde çekip gitmek istiyorum.

    uzunca bir süre tek başıma kalıp her şeyi etraflıca düşündükten sonra anladım ki; insan ayrıldıktan sonra bile kendisine ait olduğunu düşündüğü şey uğruna kavga ediyormuş.

    ben bilseydim onlarca gecesini benimle sabah eden insanın artık başkasıyla sabahladığını, bilseydim bana ait sandığım kişinin aslında bana ait olmadığını, savaşmaz, ben de vazgeçerdim. böylece ihanete kendi gözlerimle görecek kadar yakınlaşmamış olur, aldatıldığım süreçte aldatıldığımı bilmeden verdiğim savaşların, söylediğim güzel sözlerin pişmanlığını yaşamamış olurdum.

    en kötüsü bu his sanırım. "keşke en başında çekip gitseydim de kendimi bu kadar düşürmeseydim" hissi. çünkü aldatıldığın gerçeğini bile kabullenebiliyorsun. başkasıyla vakit geçirir mi korkusu bir zaman önce aklını kaçırmana sebep olabilecekken, bu korkunun gerçek olduğunu öğrendiğinde bununla yaşayabiliyorsun. çünkü o tercihini yapmış artık. inat uğruna değil, kısas uğruna değil, canı isteyerek yapmış. canı başkasını istemiş. ötesi yok.

    içki içen biri değilim. uyuşturucu kullanmıyorum. ilaç kullanmıyorum. normal sigara bile içmiyorum. yani üzüntümü de derdimi de acımı da kafamı dağıtmadan sek yaşıyorum. yaşadım ve bitti.

    bir insana inanmış olmanın bedelini en ağır şekilde ödedim.

    umarım içinde bulunduğu boşluktan dolayı vakit geçirdiği insanlar düzgün insanlar olur da ona zarar vermezler. dünya ve özellikle insanlar kötü. umarım onu kullanmazlar, umarım özel gibi görünen ama aslında yüzeysel ve basit olan ihtiyaçları uğruna onu kandırmazlar. tek dileğim bu.

    ...ve daha acı veren bu; keşke bana ait olmadığını daha önce söyleseydi, bilseydim, kendime yakışır şekilde çekip gidebilirdim.
  • doğum günleri, fallar, yıldızlar... tüm dilek dilenecek yerlerde aşk dilerdim para dilerdim. son 6 aydır sadece sağlık diliyorum. öğrendim ki sağlığım olmazsa bana acı verebilecek başka bişey yok. aldatmaktan daha acı şey tedavisi olmayan hastalıktır.
  • seni aldattığı kişinin en yakın arkadaşın olması. üstüne aynı olayın bir sonraki sevgilin ve en yakın arkadaşın tarafından tekrar gerçekleşmesi.
    evet iki kere.
    (bkz: true story)
  • hiç sevilmemiş olmak, olsa gerek.

    ne demiş dostoyevski;
    "insan sevdiğini unutur ama sevilmediğini asla."

    bu alıntı için teşekkürler arkadaşım.
  • nietzsche: “bana yalan söylediğine üzülmedim.
    bundan sonra sana inanamayacağıma üzüldüm.” diyor.

    asıl acı olan aldanmak değil, bir daha o dahil hiç kimseye güvenemeyecek olmak değil midir?
  • bütün deliller sabitken yüzüne vurduğunuzda inkar etmesi. hala kafada şüphe yaratma çabasıyla 2 kez aptal yerine koymaya çalışması. yaptığının arkasında duramaması. böyle birine değer verdiğiniz için hem kendinden hem kendinizden soğutması.
  • olm manyak mısınız?.. aldatmaktan daha çok acıtan şey aldanmakmış, yok en yakın arkadaşın aldatması, falan fişman güzellemeler...

    allah en gecinden versin, hatta göstermesin de, anneniz ölsün göreceğim sizi...

    bakalım aldatmak, aldatılmak aklınıza gelecek mi o gün... annesi göçmüşlere allah sabır versin, hala hayatta olanlara da uzun ömürler inşallah.
  • ayak serçe parmağının sehpaya çarpması.
  • ilişkinin çok fırtınalı geçen son zamanlarında kıyaslandığın her şeyin, aşağılandığın her özelliğinin bir başkasını düşünerek yapılmış olduğunu aldatıldığını öğrendiğin gün kafanda şimşekler çakarak anlamak. o güne kadar "ne alaka bunu demesi şimdi" dediğin her şeyin bir saniyede puzzle parçaları gibi oturması çok garip.
  • aldatan kişiden ayrılamamak.
hesabın var mı? giriş yap